ALIM SATIMDA ALDATILMAKLA MÂLINI ZARARA SOKAN KİMSEYİ MALINDA TASARRUF ETMEKTEN MEN ETME BÂBI
24- ALIM SATIMDA ALDATILMAKLA MÂLINI ZARARA SOKAN KİMSEYİ MALINDA TASARRUF ETMEKTEN MEN ETME BÂBI
2444 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den şöyle demiştir:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken (kişisel yararlarını koruma) açısından akıl ve görüşünde zayıflık bulunan bir adam vardı ve alış veriş ederdi. Onun aile ferdleri Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek:
Yâ Resûlallah! Onu malında tasarruf etmekten menet, dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de adamı çağırttı ve onu alım satım işinden menetti. (Fakat) adam:
Yâ Resûlallah! Ben alım satımdan kendimi tutamam, dedi. Bunun üzerine Resül-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) adama şöyle buyurdu:
(O halde alım satım ettiğin zaman (muhatabına) : Bunu al (veya, al ve ver) ve (İslâm dininde) aldatmak yoktur, de. )
2445 - “... Muhammed bin Yahya bin Habbân (radıyallahü anhüm)'den; Şöyle demiştir :
O, benim dedem Münkız bin Amr'dır. (Bir savaşta) beynine kadar varan bir baş yarası almıştı ve bu yara onun dilini kırmıştı (ağırlaştırmıştı. ) Kendisi buna rağmen ticâreti bırakmazdı ve (alış verişte) devamlı aldatılırdı. (Bir gün) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına gelip durumunu O'na arzetti. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem), kendisine:
(Sen alış veriş ettiğin zaman . (İslâm dininde) aldatmak yoktur, de. Sonra sen, satın aldığın her mal(ı geri vermek) hususunda üç geceye kadar muhayyersin. (Bu üç günlük süreden) sonra rızan olursa malı tut ve arzulamazsan malı sahibine geri ver, ) buyurdu, "
٢٤ - باب الْحَجْرِ عَلَى مَنْ يُفْسِدُ مَالَهُ
٢٤٤٤ - حَدَّثَنَا أَزْهَرُ بْنُ مَرْوَانَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى، حَدَّثَنَا سَعِيدٌ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، أَنَّ رَجُلاً، كَانَ فِي عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي عُقْدَتِهِ ضَعْفٌ وَكَانَ يُبَايِعُ وَأَنَّ أَهْلَهُ أَتَوُا النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ احْجُرْ عَلَيْهِ . فَدَعَاهُ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَنَهَاهُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي لاَ أَصْبِرُ عَنِ الْبَيْعِ . فَقَالَ ( إِذَا بَايَعْتَ فَقُلْ هَا وَلاَ خِلاَبَةَ ).
٢٤٤٥ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ حَبَّانٍ، قَالَ هُوَ جَدِّي مُنْقِذُ بْنُ عَمْرٍو وَكَانَ رَجُلاً قَدْ أَصَابَتْهُ آمَّةٌ فِي رَأْسِهِ فَكَسَرَتْ لِسَانَهُ وَكَانَ لاَ يَدَعُ عَلَى ذَلِكَ التِّجَارَةَ وَكَانَ لاَ يَزَالُ يُغْبَنُ فَأَتَى النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَذَكَرَ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ لَهُ ( إِذَا أَنْتَ بَايَعْتَ فَقُلْ لاَ خِلاَبَةَ . ثُمَّ أَنْتَ فِي كُلِّ سِلْعَةٍ ابْتَعْتَهَا بِالْخِيَارِ ثَلاَثَ لَيَالٍ فَإِنْ رَضِيتَ فَأَمْسِكْ وَإِنْ سَخِطْتَ فَارْدُدْهَا عَلَى صَاحِبِهَا ).