36- PEYGAMBER (SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM) İN HASTALARA ŞİFÂ DİLEĞİYLE ALLAH'A SIĞINARAK ETTİĞİ DUÂ VE ONA (CEBRÂÎL TARAFINDAN) AYNI MAKSADLA EDİLEN DUÂ BÂBI
3649) ". . Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hastaya gidip ona duâ ettiği zaman Şöyle niyaz ederdi:
(Bu hastalığı gider, ey insanların Rabbi ve şifâ buyur. Ancak sen şifâ verirsin. Senin şifandan başka hiçbir şifâ yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayan bir şifâ ihsan eyle. ) "
3650 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre:
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hastaya nefes etmesi bazen şöyle olurdu : (Mübarek şehâdet) parmağına biraz (mübarek) tükürüğünü bulaştırarak (ve parmağını toprağa sürerek) :
(Allah'ın ismiyle (şifâ dilerim). Şu, bâzımızın tükürüğü ile karışık yurdumuzun toprağıdır, Rabbimizın izniyle hastamızın şifâlanması içindir) buyururdu. "
3651 - “... Osman bin Ebi'l-As es-Sakafî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:
Beni helak olmaya yaklaştıran bir ağrıya tutulmuş olduğum halde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gittim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:
Sağ elini ağıran yerin üzerine koy ve;
(Allah'ın ismiyle (şifâ diliyorum). Hâlen duymakta olduğum ağrı ve duyacağımdan korktuğum ağrının şerrinden Allah'ın izzet ve kudretine sığınıyorum, duasını yedi defa söyle) buyurdu. Ben de bunu söyledim. Bunun üzerine Allah bana şifâ verdi. "
3652 - “... Ebû Saîd(-i Hudrî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre:
Cebrail (Aleyhisselâm), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek:
— Yâ Muhammed, rahatsız mısın? demiş. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (de) :
— (Evet), demiş. Cebrail (O'na nefes ederek) şöyle demiştir:
(Sana eziyet eden herşeyden kurtulman için Allah’ın ismiyle O'na iltica ederim, sığınırım. Her nefsin veya her gözün ya da her hasedçi (çekememezlik ede) nin şerrinden Allah sana şifâ ihsan buyursun. Allah'ın ismiyle şifâ dileyerek sana okurum. ) "
3653 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir :
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hastalığım münâsebetiyle beni (bir ara) ziyarete geldi ve bana:
— (Cebrail'in bana getirdiği bir rukye (hastanın şifâya kavuşması dileğine dâir dua)yi sana okumayayım mı?) buyurdu. Ben:
— Babam ve anam sana feda olsun. Oku, Yâ Resûlallah dedim. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) üç kez şu duayı okudu:
(Şifâya kavuşmanı dileyerek, Allah'a sığınarak O'nun ismi ile sana okurum. Allah, sendeki her hastalıktan, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden ve hased ettiği zaman hasedçinin şerrinden sana şifâ ihsan buyursun. ) "
3654 - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ )'dan; Şöyle demiştir:
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (torunları) Hasan ve Hüseyin'e korunmaları için;
(Her şeytan ve zehirli haşerattan ve dokunan her kötü gözden Allah'ın mükemmel olan kelimelerine (yani Kur'ân âyetlerine veya Allah'ın isim ve sıfatlarına) sığınırım) duasını okurdu.
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Ve babamız İbrahim, İsmail ve İshâk'a ettiği bu dua ile Allah'a sığınırdı) buyurdu veya (Ve babamız İbrahim, İsmail ve Yakûb'a ettiği bu dua ile Allah'a sığınırdı) buyurdu."
٣٦ - باب مَا عَوَّذَ بِهِ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَمَا عُوِّذَ بِهِ
٣٦٤٩ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا جَرِيرٌ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ أَبِي الضُّحَى، عَنْ مَسْرُوقٍ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِذَا أَتَى الْمَرِيضَ فَدَعَا لَهُ قَالَ ( أَذْهِبِ الْبَاسْ رَبَّ النَّاسْ وَاشْفِ أَنْتَ الشَّافِي لاَ شِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ شِفَاءً لاَ يُغَادِرُ سَقَمًا ).
٣٦٥٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ عَبْدِ رَبِّهِ، عَنْ عَمْرَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ مِمَّا يَقُولُ لِلْمَرِيضِ بِبُزَاقِهِ بِإِصْبَعِهِ ( بِسْمِ اللَّهِ بِتُرْبَةِ أَرْضِنَا بِرِيقَةِ بَعْضِنَا لِيُشْفَى سَقِيمُنَا بِإِذْنِ رَبِّنَا ).
٣٦٥١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي بُكَيْرٍ، حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ خُصَيْفَةَ، عَنْ عَمْرِو بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبٍ، عَنْ نَافِعِ بْنِ جُبَيْرٍ، عَنْ عُثْمَانَ بْنِ أَبِي الْعَاصِ الثَّقَفِيِّ، أَنَّهُ قَالَ قَدِمْتُ عَلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَبِي وَجَعٌ قَدْ كَادَ يُبْطِلُنِي فَقَالَ لِيَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( اجْعَلْ يَدَكَ الْيُمْنَى عَلَيْهِ وَقُلْ بِسْمِ اللَّهِ أَعُوذُ بِعِزَّةِ اللَّهِ وَقُدْرَتِهِ مِنْ شَرِّ مَا أَجِدُ وَأُحَاذِرُ سَبْعَ مَرَّاتٍ ). فَقُلْتُ ذَلِكَ فَشَفَانِيَ اللَّهُ .
٣٦٥٢ - حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ هِلاَلٍ الصَّوَّافُ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ، عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ صُهَيْبٍ، عَنْ أَبِي نَضْرَةَ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ، أَنَّ جِبْرَائِيلَ، أَتَى النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ اشْتَكَيْتَ قَالَ ( نَعَمْ ). قَالَ بِسْمِ اللَّهِ أَرْقِيكَ مِنْ كُلِّ شَىْءٍ يُؤْذِيكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ نَفْسٍ أَوْ عَيْنٍ أَوْ حَاسِدٍ اللَّهُ يَشْفِيكَ بِسْمِ اللَّهِ أَرْقِيكَ .
٣٦٥٣ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، وَحَفْصُ بْنُ عُمَرَ، قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ زِيَادِ بْنِ ثُوَيْبٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ جَاءَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَعُودُنِي فَقَالَ لِي ( أَلاَ أَرْقِيكَ بِرُقْيَةٍ جَاءَنِي بِهَا جِبْرَائِيلُ ). قُلْتُ بِأَبِي وَأُمِّي بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ ( بِسْمِ اللَّهِ أَرْقِيكَ وَاللَّهُ يَشْفِيكَ مِنْ كُلِّ دَاءٍ فِيكَ مِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ ). ثَلاَثَ مَرَّاتٍ .
٣٦٥٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سُلَيْمَانَ بْنِ هِشَامٍ الْبَغْدَادِيُّ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ خَلاَّدٍ الْبَاهِلِيُّ، حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ مِنْهَالٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ كَانَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُعَوِّذُ الْحَسَنَ وَالْحُسَيْنَ يَقُولُ ( أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لاَمَّةٍ ). قَالَ ( وَكَانَ أَبُونَا إِبْرَاهِيمُ يَعُوِّذُ بِهَا إِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ ). أَوْ قَالَ ( إِسْمَاعِيلَ وَيَعْقُوبَ ). وَهَذَا حَدِيثُ وَكِيعٍ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.