MÜZDELİFE'DE VAKFE ETMEK BÂBI
61- MÜZDELİFE'DE VAKFE ETMEK BÂBI
3137) Amr bin Meymûn (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:
Biz Ömer bin el-Hattâb (radıyallahü anh) ile beraber haccettik. (Bu hac esnasında) Müzdelife'den (Minâ'ya) dönmek istediğimiz zaman Ömer bin el-Hattâb şöyle dedi:
Müşrikler (Müzdelife'de vakfe ettiklerinde) : Ey Sebîr (dağı) güneşlen (yani güneş doğup seni aydınlatsın) ki sür’atla gidelim, derlerdi ve güneş doğuncaya kadar (Müzdelife'den) dönmezlerdi. Bu nedenle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara muhalefet ederek güneş doğmadan önce (Müzdelife'den Minâ'ya) döndü."
3138) Câbir (bin Abdillah) (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir :
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Veda haccında (Müzdelife'den Minâ'ya) ağır hareket etti. Sahâbîlere de ağır yürümelerini emretti ve (cemrelere) fiske taşları misli (küçük çakıl taşları) atmalarını emretti. Mühassir deresinde de devesini hızlı sürdü ve:
(Benim ümmetim, menâsiki (yani hacla ilgili hükümleri) alsınlar (yani benden iyice öğrensinler). Çünkü bilemeyeceğim umulurki bu yılımdan sonra onlara rastlıyamayacağım,) buyurdu."
3139) (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in müezzini) Bilâl bin Rabâh (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre :
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Müzdelife sabahı kendisine :
(Yâ Bilâl! Halkı sustur veya halkı dinlet,) buyurdu. Sonra (halka) şöyle buyurdu :
(Allah şüphesiz şu Müzdelife'nizde sizlere iyilik ve ihsanda bulunarak kötülük işleyeninizi iyilik işleyeninize bağışladı ve iyilik işleyeninize, dilediğini verdi. Allah'ın ismiyle (Minâ'ya) hareket ediniz.)
٦١ - باب الْوُقُوفِ بِجَمْعٍ
٣١٣٧ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو خَالِدٍ الأَحْمَرُ، عَنْ حَجَّاجٍ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مَيْمُونٍ، قَالَ حَجَجْنَا مَعَ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَلَمَّا أَرَدْنَا أَنْ نُفِيضَ، مِنَ الْمُزْدَلِفَةِ قَالَ إِنَّ الْمُشْرِكِينَ كَانُوا يَقُولُونَ أَشْرِقْ ثَبِيرُ كَيْمَا نُغِيرُ . وَكَانُوا لاَ يُفِيضُونَ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ فَخَالَفَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَأَفَاضَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ .
٣١٣٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَجَاءٍ الْمَكِّيُّ، عَنِ الثَّوْرِيِّ، قَالَ قَالَ أَبُو الزُّبَيْرِ قَالَ جَابِرٌ أَفَاضَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فِي حَجَّةِ الْوَدَاعِ وَعَلَيْهِ السَّكِينَةُ وَأَمَرَهُمْ بِالسَّكِينَةِ وَأَمَرَهُمْ أَنْ يَرْمُوا بِمِثْلِ حَصَى الْخَذْفِ وَأَوْضَعَ فِي وَادِي مُحَسِّرٍ . وَقَالَ ( لِتَأْخُذْ أُمَّتِي نُسُكَهَا فَإِنِّي لاَ أَدْرِي لَعَلِّي لاَ أَلْقَاهُمْ بَعْدَ عَامِي هَذَا ).
٣١٣٩ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، وَعَمْرُو بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي رَوَّادٍ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ الْحِمْصِيِّ، عَنْ بِلاَلِ بْنِ رَبَاحٍ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ لَهُ غَدَاةَ جَمْعٍ ( يَا بِلاَلُ أَسْكِتِ النَّاسَ ). أَوْ ( أَنْصِتِ النَّاسَ ). ثُمَّ قَالَ ( إِنَّ اللَّهَ تَطَوَّلَ عَلَيْكُمْ فِي جَمْعِكُمْ هَذَا فَوَهَبَ مُسِيئَكُمْ لِمُحْسِنِكُمْ وَأَعْطَى مُحْسِنَكُمْ مَا سَأَلَ ادْفَعُوا بِاسْمِ اللَّهِ ).