Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 11- MAHSÛLÜN ÜÇTE BİRİ VE DÖRTTE BİRİ KARŞILIĞINDA MÜZÂRAA (ARÂZİYÎ KÎRAYA VERME) RUHSATI

2556 - “... Amr bin Dinar'dan; Şöyle demiştir:

Ben Tavûs'a; Yâ Ebâ Abdirrahmân! Keşke şu muhabere işini bırakaydın. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bunu yasakladığını söylüyorlar, dedim. Tavus (radıyallahü anh) :

Ey Amr! Ben (arazimi kiraya verdiğim) kimselere yardım (kolaylık) ederek (arazimi) veriyorum. Şüphesiz Muaz bin Cebel (radıyallahü anh) de bizim yanımızda (yani Yemen'de vali iken) halkı Muhabere işlemi üzerinde tuttu (yani ruhsat verip destekledi). Ve (Muhabere hükmünden) herkesten ziyâde haberdar olan zât (Yani İbn-i Abbâs) (radıyallahü anhümâ) bana haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Muhabere işlemini yasaklamadı ve lâkin buyurdu ki

(Şüphesiz birinizin, arazisini ziraat için (din) kardeşine karşılıksız vermesi, o arazi karşılığında belirli bir ücret almasından kendisi için hayırlıdır.) "

2557) '..... Tâvûs'dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: Şüphesiz Muâz bin Cebel (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, Ebû Bekir'in, Ömer'in ve Osman (radıyallahü anhüm)'ün devirlerinde araziyi (mahsûlünün) Üçte biri ve dörtte biri karşılığında kiraya vermiştir. (O dönemlerden) bu güne kadar anılan kira işlemi uygulanmaktadır. "

2558)

١١ - باب الرُّخْصَةِ فِي الْمُزَارَعَةِ بِالثُّلُثِ وَالرُّبُعِ

٢٥٥٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، أَنْبَأَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ، قَالَ قُلْتُ لِطَاوُسٍ يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ لَوْ تَرَكْتَ هَذِهِ الْمُخَابَرَةَ فَإِنَّهُمْ يَزْعُمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْهُ ‏.‏ فَقَالَ أَىْ عَمْرُو إِنِّي أُعِينُهُمْ وَأُعْطِيهِمْ وَإِنَّ مُعَاذَ بْنَ جَبَلٍ أَخَذَ النَّاسَ عَلَيْهَا عِنْدَنَا وَإِنَّ أَعْلَمَهُمْ - يَعْنِي ابْنَ عَبَّاسٍ - أَخْبَرَنِي أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لَمْ يَنْهَ عَنْهَا وَلَكِنْ قَالَ ‏( لأَنْ يَمْنَحَ أَحَدُكُمْ أَخَاهُ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَنْ يَأْخُذَ عَلَيْهَا أَجْرًا مَعْلُومًا ‏)‏.‏

٢٥٥٧ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ ثَابِتٍ الْجَحْدَرِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ، عَنْ خَالِدٍ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ طَاوُسٍ، أَنَّ مُعَاذَ بْنَ جَبَلٍ، أَكْرَى الأَرْضَ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَأَبِي بَكْرٍ وَعُمَرَ وَعُثْمَانَ عَلَى الثُّلُثِ وَالرُّبُعِ فَهُوَ يَعْمَلُ بِهِ إِلَى يَوْمِكَ هَذَا ‏.‏

٢٥٥٨ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ خَلاَّدٍ الْبَاهِلِيُّ، وَمُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ، قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ، عَنْ طَاوُسٍ، قَالَ قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ إِنَّمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( لأَنْ يَمْنَحَ أَحَدُكُمْ أَخَاهُ الأَرْضَ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَنْ يَأْخُذَ لَهَا خَرَاجًا مَعْلُومًا ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 10- YASAK OLAN MÜZÂRAA BÂBI

2553 - “... Râfi bin Hadîc (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre amcası Zuheyr (radıyallahü anh) :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize kolay olan bir işten bizi menetti, dedi. (Râfi demiştir ki) Ben de :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in söylediği şey muhakkak bir gerçektir, dedim. Bunun üzerine (amcam) Zuheyr dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bize) :

(Tarlalarınızı ne yapıyorsunuz?) diye sordu. Biz : Arazimizi (mahsûlünün) üçte birisi, dörtte birisi ve buğdaydan, arpadan vesk (denilen ölçek) ler karşılığında kiraya veriyoruz, dedik. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Öyle yapmayınız. Bunları ya kendiniz ekiniz veya (başkasına ücretsiz verip) ektiriniz), buyurdu. "

