Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 2- BİR MÜ'MÎN'İ (KASDEN VE BİLE BİLE) ÖLDÜREN KİMSE İÇİN TEVBE (KABULÜ) VAR MI?

2719) '..... Salim bin Ebi’l-Ca'd (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Bir mü'mini kasden (ve bile bile) öldürüp, sonra tevbe ederek îman eden, iyi amel işleyen, sonra hidâyet yolu üzerinde duran kimsenin hükmü (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ) 'ya sorulmuştur. İbn-i Abbâs (buna cevaben) :

Ona yazıklar olsun, nerde onun için hidâyet? Ben sizin Peygamberiniz (sallallahü aleyhi ve sellem)'den:

(Kıyamet günü katil, maktul onu yakalayıp kafasından tuttuğu halde (Allah'ın huzuruna) gelir ve maktul: (Yâ) Rabbi buna sor, niçin beni öldürdü, diyecektir,) hadîsini işittim.

Allah'a yemin ederim Allah Azze ve Celle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'inize (katilin ebedi cehennemlik olduğuna dâir) âyeti indirdi ve bu âyeti indirdikten sonra (hükmünü) neshetmedi, demiştir. "

2720 - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

(Ey mü'minler) dikkat ediniz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (mübârek) ağzından işittiğim (şu) şeyi size haber vereceğim hadîsi kulaklarım işitti ve kalbim hıfzetti:

(İsrâil oğullarından) bir adam doksan dokuz insan öldürdükten sonra tevbe etmek istedi. Yer yüzünün en bilgin adamını soruşturdu. Bunun üzerine kendisine (rahip) bir kimse gösterildi. O da kalkıp ona gitti ve:

— Ben doksan dokuz insan Öldürdüm. Acaba benim için tevbe (den yararlanma ihtimâli) var mı? diye sordu. (Râhib) adam:

— Doksan dokuz insan (ın katlin) den sonra (mi? Yani yararlanman ihtimâli yoktur), diye cevâb verdi. Râvi demiştir ki, katil (bu olumsuz cevab üzerine) kılıcını kınından çekip rahibi (de) öldürdü ve böylece öldürdüğü insan sayısını bununla yüze çıkardı. Sonra (yine) tevbe etme arzusu belirdi. Bunun üzerine yer yüzünün en bilgin adamım soruşturdu. Kendisine bir (âlim) adam gösterildi. (Bu kere) ona giderek;

Ben yüz insan öldürdüm, acaba benim için tevbe (den istifâde etmem ihtimâli) var mı? diye sordu. Adam :

Yazıklar olsun sana! Kim senin ile tevbe arasına girebilir (tevbeden yararlanamazsın diyebilir)? Oturduğun (Kefre isimli) kötü köyden çıkıp iyi olan falan köye (Nasra köyüne) git ve orada Rabbine ibâdet et, dedi. Bunun üzerine (tevbekâr) katil, tavsiye edilen iyi köye gitmek üzere yola çıktı ve yolda eceli geldi. Rahmet melekleri ile azab melekleri onun hakkında münâkaşa etmeye başladılar : Şeytân! Bu adama ben herkesten fazla yakınım, çünkü hiç bir an bana isyan etmedi (dâima bana uydu) dedi. Rahmet melekleri de: Bu adam tevbe ederek yola çıktı, dediler. )

2721) ... (Râvi) Hammâm demiştir ki: Humeyd et-Tavil, Bekr bin Abdillah aracılığıyla Ebû Râfi (radıyallahü anh)’den bana rivâyet ettiğine göre Ebû Râfi' şöyle demiştir: (Rahmet melekleri ile azab meleklerinin ihtilâfa düşmeleri üzerine) Allah Azze ve Celle (ihtilâfın halli için) bir melek gönderdi. Melekler ihtilâfın halli için buna baş vurup döndüler. Hakem olan melek: Bakınız. İki köy (yani ölünün çıktığı kötü köy ile gitmek istediği iyi köy) den hangisi ölünün bulunduğu yere daha yakın ise ölüyü o köy halkının hükmüne tabi tutunuz, diye hüküm verdi.

2722) ... (Râvi) Katâde demiştir ki: El-Hâsan (el-Basrî) bize şu hadîsi rivâyet etti: Bu adama (yolun yarısında) Ölüm erişince, adam kendini (iyi köye doğru) itti ve böylece iyi köye yaklaştı ve kötü köyü kendisinden uzaklaştırdı. Melekler de kendisini iyi köy halkının hükmüne tabi tuttular (yani iyi insanlardan saydılar).

2723) ... Müellifimiz demiştir ki: Ebü'l-Abbâs bin Abdillah bin İsmail el-Bağdadî (de) Affân aracılığıyla Hammâm'dan naklen bu hadîsin benzerini bize rivâyet etti. "

٢ - باب هَلْ لِقَاتِلِ مُؤْمِنٍ تَوْبَةٌ

٢٧١٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ عَمَّارٍ الدُّهْنِيِّ، عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِي الْجَعْدِ، قَالَ سُئِلَ ابْنُ عَبَّاسٍ عَمَّنْ قَتَلَ مُؤْمِنًا مُتَعَمِّدًا ثُمَّ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا ثُمَّ اهْتَدَى ‏.‏ قَالَ وَيْحَهُ وَأَنَّى لَهُ الْهُدَى سَمِعْتُ نَبِيَّكُمْ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ‏( يَجِيءُ الْقَاتِلُ وَالْمَقْتُولُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مُتَعَلِّقٌ بِرَأْسِ صَاحِبِهِ يَقُولُ رَبِّ سَلْ هَذَا لِمَ قَتَلَنِي ‏)‏.‏ وَاللَّهِ لَقَدْ أَنْزَلَهَا اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ عَلَى نَبِيِّكُمْ ثُمَّ مَا نَسَخَهَا بَعْدَ مَا أَنْزَلَهَا ‏.‏

٢٧٢٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، أَنْبَأَنَا هَمَّامُ بْنُ يَحْيَى، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَبِي الصِّدِّيقِ النَّاجِيِّ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ أَلاَ أُخْبِرُكُمْ بِمَا، سَمِعْتُ مِنْ، فِي رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم سَمِعَتْهُ أُذُنَاىَ وَوَعَاهُ قَلْبِي ‏( إِنَّ عَبْدًا قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا ثُمَّ عَرَضَتْ لَهُ التَّوْبَةُ فَسَأَلَ عَنْ أَعْلَمِ أَهْلِ الأَرْضِ فَدُلَّ عَلَى رَجُلٍ فَأَتَاهُ ‏.‏ فَقَالَ إِنِّي قَتَلْتُ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا فَهَلْ لِي مِنْ تَوْبَةٍ قَالَ بَعْدَ تِسْعَةٍ وَتِسْعِينَ نَفْسًا ‏.‏ قَالَ فَانْتَضَى سَيْفَهُ فَقَتَلَهُ فَأَكْمَلَ بِهِ الْمِائَةَ ثُمَّ عَرَضَتْ لَهُ التَّوْبَةُ فَسَأَلَ عَنْ أَعْلَمِ أَهْلِ الأَرْضِ فَدُلَّ عَلَى رَجُلٍ فَأَتَاهُ فَقَالَ إِنِّي قَتَلْتُ مِائَةَ نَفْسٍ فَهَلْ لِي مِنْ تَوْبَةٍ قَالَ فَقَالَ وَيْحَكَ وَمَنْ يَحُولُ بَيْنَكَ وَبَيْنَ التَّوْبَةِ اخْرُجْ مِنَ الْقَرْيَةِ الْخَبِيثَةِ الَّتِي أَنْتَ فِيهَا إِلَى الْقَرْيَةِ الصَّالِحَةِ قَرْيَةِ كَذَا وَكَذَا فَاعْبُدْ رَبَّكَ فِيهَا ‏.‏ فَخَرَجَ يُرِيدُ الْقَرْيَةَ الصَّالِحَةَ فَعَرَضَ لَهُ أَجَلُهُ فِي الطَّرِيقِ فَاخْتَصَمَتْ فِيهِ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ وَمَلاَئِكَةُ الْعَذَابِ قَالَ إِبْلِيسُ أَنَا أَوْلَى بِهِ إِنَّهُ لَمْ يَعْصِنِي سَاعَةً قَطُّ ‏.‏ قَالَ فَقَالَتْ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ إِنَّهُ خَرَجَ تَائِبًا ‏)‏.‏

٢٧٢١ - قَالَ هَمَّامٌ فَحَدَّثَنِي حُمَيْدٌ الطَّوِيلُ، عَنْ بَكْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ أَبِي رَافِعٍ، قَالَ فَبَعَثَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ مَلَكًا فَاخْتَصَمُوا إِلَيْهِ ثُمَّ رَجَعُوا فَقَالَ انْظُرُوا أَىَّ الْقَرْيَتَيْنِ كَانَتْ أَقْرَبَ فَأَلْحِقُوهُ بِأَهْلِهَا ‏.‏

٢٧٢٢ - قَالَ قَتَادَةُ فَحَدَّثَنَا الْحَسَنُ، قَالَ لَمَّا حَضَرَهُ الْمَوْتُ احْتَفَزَ بِنَفْسِهِ فَقَرُبَ مِنَ الْقَرْيَةِ الصَّالِحَةِ وَبَاعَدَ مِنْهُ الْقَرْيَةَ الْخَبِيثَةَ فَأَلْحَقُوهُ بِأَهْلِ الْقَرْيَةِ الصَّالِحَةِ ‏.‏

٢٧٢٣ - قَالَ أَبُو الْحَسَنِ الْقَطَّانُ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ إِسْمَاعِيلَ الْبَغْدَادِيُّ، حَدَّثَنَا عَفَّانُ، حَدَّثَنَا هَمَّامٌ، فَذَكَرَ نَحْوَهُ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 1- RESÛLULLAH (SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM) VASİYYET ETTİ Mİ? BÂBI

2798 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat ettiği zaman ne bir dinar (altın), ne bir dirhem (gümüş), ne bir koyun - keçi, ne de bir deve bırakmadı ve (mâlî) bir şey vasiyyet etmedi. "

2799 - “... Talha bin Mûsârrif’tan rivâyet edildiğine göre kendisi şöyle demiştir :

Ben Abdullah bin Ebî Evfâ (radıyallahü anhümâ)'ya: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir şey vasiyyet etti mi? diye sordum. Abdullah:

Hayır, (etmedi) dedi. Ben:

Öyle ise O, müslümanlara nasıl vasiyyet etmelerini emretti? dedim. Abdullah:

O, Allah'ın Kitâb'ı ile (amel edilmesini) vasiyyet etti, dedi.

2800) ... Mâlik dedi ki: Talha bin Mûsârrif, el-Hüzeyl bin Şürahbîl'in şöyle dediğini söyledi: Ebû Bekir (radıyallahü anh)Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vasîsî (yani Şîîler'in iddia ettiği gibi) hilâfeti verdiği Ali (radıyallahü anh) başında halîfe olmaya (mı) kalkıştı? Ebû Bekir, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (herhangi bir sahâbî'nin halifeliği yolunda) bir ahdini bulup da kendini, onun hükmü altına almayı çok arzu etti. "

2801 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vefat edeceği son anlarında ruhu boğazına geldiğindeki (ahkâmla ilgili) tüm vasiyyeti:

(Namaza (devam ediniz) ve sağ ellerinizin mâlik olduğu şeylere (yani mallarınızın haklarına ve köleler ile cariyelerinizin haklarına riâyet ediniz) emri idi. "

2802 - “... Alî bin Ebî Tâlib (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (vefatı sıralarındaki) son sözü:

(Namaza (devam ediniz) ve sağ ellerinizin mâlik olduğu şeylere dikkat ediniz), ) emri idi. "

١ - باب هَلْ أَوْصَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم

٢٧٩٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا أَبِي وَأَبُو مُعَاوِيَةَ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، - قَالَ أَبُو بَكْرٍ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ - عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ شَقِيقٍ، عَنْ مَسْرُوقٍ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ مَا تَرَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم دِينَارًا وَلاَ دِرْهَمًا وَلاَ شَاةً وَلاَ بَعِيرًا وَلاَ أَوْصَى بِشَىْءٍ ‏.‏

٢٧٩٩ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ مَالِكِ بْنِ مِغْوَلٍ، عَنْ طَلْحَةَ بْنِ مُصَرِّفٍ، قَالَ قُلْتُ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي أَوْفَى أَوْصَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِشَىْءٍ قَالَ لاَ ‏.‏ قُلْتُ فَكَيْفَ أَمَرَ الْمُسْلِمِينَ بِالْوَصِيَّةِ قَالَ أَوْصَى بِكِتَابِ اللَّهِ ‏.‏

٢٨٠٠ - قَالَ مَالِكٌ وَقَالَ طَلْحَةُ بْنُ مُصَرِّفٍ قَالَ الْهُزَيْلُ بْنُ شُرَحْبِيلَ أَبُو بَكْرٍ كَانَ يَتَأَمَّرُ عَلَى وَصِيِّ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَدَّ أَبُو بَكْرٍ أَنَّهُ وَجَدَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَهْدًا فَخَزَمَ أَنْفَهُ بِخِزَامٍ ‏.‏

٢٨٠١ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ الْمِقْدَامِ، حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ، سَمِعْتُ أَبِي يُحَدِّثُ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ كَانَتْ عَامَّةُ وَصِيَّةِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم حِينَ حَضَرَتْهُ الْوَفَاةُ وَهُوَ يُغَرْغِرُ بِنَفْسِهِ ‏( الصَّلاَةَ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ ‏)‏.‏

٢٨٠٢ - حَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ أَبِي سَهْلٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ، عَنْ مُغِيرَةَ، عَنْ أُمِّ مُوسَى، عَنْ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ، قَالَ كَانَ آخِرُ كَلاَمِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( الصَّلاَةَ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 1- BİR MÜSLÜMANI ZULMEN ÖLDÜRMENİN AĞIR VEBAL OLDUĞUNU BEYÂN EDEN HADÎSLER BÂBI

2713- ... Abdullah (bin Mes'ûd) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Kıyamet günü insanlar arasında verilen ilk hüküm kan dâvaları hakkındadır. )

2714) ". . . Abdullah (bin Mes'ûd) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Zulüm ile öldürülen her insanın kamdım günahı)ndan bir pay Âdem (Peygamber)'in ilk oğlu (Kabil hesabı) na olur. Çünkü adam öldürme çığırını ilk açan odur. (Kardeşi Hâbil'i öldürdü). )

2715 - “... Abdullah (bin Mes'ûd) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Kıyamet günü insanlar arasında verilen ilk hüküm kan dâvâları hakkındadır. )

2716 - “... Ukbe bin Âmir el-Cühenî (radıyallahü anh)'den rivâyeti edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Kim Allah'a ortak koşmayarak ve haram bir kana bulaşmamış olarak O'na kavuşursa (Yani bu durumda ölürse) cennete girecektir.) "

2717 - “... el-Berâ bin Âzib (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Şüphesin dünyanın yok olması Allah katında, haksız yere bir mü'mini öldürmekten daha ehvendir. )

2718 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûllulah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Kim bir mü'min'i öldürmeye yarım kelime ile (olsun) yardım ederse alnında "Allah'ın rahmetinden ümitsizdir. " ibaresi yazılı olduğu halde o kimse Allah Azze ve Celle'nin huzuruna çıkacaktır.) "

١ - باب التَّغْلِيظِ فِي قَتْلِ مُسْلِمٍ ظُلْمًا

٢٧١٣ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالُوا حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنْ شَقِيقٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( أَوَّلُ مَا يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِي الدِّمَاءِ ‏)‏.‏

٢٧١٤ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ، حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُرَّةَ، عَنْ مَسْرُوقٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( لاَ تُقْتَلُ نَفْسٌ ظُلْمًا إِلاَّ كَانَ عَلَى ابْنِ آدَمَ الأَوَّلِ كِفْلٌ مِنْ دَمِهَا لأَنَّهُ أَوَّلُ مَنْ سَنَّ الْقَتْلَ ‏)‏.‏

٢٧١٥ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ الأَزْهَرِ الْوَاسِطِيُّ، حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْرَقُ، عَنْ شَرِيكٍ، عَنْ عَاصِمٍ، عَنْ أَبِي وَائِلٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( أَوَّلُ مَا يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِي الدِّمَاءِ ‏)‏.‏

٢٧١٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبِي خَالِدٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَائِذٍ، عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ الْجُهَنِيِّ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( مَنْ لَقِيَ اللَّهَ لاَ يُشْرِكُ بِهِ شَيْئًا لَمْ يَتَنَدَّ بِدَمٍ حَرَامٍ دَخَلَ الْجَنَّةَ ‏)‏.‏

٢٧١٧ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا مَرْوَانُ بْنُ جَنَاحٍ، عَنْ أَبِي الْجَهْمِ الْجُوزَجَانِيِّ، عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏( لَزَوَالُ الدُّنْيَا أَهْوَنُ عَلَى اللَّهِ مِنْ قَتْلِ مُؤْمِنٍ بِغَيْرِ حَقٍّ ‏)‏.‏

٢٧١٨ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ رَافِعٍ، حَدَّثَنَا مَرْوَانُ بْنُ مُعَاوِيَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زِيَادٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( مَنْ أَعَانَ عَلَى قَتْلِ مُؤْمِنٍ بِشَطْرِ كَلِمَةٍ لَقِيَ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ مَكْتُوبٌ بَيْنَ عَيْنَيْهِ آيِسٌ مِنْ رَحْمَةِ اللَّهِ ‏)‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget