KENDİSİNE HAD CEZASI VÂCİB OLAN YAŞLI VE HASTA KİMSE (YE ÂİT HÜKÜMLER) BÂBI
18- KENDİSİNE HAD CEZASI VÂCİB OLAN YAŞLI VE HASTA KİMSE (YE ÂİT HÜKÜMLER) BÂBI
2671 - “... Saîd bin Sa'd bin Ubâde (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir :
Evlerimiz arasında vücût yapısı noksan ve zayıf bir adam vardı. (Bir defa) binanın cariyelerinden birisiyle kötü vaziyette aniden yakalandı. Bunun üzerine (babam) Sa'd bin Ubâde onun durumunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e arz etti. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :
— (Ona yüz sopa atınız. ) buyurdu. Sahâbîler:
— Ey Allah'ın nebisi adam bu dayağa dayanamıyacak derecede çok zayıftır, ona yüz sopa atmış olsaydık ölecekti, dediler. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)
— (O halde onun için yüz salkımlı bir hurma dalını alınız ve onu (o dal ile) bir defa dövünüz. ) buyurdu.
2672) ... Bu hadîsin benzeri Ebû Ümâme bin Sehl tarafından doğrudan doğruya (yani Saîd bin Sa'd'ın aracılığı olmaksızın) Sa'd bin Ubâde'den merfû olarak ve kısmen değişik bir sened ile de müellifimize intikal etmiştir. "
١٨ - باب الْكَبِيرِ وَالْمَرِيضِ يَجِبُ عَلَيْهِ الْحَدُّ
٢٦٧١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ، عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ، عَنْ أَبِي أُمَامَةَ بْنِ سَهْلِ بْنِ حُنَيْفٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ، قَالَ كَانَ بَيْنَ أَبْيَاتِنَا رَجُلٌ مُخْدَجٌ ضَعِيفٌ فَلَمْ يُرَعْ إِلاَّ وَهُوَ عَلَى أَمَةٍ مِنْ إِمَاءِ الدَّارِ يَخْبُثُ بِهَا فَرَفَعَ شَأْنَهُ سَعْدُ بْنُ عُبَادَةَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ( اجْلِدُوهُ ضَرْبَ مِائَةِ سَوْطٍ ). قَالُوا يَا نَبِيَّ اللَّهِ هُوَ أَضْعَفُ مِنْ ذَلِكَ لَوْ ضَرَبْنَاهُ مِائَةَ سَوْطٍ مَاتَ . قَالَ ( فَخُذُوا لَهُ عِثْكَالاً فِيهِ مِائَةُ شِمْرَاخٍ فَاضْرِبُوهُ ضَرْبَةً وَاحِدَةً ).
٢٦٧٢ - حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ وَكِيعٍ، حَدَّثَنَا الْمُحَارِبِيُّ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ، عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ أَبِي أُمَامَةَ بْنِ سَهْلٍ، عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم نَحْوَهُ .