7- İZÂR (YÂNÎ BELDEN AŞAĞI GÎYÎLEN ELBİSE) NEREYE KADAR UZATILIR?
3702 - “... Huzeyfe (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benim baldırımın veya onun baldırının adalesi (yani çok etli kaba kısmı) nın aşağısını tutarak :
(İzârın yeri (yani uzatılacağı yer) burasıdır. Eğer (bundan imtina) edersen (yani daha da uzatmak istersen) bunun aşağısına in, şayet (bundan) imtina edersen onun da aşağısına in. Eğer (bu kadardan) imtina edersen (yani daha da uzatmak istersen), İzârın topuklarda hakkı yoktur (yani izar topukları örtmemelidir).
3703) ... Huzeyfe'nin. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den rivâyet ettiği bu hadîsin mislini ..... senediyle Ali bin Muhammed (de) bize rivâyet etmiştir. "
3704 - “... El-Alâ bin Abdirrahman’ın babası (Abdurrahmân bin Yâkûb el-Cühenî) (radıyallahü anhümâ)'den; Şöyle demiştir:
Ben, Ebü Saîd(-i Hudri) (radıyallahü anh)'a:
Sen izar (denilen elbisenin uzunluğu) hakkında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den bir şey işittin mi? diye sordum. Ebû Said:
Evet. Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den şöyle buyururken işittim :
(Mü'minin izârının uzunluğu baldırlarının ortalarına kadardır. Bununla topuklar arasında olan izârı giymek) te ona günah yoktur. Topuklardan aşağı olan (izar kısmının hizasındaki beden) ateştedir.) O üç kez (de) şöyle buyurdu:
(Allah (giydiği), izânnı kibirlenerek (yerde) sürükleyen kimseye (rahmet bakışıyla) bakmaz (veya rahmet etmez). ) "
3705 - “... El-Müğîre bin Şu'be (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
(Yâ Süfyân bin Sehl izânnı (topuklardan aşağıya) sarkıtma. Çünkü Allah izârını (topuklardan aşağıya) sarkıtanları kesinlikle sevmez. ) "
٧ - باب مَوْضِعِ الإِزَارِ أَيْنَ هُوَ
٣٧٠٢ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ مُسْلِمِ بْنِ نُذَيْرٍ، عَنْ حُذَيْفَةَ، قَالَ أَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ بِأَسْفَلِ عَضَلَةِ سَاقِي أَوْ سَاقِهِ فَقَالَ ( هَذَا مَوْضِعُ الإِزَارِ فَإِنْ أَبَيْتَ . فَأَسْفَلَ فَإِنْ أَبَيْتَ فَأَسْفَلَ فَإِنْ أَبَيْتَ فَلاَ حَقَّ لِلإِزَارِ فِي الْكَعْبَيْنِ ).
٣٧٠٣ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، حَدَّثَنِي أَبُو إِسْحَاقَ، عَنْ مُسْلِمِ بْنِ نُذَيْرٍ، عَنْ حُذَيْفَةَ، عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ مِثْلَهُ .
٣٧٠٤ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قُلْتُ لأَبِي سَعِيدٍ هَلْ سَمِعْتَ مِنْ، رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ شَيْئًا فِي الإِزَارِ قَالَ نَعَمْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ( إِزْرَةُ الْمُؤْمِنِ إِلَى أَنْصَافِ سَاقَيْهِ لاَ جُنَاحَ عَلَيْهِ مَا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْكَعْبَيْنِ وَمَا أَسْفَلَ مِنَ الْكَعْبَيْنِ فِي النَّارِ ). يَقُولُ ثَلاَثًا ( لاَ يَنْظُرُ اللَّهُ إِلَى مَنْ جَرَّ إِزَارَهُ بَطَرًا ).
٣٧٠٥ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، أَنْبَأَنَا شَرِيكٌ، عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ، عَنْ حُصَيْنِ بْنِ قَبِيصَةَ، عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( يَا سُفْيَانَ بْنَ سَهْلٍ لاَ تُسْبِلْ فَإِنَّ اللَّهَ لاَ يُحِبُّ الْمُسْبِلِينَ ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.