Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 37- HUMMA HASTALIĞINA OKUNAN DUA BÂBI

3655 - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara humma hastalığı için ve ağrılar için şu duayı okumalarını öğretmiştir:

(Büyük olan Allah'ın ismiyle (şifâ dilerim). Kan fışkırtan damarın şerrinden ve ateşin hararetinden azametli olan Allah'a sığınırım. )

Râvi Ebû Âmir demiştir ki: Ben bunda halka muhalefet ederek; "Naaâr'in" kelimesi yerine; . . . . . . derim.

3656) ... Abdurrahman bin İbrahim ed-Dımışkî ..... senediyle bunun mislini Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet etmiş ve;

— (Kanı sesli çıkan damarın şerrinden) demiştir. "

3657 - “... Ubâde bin es-Sâmit (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) humma hastalığının şiddetine yakalanmış iken Cebrail (Aleyhisselâm) O'na gelerek şu duayı okudu: o:

(Allah'ın ismiyle (şifânı dilerim). Sana eziyet eden her şeyden kurtulman, korunman için sana okurum. Hasedçinin hasedinden ve her nazardan Allah sana şifâ ihsan buyursun.) "

٣٧ - باب مَا يُعَوَّذُ بِهِ مِنَ الْحُمَّى

٣٦٥٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ، حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ الأَشْهَلِيُّ، عَنْ دَاوُدَ بْنِ حُصَيْنٍ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ يُعَلِّمُهُمْ مِنَ الْحُمَّى وَمِنَ الأَوْجَاعِ كُلِّهَا أَنْ يَقُولُوا ‏( بِسْمِ اللَّهِ الْكَبِيرِ أَعُوذُ بِاللَّهِ الْعَظِيمِ مِنْ شَرِّ عِرْقٍ نَعَّارٍ وَمِنْ شَرِّ حَرِّ النَّارِ ‏)‏.‏ قَالَ أَبُو عَامِرٍ أَنَا أُخَالِفُ النَّاسَ فِي هَذَا أَقُولُ يَعَّارٍ ‏.‏

٣٦٥٦ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي فُدَيْكٍ، أَخْبَرَنِي إِبْرَاهِيمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِي حَبِيبَةَ الأَشْهَلِيُّ، عَنْ دَاوُدَ بْنِ الْحُصَيْنِ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ نَحْوَهُ وَقَالَ ‏( مِنْ شَرِّ عِرْقٍ نَعَّارٍ ‏)‏.‏

٣٦٥٧ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عُثْمَانَ بْنِ سَعِيدِ بْنِ كَثِيرِ بْنِ دِينَارٍ الْحِمْصِيُّ، حَدَّثَنَا أَبِي، عَنِ ابْنِ ثَوْبَانَ، عَنْ عُمَيْرٍ، أَنَّهُ سَمِعَ جُنَادَةَ بْنَ أَبِي أُمَيَّةَ، قَالَ سَمِعْتُ عُبَادَةَ بْنَ الصَّامِتِ، يَقُولُ أَتَى جِبْرَائِيلُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَهُوَ يُوعَكُ فَقَالَ بِسْمِ اللَّهِ أَرْقِيكَ مِنْ كُلِّ شَىْءٍ يُؤْذِيكَ مِنْ حَسَدِ حَاسِدٍ وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ اللَّهُ يَشْفِيكَ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 36- PEYGAMBER (SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM) İN HASTALARA ŞİFÂ DİLEĞİYLE ALLAH'A SIĞINARAK ETTİĞİ DUÂ VE ONA (CEBRÂÎL TARAFINDAN) AYNI MAKSADLA EDİLEN DUÂ BÂBI

3649) ". . Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hastaya gidip ona duâ ettiği zaman Şöyle niyaz ederdi:

(Bu hastalığı gider, ey insanların Rabbi ve şifâ buyur. Ancak sen şifâ verirsin. Senin şifandan başka hiçbir şifâ yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayan bir şifâ ihsan eyle. ) "

3650 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hastaya nefes etmesi bazen şöyle olurdu : (Mübarek şehâdet) parmağına biraz (mübarek) tükürüğünü bulaştırarak (ve parmağını toprağa sürerek) :

(Allah'ın ismiyle (şifâ dilerim). Şu, bâzımızın tükürüğü ile karışık yurdumuzun toprağıdır, Rabbimizın izniyle hastamızın şifâlanması içindir) buyururdu. "

