بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
10- YASAK OLAN MÜZÂRAA BÂBI
2553 - “... Râfi bin Hadîc (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre amcası Zuheyr (radıyallahü anh) :
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize kolay olan bir işten bizi menetti, dedi. (Râfi demiştir ki) Ben de :
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in söylediği şey muhakkak bir gerçektir, dedim. Bunun üzerine (amcam) Zuheyr dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bize) :
(Tarlalarınızı ne yapıyorsunuz?) diye sordu. Biz : Arazimizi (mahsûlünün) üçte birisi, dörtte birisi ve buğdaydan, arpadan vesk (denilen ölçek) ler karşılığında kiraya veriyoruz, dedik. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Öyle yapmayınız. Bunları ya kendiniz ekiniz veya (başkasına ücretsiz verip) ektiriniz), buyurdu. "
2554 - “... Râfi bin Hadîc'in yeğeni Üseyd bin Zuhayr (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:
Birimizin arazisi ihtiyacından fazla olunca onu mahsûlünün üçte bir, dörtte bir ve yarısı karşılığı (kiraya) verir ve su arklarının kenarlarında yetişen mahsûlden üç hisse, kusara (kapçıklar) ve tarlanın sulak kısmının mahsûlünü (n kendisine verilmesini) şart ederdi. Geçim o zaman zor idi. Ziraatçı kimse de arazide demirle ve Allah'ın dilediği tarım âletleri ile çalışmak suretiyle ondan yararlanabilirdi. (Bir gün) Râfi bin Hadic yanımıza gelerek : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) size yararlı olan bir işten şüphesiz nehiy etti. Allah'a itâat ve Onun Resulüne itâat sizin için daha yararlıdır. Şüphesiz, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sizi Haki muamelesinden menetti ve buyuruyor ki .
(Kim ki arazisi ihtiyacından fazla ise bunu (zirâat için etin) kardeşine (karşılıksız) versin. (Yani kardeşi geçici olarak onu ekip yararlansın) ya da (tarlasını ekinsiz) bıraksın) dedi. "
2555 - “... Urve bin Zübeyr (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir:
Zeyd bin Sabit (radıyallahü anh) dedi ki: Allah Râfi bin Hadic'i mağfiret eylesin. Vallahi ben (Müzâraa'ya ait) hadîsi ondan daha iyi bilirim. (Müzâraa'dan dolayı) döğüşmüş olan iki adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldiler. Peygamber de: (Hâliniz böyle olursa tarlaları kiraya vermeyiniz, ) buyurdu. Râfi de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (yalnız) : (Tarlaları kiraya vermeyiniz) emrini işitmiş (olayın evveliyatını işitmemiş) tir. "
١٠ - باب مَا يُكْرَهُ مِنَ الْمُزَارَعَةِ
٢٥٥٣ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، حَدَّثَنِي أَبُو النَّجَاشِيِّ، أَنَّهُ سَمِعَ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ، يُحَدِّثُ عَنْ عَمِّهِ، ظُهَيْرٍ قَالَ نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَنَا رَافِقًا . فَقُلْتُ مَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَهُوَ حَقٌّ . فَقَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( مَا تَصْنَعُونَ بِمَحَاقِلِكُمْ ). قُلْنَا نُؤَاجِرُهَا عَلَى الثُّلُثِ وَالرُّبُعِ وَالأَوْسُقِ مِنَ الْبُرِّ وَالشَّعِيرِ . فَقَالَ ( فَلاَ تَفْعَلُوا ازْرَعُوهَا أَوْ أَزْرِعُوهَا ).
٢٥٥٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى، أَنْبَأَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، أَنْبَأَنَا الثَّوْرِيُّ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ أُسَيْدِ بْنِ ظُهَيْرٍ ابْنِ أَخِي، رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ، قَالَ كَانَ أَحَدُنَا إِذَا اسْتَغْنَى عَنْ أَرْضِهِ، أَعْطَاهَا بِالثُّلُثِ وَالرُّبُعِ وَالنِّصْفِ وَاشْتَرَطَ ثَلاَثَةَ جَدَاوِلَ وَالْقُصَارَةَ وَمَا سَقَى الرَّبِيعُ وَكَانَ الْعَيْشُ إِذْ ذَاكَ شَدِيدًا وَكَانَ يَعْمَلُ فِيهَا بِالْحَدِيدِ وَبِمَا شَاءَ اللَّهُ وَيُصِيبُ مِنْهَا مَنْفَعَةً فَأَتَانَا رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَاكُمْ عَنْ أَمْرٍ كَانَ لَكُمْ نَافِعًا وَطَاعَةُ اللَّهِ وَطَاعَةُ رَسُولِهِ أَنْفَعُ لَكُمْ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَنْهَاكُمْ عَنِ الْحَقْلِ وَيَقُولُ ( مَنِ اسْتَغْنَى عَنْ أَرْضِهِ فَلْيَمْنَحْهَا أَخَاهُ أَوْ لِيَدَعْ ).
٢٥٥٥ - حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِيُّ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِسْحَاقَ، حَدَّثَنِي أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَمَّارِ بْنِ يَاسِرٍ، عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ أَبِي الْوَلِيدِ، عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ، قَالَ قَالَ زَيْدُ بْنُ ثَابِتٍ يَغْفِرُ اللَّهُ لِرَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ أَنَا وَاللَّهِ، أَعْلَمُ بِالْحَدِيثِ مِنْهُ إِنَّمَا أَتَى رَجُلاَنِ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَقَدِ اقْتَتَلاَ فَقَالَ ( إِنْ كَانَ هَذَا شَأْنَكُمْ فَلاَ تُكْرُوا الْمَزَارِعَ ). قَالَ فَسَمِعَ رَافِعُ بْنُ خَدِيجٍ قَوْلَهُ ( فَلاَ تُكْرُوا الْمَزَارِعَ ).