2554 - “... Râfi bin Hadîc'in yeğeni Üseyd bin Zuhayr (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Birimizin arazisi ihtiyacından fazla olunca onu mahsûlünün üçte bir, dörtte bir ve yarısı karşılığı (kiraya) verir ve su arklarının kenarlarında yetişen mahsûlden üç hisse, kusara (kapçıklar) ve tarlanın sulak kısmının mahsûlünü (n kendisine verilmesini) şart ederdi. Geçim o zaman zor idi. Ziraatçı kimse de arazide demirle ve Allah'ın dilediği tarım âletleri ile çalışmak suretiyle ondan yararlanabilirdi. (Bir gün) Râfi bin Hadic yanımıza gelerek : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) size yararlı olan bir işten şüphesiz nehiy etti. Allah'a itâat ve Onun Resulüne itâat sizin için daha yararlıdır. Şüphesiz, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sizi Haki muamelesinden menetti ve buyuruyor ki .

(Kim ki arazisi ihtiyacından fazla ise bunu (zirâat için etin) kardeşine (karşılıksız) versin. (Yani kardeşi geçici olarak onu ekip yararlansın) ya da (tarlasını ekinsiz) bıraksın) dedi. "

2555 - “... Urve bin Zübeyr (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir:

Zeyd bin Sabit (radıyallahü anh) dedi ki: Allah Râfi bin Hadic'i mağfiret eylesin. Vallahi ben (Müzâraa'ya ait) hadîsi ondan daha iyi bilirim. (Müzâraa'dan dolayı) döğüşmüş olan iki adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldiler. Peygamber de: (Hâliniz böyle olursa tarlaları kiraya vermeyiniz, ) buyurdu. Râfi de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (yalnız) : (Tarlaları kiraya vermeyiniz) emrini işitmiş (olayın evveliyatını işitmemiş) tir. "

١٠ - باب مَا يُكْرَهُ مِنَ الْمُزَارَعَةِ

٢٥٥٣ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، حَدَّثَنِي أَبُو النَّجَاشِيِّ، أَنَّهُ سَمِعَ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ، يُحَدِّثُ عَنْ عَمِّهِ، ظُهَيْرٍ قَالَ نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَنَا رَافِقًا ‏.‏ فَقُلْتُ مَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَهُوَ حَقٌّ ‏.‏ فَقَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( مَا تَصْنَعُونَ بِمَحَاقِلِكُمْ ‏)‏.‏ قُلْنَا نُؤَاجِرُهَا عَلَى الثُّلُثِ وَالرُّبُعِ وَالأَوْسُقِ مِنَ الْبُرِّ وَالشَّعِيرِ ‏.‏ فَقَالَ ‏( فَلاَ تَفْعَلُوا ازْرَعُوهَا أَوْ أَزْرِعُوهَا ‏)‏.‏

٢٥٥٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى، أَنْبَأَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، أَنْبَأَنَا الثَّوْرِيُّ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ أُسَيْدِ بْنِ ظُهَيْرٍ ابْنِ أَخِي، رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، قَالَ كَانَ أَحَدُنَا إِذَا اسْتَغْنَى عَنْ أَرْضِهِ، أَعْطَاهَا بِالثُّلُثِ وَالرُّبُعِ وَالنِّصْفِ وَاشْتَرَطَ ثَلاَثَةَ جَدَاوِلَ وَالْقُصَارَةَ وَمَا سَقَى الرَّبِيعُ وَكَانَ الْعَيْشُ إِذْ ذَاكَ شَدِيدًا وَكَانَ يَعْمَلُ فِيهَا بِالْحَدِيدِ وَبِمَا شَاءَ اللَّهُ وَيُصِيبُ مِنْهَا مَنْفَعَةً فَأَتَانَا رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَاكُمْ عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَكُمْ نَافِعًا وَطَاعَةُ اللَّهِ وَطَاعَةُ رَسُولِهِ أَنْفَعُ لَكُمْ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَنْهَاكُمْ عَنِ الْحَقْلِ وَيَقُولُ ‏( مَنِ اسْتَغْنَى عَنْ أَرْضِهِ فَلْيَمْنَحْهَا أَخَاهُ أَوْ لِيَدَعْ ‏)‏.‏

