KARA TANE (ÇÖREK OTU) BÂBI
6- KARA TANE (ÇÖREK OTU) BÂBI
3573 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şu buyruğu işitmiştir :
(Şüphesiz kara tane (yani çörek otun) da sâm'dan başka her hastalıktan şifâ vardır. )
Sâm, ölümdür. Habbetü's-Sevdâ (=: Kara tane) ve şûniz (= Çörek otu) dur. "
3574 - “... Abdullah (İbn-i Ömer) (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûllulah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
(Şu Habbetü's-Sevdâ (çörek otunu kullanma) ya devam ediniz. Çünkü şüphesiz onda ölümden başka her hastalıktan şifâ vardır. ) "
3575 - “... Hâlid bin Sa'd (Mevlâ Ebî Mes'ûd el-Bedrî el-Ensârî) (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir :
Biz bir yolculuğa çıktık. Beraberimizde Ğâlib bin Ebcer (radıyallahü anh) de vardı. Ğâlib yolda hastalandı. Nihayet Medîne-i Münevvere'ye vardık. Onun hastalığı devam ediyordu. İbn-i Ebî Atik (radıyallahü anhümâ) onu ziyarete geldi ve bize şöyle dedi:
Size şu Habbetü's-Sevdâyı (kullanmayı) tavsiye ediyorum. Ondan beş veya yedi tane alıp (iyice) ufaltınız. Sonra onu birkaç damla zeytin yağı içinde hastanın burnuna bu taraftan ve şu taraftan damlatınız. Çünkü Âişe (radıyallahü anhâ), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şu hadisi işittiğini kendilerine anlatmıştır:
(Şüphesiz şu Habbetü's Sevda (çörek otu) her hastalıktan şifâdır. Meğer ki sam (hastalığı) ola. )
Ben: Sam nedir? dedim. — Sam, ölümdür, dedi.
٦ - باب الْحَبَّةِ السَّوْدَاءِ
٣٥٧٣ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ، وَمُحَمَّدُ بْنُ الْحَارِثِ الْمِصْرِيَّانِ، قَالاَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ عُقَيْلٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، أَخْبَرَنِي أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، وَسَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ، أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ، أَخْبَرَهُمَا أَنَّهُ، سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ( إِنَّ فِي الْحَبَّةِ السَّوْدَاءِ شِفَاءً مِنْ كُلِّ دَاءٍ إِلاَّ السَّامَ ). وَالسَّامُ الْمَوْتُ . وَالْحَبَّةُ السَّوْدَاءُ الشُّونِيزُ .
٣٥٧٤ - حَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ، يَحْيَى بْنُ خَلَفٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ، عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَبْدِ الْمَلِكِ، قَالَ سَمِعْتُ سَالِمَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ، يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( عَلَيْكُمْ بِهَذِهِ الْحَبَّةِ السَّوْدَاءِ فَإِنَّ فِيهَا شِفَاءً مِنْ كُلِّ دَاءٍ إِلاَّ السَّامَ ).
٣٥٧٥ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ، أَنْبَأَنَا إِسْرَائِيلُ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ خَالِدِ بْنِ سَعْدٍ، قَالَ خَرَجْنَا وَمَعَنَا غَالِبُ بْنُ أَبْجَرَ فَمَرِضَ فِي الطَّرِيقِ فَقَدِمْنَا الْمَدِينَةَ وَهُوَ مَرِيضٌ فَعَادَهُ ابْنُ أَبِي عَتِيقٍ وَقَالَ لَنَا عَلَيْكُمْ بِهَذِهِ الْحَبَّةِ السَّوْدَاءِ فَخُذُوا مِنْهَا خَمْسًا أَوْ سَبْعًا فَاسْحَقُوهَا ثُمَّ اقْطُرُوهَا فِي أَنْفِهِ بِقَطَرَاتِ زَيْتٍ فِي هَذَا الْجَانِبِ وَفِي هَذَا الْجَانِبِ فَإِنَّ عَائِشَةَ حَدَّثَتْهُمْ أَنَّهَا سَمِعَتْ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ( إِنَّ هَذِهِ الْحَبَّةَ السَّوْدَاءَ شِفَاءٌ مِنْ كُلِّ دَاءٍ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ السَّامُ ). قُلْتُ وَمَا السَّامُ قَالَ ( الْمَوْتُ ).