HAYVANLARI BOĞAZLAYACAĞINIZ ZAMAN BOĞAZLAMAYI GÜZEL YAPINIZ
3- HAYVANLARI BOĞAZLAYACAĞINIZ ZAMAN BOĞAZLAMAYI GÜZEL YAPINIZ
3290 - “... Şeddâd bin Evs (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur :
Allah (Azze ve Celle), şüphesiz her şey hakkında ihsanı (yani iyi ve yumuşak davranmayı) emretmiştir, (veya ihsânı her şeyden üstün tutmuştur). Bu itibarla siz (kısas veya had olarak bir kimseyi) öldüreceğiniz zaman öldürmeyi güzel (yani maktule en kolay biçimde) yapınız, (hayvan) Boğazlayacağınız zaman da boğazlamayı güzel yapınız. Biriniz (hayvanı boğazlayacağı) bıçağını keskinleştirsin ve boğazladığı hayvanı rahat ettirsin. )
3291 - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre:
(Bir gün) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), bir adamın yanından geçti. Adam bir davarı kulağından tutup sürüklüyordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (adama) :
(Hayvancağızın kulağını bırak da boynunun kenarından tut), buyurdu. "
3292 - “... Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bıçakları bilemeyi ve hayvanlardan saklanmasını emrederek :
(Biriniz hayvanı boğazladığı zaman, boğazlamayı hızlı yapsın) buyurmuştur.
3293) ...
٣ - باب إِذَا ذَبَحْتُمْ فَأَحْسِنُوا الذَّبْحَ
٣٢٩٠ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ، حَدَّثَنَا خَالِدٌ الْحَذَّاءُ، عَنْ أَبِي قِلاَبَةَ، عَنْ أَبِي الأَشْعَثِ، عَنْ شَدَّادِ بْنِ أَوْسٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ كَتَبَ الإِحْسَانَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ فَإِذَا قَتَلْتُمْ فَأَحْسِنُوا الْقِتْلَةَ وَإِذَا ذَبَحْتُمْ فَأَحْسِنُوا الذَّبْحَ وَلْيُحِدَّ أَحَدُكُمْ شَفْرَتَهُ وَلْيُرِحْ ذَبِيحَتَهُ ).
٣٢٩١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عُقْبَةُ بْنُ خَالِدٍ، عَنْ مُوسَى بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِيِّ، أَخْبَرَنِي أَبِي، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ مَرَّ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ بِرَجُلٍ وَهُوَ يَجُرُّ شَاةً بِأُذُنِهَا فَقَالَ ( دَعْ أُذُنَهَا وَخُذْ بِسَالِفَتِهَا ).
٣٢٩٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ ابْنُ أَخِي، حُسَيْنٍ الْجُعْفِيِّ حَدَّثَنَا مَرْوَانُ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا ابْنُ لَهِيعَةَ، حَدَّثَنِي قُرَّةُ بْنُ حَيْوَئِيلَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، عَنْ أَبِيهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، قَالَ أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ بِحَدِّ الشِّفَارِ وَأَنْ تُوَارَى عَنِ الْبَهَائِمِ وَقَالَ ( إِذَا ذَبَحَ أَحَدُكُمْ فَلْيُجْهِزْ ).
٣٢٩٣ - حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ مُسَافِرٍ، حَدَّثَنَا أَبُو الأَسْوَدِ، حَدَّثَنَا ابْنُ لَهِيعَةَ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي حَبِيبٍ، عَنْ سَالِمٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ مِثْلَهُ .