بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
25- AVUÇLARLA SU İÇMEK VE (BARDAK GİBİ BİR KABA VEYA AVUCA ALINMAKSIZIN) DUDAKLARI BATIRMAK SURETİYLE SU İÇMEK
3557 - “... Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir :
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi yüzükoyun yatarak dudaklarla (yani bardaksız ve avuçlamaksızın) su içmekten men etti ve tek elin avucuyla suyu avuçlayıp içmemizi yasakladı ve şöyle buyurdu:
(Herhangi biriniz köpeğin su içtiği gibi (kabsız ve avuçsuz) dudakları ile su içmesin ve Allah'ın kızdığı kavmin içtiği gibi tek elin avucu ile içmesin. Geceleyin de kabı hareket ettirip kontrol etmedikçe ondan (su) içmesin. Meğer ki kabın üstü ve ağzı iyice örtülü ola. Kim bir kabtan içebildiği halde tevazu (yani gönül alçaklığı) niyetiyle avuçlarıyla su içerse Allah ona parmakları sayısınca sevablar yazar. Avuç, Meryem oğlu İsâ aleyhisselâm'ın kabıdır. Çünkü Îsa, bardağı atarak: Öf, bu dünya ile beraberdir, (Veya dünya ile beraber buna öf) dedi. ) "
3558 - “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir:
Ensâr'dan bir adam (Ebü'l-Heysem) bostanında suyu bir taraftan diğer bir tarafa çevirmekte iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (beraberinde Ebû Bekir (radıyallahü anh) olduğu halde) adamın bostanına girdi ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) adama:
(Eğer senin yanında eski bir tulumda gecelemiş (yani soğumuş) su varsa bize içir, yoksa biz şu sudan (bardaksız ve avuçlamaksızın) dudaklarımızla içeriz) buyurdu. Bostan sahibi :
Yanımda eski bir tulumda gecelemiş su var, diyerek çardağa doğru yürüdü. Biz de onunla beraber gittik. Bostan sahibi eski bir tulumda gecelemiş bir mikdar su (yu bir bardağa koydu ve) üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) için bir koyunun sütünden sağdı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da (bunu) içti. Sonra bostan sahibi aynı şeyi O'nun beraberinde bulunan dostu (Ebû Bekir) için de yaptı. "
3559 - “... İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir
Biz (bir yolculuk esnasında) bir havuza uğradık da ondan (kabsız ve avuçsuz) dudaklarımızla su içmeye başladık. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Kabsız ve avuçlamaksızın dudaklarınızla içmeyiniz. Lakin ellerinizi (iyice) yıkayınız. Sonra avuçlarınızdan içiniz. Çünkü elden daha iyi bir kab yoktur) buyurdu. "
٢٥ - باب الشُّرْبِ بِالأَكُفِّ وَالْكَرْعِ
٣٥٥٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُصَفَّى الْحِمْصِيُّ، حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ، عَنْ مُسْلِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ زِيَادِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ زَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، قَالَ نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَنْ نَشْرَبَ عَلَى بُطُونِنَا وَهُوَ الْكَرْعُ وَنَهَانَا أَنْ نَغْتَرِفَ بِالْيَدِ الْوَاحِدَةِ وَقَالَ ( لاَ يَلَغْ أَحَدُكُمْ كَمَا يَلَغُ الْكَلْبُ وَلاَ يَشْرَبْ بِالْيَدِ الْوَاحِدَةِ كَمَا يَشْرَبُ الْقَوْمُ الَّذِينَ سَخِطَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَلاَ يَشْرَبْ بِاللَّيْلِ مِنْ إِنَاءٍ حَتَّى يُحَرِّكَهُ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ إِنَاءً مُخَمَّرًا وَمَنْ شَرِبَ بِيَدِهِ وَهُوَ يَقْدِرُ عَلَى إِنَاءٍ يُرِيدُ التَّوَاضُعَ كَتَبَ اللَّهُ لَهُ بِعَدَدِ أَصَابِعِهِ حَسَنَاتٍ وَهُوَ إِنَاءُ عِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ عَلَيْهِمَا السَّلاَمُ إِذْ طَرَحَ الْقَدَحَ فَقَالَ أُفٍّ هَذَا مَعَ الدُّنْيَا ).
٣٥٥٨ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنْصُورٍ أَبُو بَكْرٍ، حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا فُلَيْحُ بْنُ سُلَيْمَانَ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْحَارِثِ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ عَلَى رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ وَهُوَ يُحَوِّلُ الْمَاءَ فِي حَائِطِهِ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( إِنْ كَانَ عِنْدَكَ مَاءٌ بَاتَ فِي شَنٍّ فَاسْقِنَا وَإِلاَّ كَرَعْنَا ). قَالَ عِنْدِي مَاءٌ بَاتَ فِي شَنٍّ . فَانْطَلَقَ وَانْطَلَقْنَا مَعَهُ إِلَى الْعَرِيشِ فَحَلَبَ لَهُ شَاةً عَلَى مَاءٍ بَاتَ فِي شَنٍّ فَشَرِبَ ثُمَّ فَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ بِصَاحِبِهِ الَّذِي مَعَهُ .
٣٥٥٩ - حَدَّثَنَا وَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ، عَنْ لَيْثٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ عَامِرٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ مَرَرْنَا عَلَى بِرْكَةٍ فَجَعَلْنَا نَكْرَعُ فِيهَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( لاَ تَكْرَعُوا وَلَكِنِ اغْسِلُوا أَيْدِيَكُمْ ثُمَّ اشْرَبُوا فِيهَا فَإِنَّهُ لَيْسَ إِنَاءٌ أَطْيَبَ مِنَ الْيَدِ ).