٢٥٥٥ - حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِيُّ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِسْحَاقَ، حَدَّثَنِي أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَمَّارِ بْنِ يَاسِرٍ، عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ أَبِي الْوَلِيدِ، عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ، قَالَ قَالَ زَيْدُ بْنُ ثَابِتٍ يَغْفِرُ اللَّهُ لِرَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ أَنَا وَاللَّهِ، أَعْلَمُ بِالْحَدِيثِ مِنْهُ إِنَّمَا أَتَى رَجُلاَنِ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَقَدِ اقْتَتَلاَ فَقَالَ ‏( إِنْ كَانَ هَذَا شَأْنَكُمْ فَلاَ تُكْرُوا الْمَزَارِعَ ‏)‏.‏ قَالَ فَسَمِعَ رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ قَوْلَهُ ‏( فَلاَ تُكْرُوا الْمَزَارِعَ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 9- AĞAÇSIZ ARAZİ (TARLA)YI ALTIN VE GÜMÜŞ KARŞILIĞI KİRAYA VERMEYE DÂİR RUHSAT

2550 - “... Tâvûs'darı rivâyet edildiğine göre :

İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ) halkın, araziyi kiralama hakkında (ileri geri) çok konuştuklarını işitince: Sübhânallah. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ancak:

(Herhangi biriniz arazisini menfaat:uz ve geçici olarak (din) kardeşine vermeli idi), buyurdu ve araziyi kiraya vermeyi yasaklamadı, dedi. "

2551) '..... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Şüphesiz herhangi birinizin kendi arazisini (din) kardeşine (işletmesi için) menfaatsız ve geçici olarak vermesi, arazi (yi işletme) karşılığı) şunu ve bunu (yani malûm bir ücreti) almasından kendisi için daha iyidir. )

İbn-i Abbâs dedi ki: Bu (yani araziyi malum bir ücret karşılığında kiraya vermek) Hakl'dır . Ensâr diliyle de Muhâkale'dir. "

2552 - “... Hanzala bin Kays'den (el-Ensârî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre:

Kendisi (araziyi altın ve gümüş karşılığında kiraya vermenin hükmünü) Râfi bin Hadice sordum. Râfi dedi ki : Biz (müstecire) : Bu kıt'anın çıkaracağı (mahsûl) sana ve bu parçanın çıkaracağı (hâsılat) bana ait olmak üzere (diyerek) arazimizi kiraya veriyorduk. Sonra arazimizi, çıkaracağı mahsûl karşılığında kiraya vermekten menedildik. (Fakat) arazimizi gümüş (ve altın) karşılığında kiraya vermekten menedilmedik. "

٩ - باب الرُّخْصَةِ فِي كِرَاءِ الأَرْضِ الْبَيْضَاءِ بِالذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ

٢٥٥٠ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ، أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ جُرَيْجٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ، عَنْ طَاوُسٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّهُ لَمَّا سَمِعَ إِكْثَارَ النَّاسِ، فِي كِرَاءِ الأَرْضِ قَالَ سُبْحَانَ اللَّهِ إِنَّمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( أَلاَ مَنَحَهَا أَحَدُكُمْ أَخَاهُ ‏)‏.‏ وَلَمْ يَنْهَ عَنْ كِرَائِهَا ‏.‏

٢٥٥١ - حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ الْعَنْبَرِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ ابْنِ طَاوُسٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( لأَنْ يَمْنَحَ أَحَدُكُمْ أَخَاهُ أَرْضَهُ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَنْ يَأْخُذَ عَلَيْهَا كَذَا وَكَذَا ‏)‏.‏ لِشَىْءٍ مَعْلُومٍ ‏.‏ وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ هُوَ الْحَقْلُ وَهُوَ بِلِسَانِ الأَنْصَارِ الْمُحَاقَلَةُ ‏.‏

٢٥٥٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ حَنْظَلَةَ بْنِ قَيْسٍ، قَالَ سَأَلْتُ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ قَالَ كُنَّا نُكْرِي الأَرْضَ عَلَى أَنَّ لَكَ مَا أَخْرَجَتْ هَذِهِ وَلِي مَا أَخْرَجَتْ هَذِهِ فَنُهِينَا أَنْ نُكْرِيَهَا بِمَا أَخْرَجَتْ وَلَمْ نُنْهَ أَنْ نُكْرِيَ الأَرْضَ بِالْوَرِقِ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget