Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 27- FİYAT TAHDİDİNİ MEKRUH GÖRENLERİN (RİVAYET ETTİKLERİ HADÎSLER) BÂBI

2284) Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken (bir ara) fiyatlar yükseldi. Bunun üzerine sahâbîler:

Yâ Resûlallah! Fiyatlar yükseldi, bizler için fiyatları tahdid ve tâyin et! diye müracaatta bulundular. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (onlara cevaben) :

(Şüphesiz ucuzlatıp pahalandıran, daraltan, genişleten ve rızık veren Allah'tır. Şüphesiz, ne bir kan ne de bir mal ile ilgili her hangi bir hakkı benden isteyecek bir kimse bulunmadığı halde Rabbıma kavuşmamı umarım,) buyurdu."

2285) Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken fiyatlar (bir ara) yükseldi. Bunun üzerine sahâbîler:

Fiyatları tâyin buyurmanızı diliyoruz Yâ Resûlallah! dediler. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (onlara) :

(Sizden hiç bir kimse, kendisine yaptığım bir zulmün karşılığını benden istemediği (yani kimseye haksızlık etmediğim) halde sizden ayrılmamı (yani ölmemi) şüphesiz umarım,) buyurdu."

٢٧ - باب مَنْ كَرِهَ أَنْ يُسَعِّرَ

٢٢٨٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ قَتَادَةَ، وَحُمَيْدٍ، وَثَابِتٍ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ غَلاَ السِّعْرُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَدْ غَلاَ السِّعْرُ فَسَعِّرْ لَنَا ‏.‏ فَقَالَ ‏( إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْمُسَعِّرُ الْقَابِضُ الْبَاسِطُ الرَّازِقُ إِنِّي لأَرْجُو أَنْ أَلْقَى رَبِّي وَلَيْسَ أَحَدٌ يَطْلُبُنِي بِمَظْلَمَةٍ فِي دَمٍ وَلاَ مَالٍ ‏)‏.‏

٢٢٨٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ زِيَادٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى، حَدَّثَنَا سَعِيدٌ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَبِي نَضْرَةَ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ، قَالَ غَلاَ السِّعْرُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالُوا لَوْ قَوَّمْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ ‏( إِنِّي لأَرْجُو أَنْ أُفَارِقَكُمْ وَلاَ يَطْلُبَنِي أَحَدٌ مِنْكُمْ بِمَظْلَمَةٍ ظَلَمْتُهُ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 26- İKAALE (= ALIŞ VERÎŞ AKDİNİ BOZMA) BÂBI

İkaale: Akid yapan tarafların bu akdi kaldırmalarıdır. Taraflardan birisi bunu isterken diğeri uymazsa akid kalkmaz. Fakat diğeri de kabul ederse akid kalkmış olur. Bu bâbtaki hadîs, diğer tarafın uymasının faziletine dâirdir. Tarafların rızâsı ile akdin kaldırılmasının meşruluğu icmâ ile sabittir.

2283) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur :

(Satış akdinin kaldırılması hususunda kim bir müslümanın isteğini kabul ederse Allah onun hatâsını kıyamet günü kaldırır (bağışlar.)) "

٢٦ - باب الإِقَالَةِ

٢٢٨٣ - حَدَّثَنَا زِيَادُ بْنُ يَحْيَى أَبُو الْخَطَّابِ، حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ سُعَيْرٍ، حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( مَنْ أَقَالَ مُسْلِمًا أَقَالَهُ اللَّهُ عَثْرَتَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 25- ARTIRMA SURETİ İLE ALIM SATIM BÂBI

2282) Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir:

Ensâr'dan bir erkek (bir gün) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek dilencilik etti. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

(Evinde bir şeyin var (mı)?) diye sordu. Adam: Hayır (bir şeyim yok. Yalnız) bir çul var. Bir parçasını giyiyoruz ve bir kısmını da altımıza seriyoruz. Bir de su içtiğimiz bir adet bardak vardır, dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(O çul ile bardağı bana getir.) buyurdu. Adam da gidip getirdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunları mübarek eline aldı. Sonra:

(Kim bunları satın almak ister?) buyurdu. Bunun üzerine bir adam:

Ben ikisini bir dirheme alırım, dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki veya üç defa:

(Kim bir dirhem üzerinde artırma yapar?) buyurdu. Bir (başka) adam:

Bunları iki dirheme alırım, dedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunları (çul ve bardağı) bu adama verdi ve iki dirhemi aldı. Sonra bu parayı Ensâri kişiye teslim ederek :

(Bundan bir dirhem ile yemek salın al da aile ferdlerine yetiştir. Diğer dirhem ile de bir keser satın alıp bana getir) buyurdu. Ensâri (buyurulan işi) yaptı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)(Ensârinin getirdiği) keseri alıp mübarek eliyle buna bir sap taktı ve Ensâri ye:

(Git odun topla, onbeş güne kadar seni görmiyeceğim (görmiyeyim)) buyurdu. Adam artık odun toplayıp satmaya başladı. (On beş gün sonra) on dirhem biriktirmiş olarak geldi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

((Biriktirdiğin) paranın bir kısmı ile yiyecek, bir kısmı ile de giyecek al.) buyurduktan sonra şunu da buyurdu :

(Bu (çalışarak geçimini sağlaman), senin için kıyamet gününde, yüzünde dilencilik noktası (çirkin izi) bulunduğu halde gelmenden (haşrolmandan) hayırlıdır. Dilencilik şüphesiz ancak şu üç kişi için olabilir: Şiddetli fakirlik çeken, çok ve ağır borç altında bulunan ve can yakıcı kan diyetini ödemeyi yüklenen.) "

٢٥ - باب بَيْعِ الْمُزَايَدَةِ

٢٢٨٢ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ، حَدَّثَنَا الأَخْضَرُ بْنُ عَجْلاَنَ، حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ الْحَنَفِيُّ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، أَنَّ رَجُلاً، مِنَ الأَنْصَارِ جَاءَ إِلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَسْأَلُهُ فَقَالَ ‏( لَكَ فِي بَيْتِكَ شَىْءٌ ‏)‏.‏ قَالَ بَلَى حِلْسٌ نَلْبَسُ بَعْضَهُ وَنَبْسُطُ بَعْضَهُ وَقَدَحٌ نَشْرَبُ فِيهِ الْمَاءَ ‏.‏ قَالَ ‏( ائْتِنِي بِهِمَا ‏)‏.‏ قَالَ فَأَتَاهُ بِهِمَا فَأَخَذَهُمَا رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ بِيَدِهِ ثُمَّ قَالَ ‏( مَنْ يَشْتَرِي هَذَيْنِ ‏)‏.‏ فَقَالَ رَجُلٌ أَنَا آخُذُهُمَا بِدِرْهَمٍ ‏.‏ قَالَ ‏( مَنْ يَزِيدُ عَلَى دِرْهَمٍ ‏)‏.‏ مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا قَالَ رَجُلٌ أَنَا آخُذُهُمَا بِدِرْهَمَيْنِ ‏.‏ فَأَعْطَاهُمَا إِيَّاهُ وَأَخَذَ الدِّرْهَمَيْنِ فَأَعْطَاهُمَا الأَنْصَارِيَّ وَقَالَ ‏( اشْتَرِ بِأَحَدِهِمَا طَعَامًا فَانْبِذْهُ إِلَى أَهْلِكَ وَاشْتَرِ بِالآخَرِ قَدُومًا فَأْتِنِي بِهِ ‏)‏.‏ فَفَعَلَ فَأَخَذَهُ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَشَدَّ فِيهِ عُودًا بِيَدِهِ وَقَالَ ‏( اذْهَبْ فَاحْتَطِبْ وَلاَ أَرَاكَ خَمْسَةَ عَشَرَ يَوْمًا ‏)‏.‏ فَجَعَلَ يَحْتَطِبُ وَيَبِيعُ فَجَاءَ وَقَدْ أَصَابَ عَشْرَةَ دَرَاهِمَ فَقَالَ ‏( اشْتَرِ بِبَعْضِهَا طَعَامًا وَبِبَعْضِهَا ثَوْبًا ‏)‏.‏ ثُمَّ قَالَ ‏( هَذَا خَيْرٌ لَكَ مِنْ أَنْ تَجِيءَ وَالْمَسْأَلَةُ نُكْتَةٌ فِي وَجْهِكَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّ الْمَسْأَلَةَ لاَ تَصْلُحُ إِلاَّ لِذِي فَقْرٍ مُدْقِعٍ أَوْ لِذِي غُرْمٍ مُفْظِعٍ أَوْ دَمٍ مُوجِعٍ ‏)‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget