Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 36- ERKEĞİN SAÇINI OMUZLARINA KADAR SALIVERMESİ VE ÖRGÜLER HÂLİNDE EDİNMESİ BÂBI

3762 - “. (Ebû Talibin kızı) Ümmü Hâni' (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Mekke'ye dört gadîresi olduğu halde girdi. Ümmü Hâni, (gadire ile) saç örgülerini kasdeder."

3763 - “. İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan: Şöyle demiştir:

Ehl-i Kitâb (yani hiristiyanlar ve yahûdîler) saçlarını (perçemlerini) alınlarının üstüne salıverirlerdi. Müşrikler de (saçlarını ortadan) ikiye ayırırlardı (yani alınlarının iki tarafından aşağıya salıverirlerdi)Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de (hakkında müsbet veya menfî bir şeyle emrolunmadığı durumlarda) Ehl-i Kitâb'a uygun olmaktan hoşlanırdı. İbn-i Abbâs demiştir ki : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bu nedenle perçemini alnının üstüne salıverdi. Bir süre sonra saçını (başının ortasından perçemine kadar) ikiye ayırıp (alnının sağ ve solundan) aşağıya salıverdi."

3764 - “. Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir:

Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (saçını taradığımda) başının ortasından itibaren saçını ikiye bölerek sağ ve sol tarafa salıverir, sonra perçimini alnının üstüne bırakırdım (veya perçimini de alnının sağ ve sol tarafından aşağıya salıverirdim)."

3765 - “. Enes (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in saçı recil (yani ne düz ne de kıvırcık olup hafifçe kıvrık) bir saç idi, kulakları ile omuzları arasına kadar (uzun) idi."

3766 - “. Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in omuzlarına ulaşmayan ve kulak yumuşaklığını geçen saçı oldu."

٣٦ - باب اتِّخَاذِ الْجُمَّةِ وَالذَّوَائِبِ

٣٧٦٢ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنِ ابْنِ أَبِي نَجِيحٍ، عَنْ مُجَاهِدٍ، قَالَ قَالَتْ أُمُّ هَانِئٍ دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ مَكَّةَ وَلَهُ أَرْبَعُ غَدَائِرَ ‏.‏ تَعْنِي ضَفَائِرَ ‏.‏

٣٧٦٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ كَانَ أَهْلُ الْكِتَابِ يَسْدُلُونَ أَشْعَارَهُمْ وَكَانَ الْمُشْرِكُونَ يَفْرِقُونَ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُحِبُّ مُوَافَقَةَ أَهْلِ الْكِتَابِ ‏.‏ قَالَ فَسَدَلَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ نَاصِيَتَهُ ثُمَّ فَرَقَ بَعْدُ ‏.‏

٣٧٦٤ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ، عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ، عَنْ يَحْيَى بْنِ عَبَّادٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كُنْتُ أَفْرِقُ خَلْفَ يَافُوخِ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ثُمَّ أَسْدِلُ نَاصِيَتَهُ ‏.‏

٣٧٦٥ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، أَنْبَأَنَا جَرِيرُ بْنُ حَازِمٍ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَنَسٍ، قَالَ كَانَ شَعَرُ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ شَعَرًا رَجِلاً بَيْنَ أُذُنَيْهِ وَمَنْكِبَيْهِ ‏.‏

٣٧٦٦ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي فُدَيْكٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي الزِّنَادِ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَ لِرَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ شَعَرٌ دُونَ الْجُمَّةِ وَفَوْقَ الْوَفْرَةِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 35- SAÇ VE SAKALI BOYAMAYI TERKEDENİN BÂBI

3759 - “. Ebû Cuhayfa (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'i gördüm. O'nun (sakalının) şurası beyazlaşmıştı. Yani anfakası (alt dudağı veya bura ile alt çenesi arası ağarmıştı)."

3760 - “. Humeyd (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Enes bin Mâlik'e; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (saç -sakalını) boyadı mı? diye soruldu. Enes: Sakalının ön kısmında on yedi veya yirmi kadar saç telinden başka O, saç - sakal ağarmasını görmedi, diye cevab verdi."

3761 - “. İbn-i Ömer (radıyallahü anhüma)'dan; Şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in (başında ve sakalında) beyazlaşan saç teli sayısı yirmi kadar oldu."

٣٥ - باب مَنْ تَرَكَ الْخِضَابَ

٣٧٥٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ، حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ أَبِي جُحَيْفَةَ، قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ هَذِهِ مِنْهُ بَيْضَاءُ ‏.‏ يَعْنِي عَنْفَقَتَهُ ‏.‏

٣٧٦٠ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ، وَابْنُ أَبِي عَدِيٍّ، عَنْ حُمَيْدٍ، قَالَ سُئِلَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَخَضَبَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ إِنَّهُ لَمْ يَرَ مِنَ الشَّيْبِ إِلاَّ نَحْوَ سَبْعَةَ عَشَرَ أَوْ عِشْرِينَ شَعَرَةً فِي مُقَدَّمِ لِحْيَتِهِ ‏.‏

٣٧٦١ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُمَرَ بْنِ الْوَلِيدِ الْكِنْدِيُّ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ، عَنْ شَرِيكٍ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ كَانَ شَيْبُ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ نَحْوَ عِشْرِينَ شَعَرَةً ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 34- (AK SAÇ VE SAKALI) SARIYA BOYAMA BÂBI

3757 - “. (Medîne'li tabiîlerden) Saîd bin Ebî Saîd'den rivâyet edildiğine göre, (gene Medîne'li tabiîlerden) Ubey bin Cüreyc (radıyallahü anhümâ), İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ)’ya :

Sakalını vers (yani Yemen za'ferânı) ile sarıya boyamış olarak seni görüyorum? diyerek bunun hükmünü sormuş, İbn-i Ömer de :

Sakalımı sarıya boyamama gelince, sebebi şudur : Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sakalını sarıya boyadığını kesinlikle gördüm, diye cevab vermiştir. "

3758 - “. İbn-i Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ak saç ve sakalını kına ile boyamış bir adamın yanından geçti ve :

(Bu ne güzeldir) , buyurdu. Sonra, saç ve sakalını kına ve ketem (denilen bitki) ile boyamış başka bir adamın yanından geçti ve :

(Bu, ondan (yani demin gördüğümden) daha güzeldir), buyurdu. Daha sonra saç ve sakalını sarıya boyamış bir başka adamın yanından geçti ve :

(Bu, onun hepsinden (yani daha önce gördüğüm ikisinden de) daha güzeldir), buyurdu.

٣٤ - باب الْخِضَابِ بِالصُّفْرَةِ

٣٧٥٧ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي سَعِيدٍ، أَنَّ عُبَيْدَ بْنَ جُرَيْجٍ، سَأَلَ ابْنَ عُمَرَ قَالَ رَأَيْتُكَ تُصَفِّرُ لِحْيَتَكَ بِالْوَرْسِ فَقَالَ ابْنُ عُمَرَ أَمَّا تَصْفِيرِي لِحْيَتِي فَإِنِّي رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُصَفِّرُ لِحْيَتَهُ ‏.‏

٣٧٥٨ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ، حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ طَلْحَةَ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ وَهْبٍ، عَنِ ابْنِ طَاوُسٍ، عَنْ طَاوُسٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ مَرَّ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ عَلَى رَجُلٍ قَدْ خَضَبَ بِالْحِنَّاءِ فَقَالَ ‏( مَا أَحْسَنَ هَذَا ‏)‏.‏ ثُمَّ مَرَّ بِآخَرَ قَدْ خَضَبَ بِالْحِنَّاءِ وَالْكَتَمِ فَقَالَ ‏( هَذَا أَحْسَنُ مِنْ هَذَا ‏)‏.‏ ثُمَّ مَرَّ بِآخَرَ قَدْ خَضَبَ بِالصُّفْرَةِ فَقَالَ ‏( هَذَا أَحْسَنُ مِنْ هَذَا كُلِّهِ ‏)‏.‏ قَالَ وَكَانَ طَاوُسٌ يُصَفِّرُ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget