Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 7- ZİNA HADDİ (YANİ CEZASI) NIN BEYÂNI BÂBI

2646 - “... Ebû Hüreyre, Zeyd bin Hâlid ve Şibl (radıyallahü anhüm)'den rivâyet edildiğine göre (bu üç sahâbî) şöyle demişlerdir:

Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında idik. (Bedevilerden) bir adam (hasmı ile birlikte) geldi ve Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)’e:

(Yâ Resûlallah), Allah'a yemin ederek Allah'ın kitabı (yani hükmü) ile aramızda hüküm etmeni diliyorum, (Benimle hasmın arasında sulh yoluyla değil de Allah'ın hükmü ile hüküm etmedikçe bu dileğimde israr edeceğim), dedi. Hasmı daha dirayetli ve edebli idi. O da :

(Yâ Resûlallah) aramızda Allah'ın kitabı ile hükmet ve bana izin ver ki (durumu) arzedeyim, dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de (buna hitaben) :

(Söyle), buyurdu. Bunun üzerine söz verilen hasım (yani ikinci kişi) :

Benim oğlum bunun yanında işçi (çoban) idi Ve bunun karısı ile zina etmiş. Bu nedenle ben (bu adama) yüz koyun ve bir hadim (câriye) vererek oğlumu kurtardım. Sonra ben ilim ehlinden birkaç adama sordum. (Henüz bekâr olan) oğluma yüz değnek had (cezası) ve bir yıl sürgün, bu adamın karısına da recim (taşlamak suretiyle öldürülme cezası) nın gerektiği (bu âlimler tarafından) bana haber verildi, dedi. Bundan sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), :

(Hayatım, (kudret) elinde olan (Allah) a yemin ederim ki, şüphesiz ben, aranızda Allah'ın kitabı (yani hükmü) ile hükmedeceğim: Verdiğin yüz koyun ve hadim (câriye) sana iade olunur. Oğluna da yüz değnek vurmak ve bir yıl sürgün gerekir) buyurdu. (Sonra sahâbilerden Üneys'e de) :

(Yâ Üneys bu (bedevi) nin karısına git. Eğer (isnad edilen suçu) itiraf ederse onu recmet), buyurdu.

(Râvî Hişâm demiştir ki: Sonra Üneys kadına gitti. Kadın da (îsnâd edilen suçu işlediğini) itiraf etti. Üneys de kadını recmetti, "

2647 - “... Ubâde bin es-Sâmit (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Zina cezasının hükmünü) benden alınız. Allah şüphesiz o (zina eden) kadınlar için bir yol açtı. Bekâr (erkeğin) bekâr (kadın) la (zina etmesi cezası) yüz değnek ve bir yıl sürgündür. Seyyib (sahîh nikâhla evlenip bir defa olsun eşiyle birleşen erkeğin) seyyib (kadın) la (zina etmesi cezası) yüz değnek ve recim (taşa tutulmak suretiyle öldürülmesi) dir. )

٧ - باب حَدِّ الزِّنَا

٢٦٤٦ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَهِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، قَالُوا حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، وَزَيْدِ بْنِ خَالِدٍ، وَشِبْلٍ، قَالُوا كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَتَاهُ رَجُلٌ فَقَالَ أَنْشُدُكَ اللَّهَ إِلاَّ قَضَيْتَ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ ‏.‏ فَقَالَ خَصْمُهُ وَكَانَ أَفْقَهَ مِنْهُ اقْضِ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ وَائْذَنْ لِي حَتَّى أَقُولَ ‏.‏ قَالَ ‏( قُلْ ‏)‏.‏ قَالَ إِنَّ ابْنِي كَانَ عَسِيفًا عَلَى هَذَا وَإِنَّهُ زَنَى بِامْرَأَتِهِ فَافْتَدَيْتُ مِنْهُ بِمِائَةِ شَاةٍ وَخَادِمٍ فَسَأَلْتُ رَجُلاً مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ فَأُخْبِرْتُ أَنَّ عَلَى ابْنِي جَلْدَ مِائَةٍ وَتَغْرِيبَ عَامٍ وَأَنَّ عَلَى امْرَأَةِ هَذَا الرَّجْمَ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لأَقْضِيَنَّ بَيْنَكُمَا بِكِتَابِ اللَّهِ الْمِائَةُ الشَّاةُ وَالْخَادِمُ رَدٌّ عَلَيْكَ وَعَلَى ابْنِكَ جَلْدُ مِائَةٍ وَتَغْرِيبُ عَامٍ وَاغْدُ يَا أُنَيْسُ عَلَى امْرَأَةِ هَذَا فَإِنِ اعْتَرَفَتْ فَارْجُمْهَا ‏)‏.‏ قَالَ هِشَامٌ فَغَدَا عَلَيْهَا فَاعْتَرَفَتْ فَرَجَمَهَا ‏.‏

٢٦٤٧ - حَدَّثَنَا بَكْرُ بْنُ خَلَفٍ أَبُو بِشْرٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي عَرُوبَةَ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ يُونُسَ بْنِ جُبَيْرٍ، عَنْ حِطَّانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( خُذُوا عَنِّي خُذُوا عَنِّي قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لَهُنَّ سَبِيلاً الْبِكْرُ بِالْبِكْرِ جَلْدُ مِائَةٍ وَتَغْرِيبُ سَنَةٍ وَالثَّيِّبُ بِالثَّيِّبِ جَلْدُ مِائَةٍ وَالرَّجْمُ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 6- HAD (CEZÂ)LAR(IN UYGULANMAMASI YOLUN) DA ARACI OLMAK

2644 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir:

Benî Mahzûm kabilesinden hırsızlık eden (Fâtıma isimli) kadının durumu Kureyş (kabilesin) i cidden üzdü, ızdıraba soktu. Bunun üzerine bunlar:

Bu kadın (ın el kesme cezasının affı veya fidyeye çevirilmesi konusu) hakkında kim Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile konuşabilir, diyorlardı. (Kendi aralarında böylece görüştükten sonra) dediler ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in mahbûbu (sevdiği) Üsâme bin Zeyd (bin el-Hârise) (radıyallahü anhümâ)'dan başka kim bunu arz etmeye cesaret edebilir? (Sonra Kureyş, konuyu Üsâme ile görüşüp aracı olmasını istediler. ) Üsâme de (kadının affı veya cezasının paraya çevirilmesi için) Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) ile konuştu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Üsâme'ye) :

(Sen Allah'ın (koyduğu) had (cezâ)lardan birisi (nin terkedilmesi) hakkında mı aracı oluyorsun?) diyerek onu kınadı. Sonra kalktı ve (halka) yüksek sesle hitabede bulunarak:

(Ey insanlar! Sizden öncekiler — İsrail oğulları — şöyle davrandıkları için helak oldular: Bunlar kuvvetli adam aralarında hırsızlık ettiği zaman onu bırakırlardı da zayıf adam aralarında hırsızlık ettiği zaman onun aleyhinde had (ceza) uygularlardı. (Yani elini keserlerdi. ) Allah'a and olsun ki eğer Muhemmed'in kızı Fâtıma çalmış olsaydı şüphesiz ben o (kızım Fâtıma) nın elini keserdim, ) buyurdu.

(Müellifin şeyhi) Muhammed bin Rumh dediki: Ben el-Leys bin Sa'd'dan; Allah (Azze ve Celle) Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kızı Fâtıma'yı hırsızlık etmekten şüphesiz korumuştur, sözünü söylerken işittim. Her müslüman da bunu söylemelidir. "

2645 - “... Mes'ûd bin el-Esved (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: (Fâtıma isimli) kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in evinden o kadifeyi çaldığı zaman biz bunu büyük (bir olay olarak) gördük. Bu, Kureyş (kabilesin) den bir kadın idi. (Kureyş kabilesine bir leke olmasın düşüncesiyle) biz Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına gidip O'nunla konuştuk ve: Bu kadını kurtarmak için biz kırk okka (altın veya gümüş) fidye veririz, dedik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :.

(Cezasını çekmekle) temizlenmesi onun için daha hayırlıdır, ) buyurdu. Sonra biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sözünün yumuşaklığını işitince (cesaretlendik ve) Üsâme'nin yanına gidip (ona) : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile sen konuş (aracı ol) dedik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu görünce bir hitabede bulunmak üzere ayağa kalktı ve (bize) :

(Allah'ın cariyelerinden bir câriye üzerine vâcib olan Allah Azze ve Celle'nin (koyduğu) cezalardan birisi (nin terk edilmesi) hakkındaki bu ısrarınız nedir? Muhammed'in nefsi (canı, kudret) elinde olan (Allah) a yemin ederim ki o kadının tenezzül ettiği şey (hırsızlığ)a Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kızı Fâtıma tenezzül etmiş olsaydı şüphesiz Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) onun elini keserdi, ) buyurdu. "

٦ - باب الشَّفَاعَةِ فِي الْحُدُودِ

٢٦٤٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ الْمِصْرِيُّ، أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ قُرَيْشًا، أَهَمَّهُمْ شَأْنُ الْمَرْأَةِ الْمَخْزُومِيَّةِ الَّتِي سَرَقَتْ فَقَالُوا مَنْ يُكَلِّمُ فِيهَا رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالُوا وَمَنْ يَجْتَرِئُ عَلَيْهِ إِلاَّ أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ حِبُّ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَكَلَّمَهُ أُسَامَةُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( أَتَشْفَعُ فِي حَدٍّ مِنْ حُدُودِ اللَّهِ ‏)‏.‏ ثُمَّ قَامَ فَاخْتَطَبَ فَقَالَ ‏( يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّمَا هَلَكَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ أَنَّهُمْ كَانُوا إِذَا سَرَقَ فِيهِمُ الشَّرِيفُ تَرَكُوهُ وَإِذَا سَرَقَ فِيهِمُ الضَّعِيفُ أَقَامُوا عَلَيْهِ الْحَدَّ وَايْمُ اللَّهِ لَوْ أَنَّ فَاطِمَةَ بِنْتَ مُحَمَّدٍ سَرَقَتْ لَقَطَعْتُ يَدَهَا ‏)‏.‏ قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ سَمِعْتُ اللَّيْثَ بْنَ سَعْدٍ يَقُولُ قَدْ أَعَاذَهَا اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ أَنْ تَسْرِقَ قَدْ أَعَاذَهَا اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ أَنْ تَسْرِقَ وَكُلُّ مُسْلِمٍ يَنْبَغِي لَهُ أَنْ يَقُولَ هَذَا ‏.‏

٢٦٤٥ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ طَلْحَةَ بْنِ رُكَانَةَ، عَنْ أُمِّهِ، عَائِشَةَ بِنْتِ مَسْعُودِ بْنِ الأَسْوَدِ عَنْ أَبِيهَا، قَالَ لَمَّا سَرَقَتِ الْمَرْأَةُ تِلْكَ الْقَطِيفَةَ مِنْ بَيْتِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَعْظَمْنَا ذَلِكَ وَكَانَتِ امْرَأَةً مِنْ قُرَيْشٍ فَجِئْنَا إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم نُكَلِّمُهُ وَقُلْنَا نَحْنُ نَفْدِيهَا بِأَرْبَعِينَ أُوقِيَّةً ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( تُطَهَّرَ خَيْرٌ لَهَا ‏)‏.‏ فَلَمَّا سَمِعْنَا لِينَ قَوْلِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَتَيْنَا أُسَامَةَ فَقُلْنَا كَلِّمْ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏ فَلَمَّا رَأَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ذَلِكَ قَامَ خَطِيبًا فَقَالَ ‏( مَا إِكْثَارُكُمْ عَلَىَّ فِي حَدٍّ مِنْ حُدُودِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ وَقَعَ عَلَى أَمَةٍ مِنْ إِمَاءِ اللَّهِ وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَوْ كَانَتْ فَاطِمَةُ ابْنَةُ رَسُولِ اللَّهِ نَزَلَتْ بِالَّذِي نَزَلَتْ بِهِ لَقَطَعَ مُحَمَّدٌ يَدَهَا ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5- MÜSLÜMANIN AYIBINI ÖRTMEK VE HAD (CEZÂ)LARI ŞÜPHELERLE (YÂNİ SUÇ DELİLLERİNİN KIFÂYETSİZLİĞİYLE) DEFETMEK

2641 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre ; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Kim bir müslüman (kardeşinin aybın)ı örterse Allah da onun aybını) dünyada ve âhirette örter. )

2642 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Had (cezây)ı defedebildiğiniz sürece (yani suç sabit olmadıkça) defediniz. )

2643 - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ) 'dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Kim müslüman kardeşinin avreti (aybı)nı örterse Allah da kıyamet günün onun aybını örter. Kim müslüman kardeşinin avreti (aybı)nı açığa vurursa Allah da onu aybından dolayı evinin içinde bile rezil etmekle kusurunu meydana çıkarır. )

٥ - باب السَّتْرِ عَلَى الْمُؤْمِنِ وَدَفْعِ الْحُدُودِ بِالشُّبُهَاتِ

٢٦٤١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( مَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ فِي الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ ‏)‏.‏

٢٦٤٢ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْجَرَّاحِ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ الْفَضْلِ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي سَعِيدٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( ادْفَعُوا الْحُدُودَ مَا وَجَدْتُمْ لَهُ مَدْفَعًا ‏)‏.‏

٢٦٤٣ - حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ حُمَيْدِ بْنِ كَاسِبٍ، أَنْبَأَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُثْمَانَ الْجُمَحِيُّ، حَدَّثَنَا الْحَكَمُ بْنُ أَبَانَ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏( مَنْ سَتَرَ عَوْرَةَ أَخِيهِ الْمُسْلِمِ سَتَرَ اللَّهُ عَوْرَتَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَمَنْ كَشَفَ عَوْرَةَ أَخِيهِ الْمُسْلِمِ كَشَفَ اللَّهُ عَوْرَتَهُ حَتَّى يَفْضَحَهُ بِهَا فِي بَيْتِهِ ‏)‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget