SATICI İLE ALICI (SATIŞTAN SONRA) İHTİLÂFA DÜŞERLER, BÂBI
19- SATICI İLE ALICI (SATIŞTAN SONRA) İHTİLÂFA DÜŞERLER, BÂBI
2270) Abdurrahmân (bin Abdillah bin Mes'ûd) (radıyallahü anhümâ)’dan:
(Babam) Abdullah bin Mes'ûd (Ganimet malından humus olarak) emirliğe âit kölelerden bir kaç tanesini Eş'as bin Kays (radıyallahü anh)’a sattı. Sonra kölelerin bedelinde ihtilâfa düştüler. İbn-i Mes'ûd : Ben (köleleri) sana yirmi bine sattım, dedi. Eş'as da : (Hayır) ben (köleleri) senden ancak on bine satın aldım. dedi. Bunun üzerine Abdullah ona: İstersen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den işittiğim bir hadisi sana haber vereyim, dedi. Eş'as de: O hadîsi ver (yani oku), dedi.
İbn-i Mes'ûd’i Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den İşittim, buyurdu ki :
(Satıcı ile alıcı (satış akdinden sonra) ihtilafa düşüp aralarında da sahid olmadığı ve satılan mal aynen durduğu zaman, (Makbul) söz, satıcının (yeminle doğruladığı) sözüdür. Ya da taraflar satılan malı geri çevirirler. (Yani satış akdini bozarlar)), dedi. (Bunun üzerine) Eş'asi
O halde ben satılan (köleler) i geri vermek görüşündeyim, dedi. Sonra köleleri geri verdi."
١٩ - باب الْبَيِّعَانِ يَخْتَلِفَانِ
٢٢٧٠ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، قَالاَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ، أَنْبَأَنَا ابْنُ أَبِي لَيْلَى، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَسْعُودٍ، بَاعَ مِنَ الأَشْعَثِ بْنِ قَيْسٍ رَقِيقًا مِنْ رَقِيقِ الإِمَارَةِ فَاخْتَلَفَا فِي الثَّمَنِ . فَقَالَ ابْنُ مَسْعُودٍ بِعْتُكَ بِعِشْرِينَ أَلْفًا . وَقَالَ الأَشْعَثُ بْنُ قَيْسٍ إِنَّمَا اشْتَرَيْتُ مِنْكَ بِعَشْرَةِ آلاَفٍ . فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ إِنْ شِئْتَ حَدَّثْتُكَ بِحَدِيثٍ سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ . فَقَالَ هَاتِهِ . قَالَ فَإِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ( إِذَا اخْتَلَفَ الْبَيِّعَانِ وَلَيْسَ بَيْنَهُمَا بَيِّنَةٌ وَالْبَيْعُ قَائِمٌ بِعَيْنِهِ فَالْقَوْلُ مَا قَالَ الْبَائِعُ أَوْ يَتَرَادَّانِ الْبَيْعَ ). قَالَ فَإِنِّي أَرَى أَنْ أَرُدَّ الْبَيْعَ . فَرَدَّهُ .