3651 - “... Osman bin Ebi'l-As es-Sakafî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Beni helak olmaya yaklaştıran bir ağrıya tutulmuş olduğum halde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gittim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:

Sağ elini ağıran yerin üzerine koy ve;

(Allah'ın ismiyle (şifâ diliyorum). Hâlen duymakta olduğum ağrı ve duyacağımdan korktuğum ağrının şerrinden Allah'ın izzet ve kudretine sığınıyorum, duasını yedi defa söyle) buyurdu. Ben de bunu söyledim. Bunun üzerine Allah bana şifâ verdi. "

3652 - “... Ebû Saîd(-i Hudrî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre:

Cebrail (Aleyhisselâm)Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek:

— Yâ Muhammed, rahatsız mısın? demiş. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (de) :

— (Evet), demiş. Cebrail (O'na nefes ederek) şöyle demiştir:

(Sana eziyet eden herşeyden kurtulman için Allah’ın ismiyle O'na iltica ederim, sığınırım. Her nefsin veya her gözün ya da her hasedçi (çekememezlik ede) nin şerrinden Allah sana şifâ ihsan buyursun. Allah'ın ismiyle şifâ dileyerek sana okurum. ) "

3653 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir :

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hastalığım münâsebetiyle beni (bir ara) ziyarete geldi ve bana:

— (Cebrail'in bana getirdiği bir rukye (hastanın şifâya kavuşması dileğine dâir dua)yi sana okumayayım mı?) buyurdu. Ben:

— Babam ve anam sana feda olsun. Oku, Yâ Resûlallah dedim. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) üç kez şu duayı okudu:

(Şifâya kavuşmanı dileyerek, Allah'a sığınarak O'nun ismi ile sana okurum. Allah, sendeki her hastalıktan, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden ve hased ettiği zaman hasedçinin şerrinden sana şifâ ihsan buyursun. ) "

3654 - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ )'dan; Şöyle demiştir:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (torunları) Hasan ve Hüseyin'e korunmaları için;

(Her şeytan ve zehirli haşerattan ve dokunan her kötü gözden Allah'ın mükemmel olan kelimelerine (yani Kur'ân âyetlerine veya Allah'ın isim ve sıfatlarına) sığınırım) duasını okurdu.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Ve babamız İbrahim, İsmail ve İshâk'a ettiği bu dua ile Allah'a sığınırdı) buyurdu veya (Ve babamız İbrahim, İsmail ve Yakûb'a ettiği bu dua ile Allah'a sığınırdı) buyurdu."

٣٦ - باب مَا عَوَّذَ بِهِ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَمَا عُوِّذَ بِهِ

٣٦٤٩ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا جَرِيرٌ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ أَبِي الضُّحَى، عَنْ مَسْرُوقٍ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِذَا أَتَى الْمَرِيضَ فَدَعَا لَهُ قَالَ ‏( أَذْهِبِ الْبَاسْ رَبَّ النَّاسْ وَاشْفِ أَنْتَ الشَّافِي لاَ شِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ شِفَاءً لاَ يُغَادِرُ سَقَمًا ‏)‏.‏

٣٦٥٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ عَبْدِ رَبِّهِ، عَنْ عَمْرَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ مِمَّا يَقُولُ لِلْمَرِيضِ بِبُزَاقِهِ بِإِصْبَعِهِ ‏( بِسْمِ اللَّهِ بِتُرْبَةِ أَرْضِنَا بِرِيقَةِ بَعْضِنَا لِيُشْفَى سَقِيمُنَا بِإِذْنِ رَبِّنَا ‏)‏.‏

٣٦٥١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي بُكَيْرٍ، حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ خُصَيْفَةَ، عَنْ عَمْرِو بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبٍ، عَنْ نَافِعِ بْنِ جُبَيْرٍ، عَنْ عُثْمَانَ بْنِ أَبِي الْعَاصِ الثَّقَفِيِّ، أَنَّهُ قَالَ قَدِمْتُ عَلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَبِي وَجَعٌ قَدْ كَادَ يُبْطِلُنِي فَقَالَ لِيَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( اجْعَلْ يَدَكَ الْيُمْنَى عَلَيْهِ وَقُلْ بِسْمِ اللَّهِ أَعُوذُ بِعِزَّةِ اللَّهِ وَقُدْرَتِهِ مِنْ شَرِّ مَا أَجِدُ وَأُحَاذِرُ سَبْعَ مَرَّاتٍ ‏)‏.‏ فَقُلْتُ ذَلِكَ فَشَفَانِيَ اللَّهُ ‏.‏

٣٦٥٢ - حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ هِلاَلٍ الصَّوَّافُ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ، عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ صُهَيْبٍ، عَنْ أَبِي نَضْرَةَ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ، أَنَّ جِبْرَائِيلَ، أَتَى النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ اشْتَكَيْتَ قَالَ ‏( نَعَمْ ‏)‏.‏ قَالَ بِسْمِ اللَّهِ أَرْقِيكَ مِنْ كُلِّ شَىْءٍ يُؤْذِيكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ نَفْسٍ أَوْ عَيْنٍ أَوْ حَاسِدٍ اللَّهُ يَشْفِيكَ بِسْمِ اللَّهِ أَرْقِيكَ ‏.‏

٣٦٥٣ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، وَحَفْصُ بْنُ عُمَرَ، قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ زِيَادِ بْنِ ثُوَيْبٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ جَاءَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَعُودُنِي فَقَالَ لِي ‏( أَلاَ أَرْقِيكَ بِرُقْيَةٍ جَاءَنِي بِهَا جِبْرَائِيلُ ‏)‏.‏ قُلْتُ بِأَبِي وَأُمِّي بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ ‏.‏ قَالَ ‏( بِسْمِ اللَّهِ أَرْقِيكَ وَاللَّهُ يَشْفِيكَ مِنْ كُلِّ دَاءٍ فِيكَ مِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ ‏)‏.‏ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ ‏.‏

٣٦٥٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سُلَيْمَانَ بْنِ هِشَامٍ الْبَغْدَادِيُّ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ خَلاَّدٍ الْبَاهِلِيُّ، حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ مِنْهَالٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ كَانَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُعَوِّذُ الْحَسَنَ وَالْحُسَيْنَ يَقُولُ ‏( أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لاَمَّةٍ ‏)‏.‏ قَالَ ‏( وَكَانَ أَبُونَا إِبْرَاهِيمُ يَعُوِّذُ بِهَا إِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ ‏)‏.‏ أَوْ قَالَ ‏( إِسْمَاعِيلَ وَيَعْقُوبَ ‏)‏.‏ وَهَذَا حَدِيثُ وَكِيعٍ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 35- YILAN VE AKREP SOKMASI DOLAYISIYLA NEFES ETMEK BÂBI

3646 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan: Şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yılan ve akrebin sokmasından dolayı nefes etmeye ruhsat vermiştir. "

3647 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Akrep bir adama soktu da adam o gece uyuyamadı. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e:

— Falan adamı bir akrep soktu da adam o gece uyuyamadı, denildi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

— Bilmiş olunuz ki o adam akşamladığı zaman;

= Yaratıkların şerrinden Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım, deseydi sabahlayıncaya kadar hiç bir akrebin sokması ona zarar vermeyecekti.) "

3648 - “... Amr bin Hazm (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Yılan sokmasından dolayı okunan rukye (nefes etme) yi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e arz ettim. O, bunu emretti (yani okunmasına izin verdi). "

٣٥ - باب رُقْيَةِ الْحَيَّةِ وَالْعَقْرَبِ

٣٦٤٦ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَهَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ، قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ، عَنْ مُغِيرَةَ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنِ الأَسْوَدِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ رَخَّصَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فِي الرُّقْيَةِ مِنَ الْحَيَّةِ وَالْعَقْرَبِ ‏.‏

٣٦٤٧ - حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ بَهْرَامَ، حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ الأَشْجَعِيُّ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ لَدَغَتْ عَقْرَبٌ رَجُلاً فَلَمْ يَنَمْ لَيْلَتَهُ فَقِيلَ لِلنَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِنَّ فُلاَنًا لَدَغَتْهُ عَقْرَبٌ فَلَمْ يَنَمْ لَيْلَتَهُ ‏.‏ فَقَالَ ‏( أَمَا إِنَّهُ لَوْ قَالَ حِينَ أَمْسَى أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ - مَا ضَرَّهُ لَدْغُ عَقْرَبٍ حَتَّى يُصْبِحَ ‏)‏.‏

٣٦٤٨ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَفَّانُ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ، حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ حَكِيمٍ، حَدَّثَنِي أَبُو بَكْرِ بْنُ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ، قَالَ عَرَضْتُ النَّهْشَةَ مِنَ الْحَيَّةِ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَأَمَرَ بِهَا ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget