بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
21- ASPUR (DENİLEN BİTKİ) İLE BOYANMIŞ ELBİSENİN ERKEKLERE MEKRUHLUĞU
3732 - “... İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre:
Kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in müfeddem elbiseyi yasakladığını söylemiştir.
Râvî Yezîd demiş ki : Ben el-Hasan'a Müfeddem nedir? diye sordum. El-Hasan dedi ki: Müfeddem, aspur ile doyasıya boyanmış olan (kumaş elbise) dir. "
3733 - “... Ali (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir :
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni aspurla boyanmış olan (kumaş, elbise) den menetti. Ben O'nun sizi menettiğini söylemem. "
3734 - “... Amr bin Şuayb'ın dedesi (Abdullah bin Amr bin el-Âs) (radıyallahü anhümâ)'den; Şöyle demiştir:
Biz, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile bareber Ezâhır dağ yolundan geliyorduk. Bir ara Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana dönüp baktı. Benim üstümde aspurla boyanmış dikişsiz bir car (veya ince yumuşak bir elbise) vardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (üstümdeki elbiseye işaretle) :
(Bu nedir?) buyurdu. Ben Onun bundan hoşlanmadığını anladım. Sonra ev halkımın yanına vardım. O sırada onlar tandırlarını ateşleyerek kızdırıyorlardı. Ben o elbiseyi tandıra attım. Ertesi gün O'nun huzuruna gittim. O:
(Yâ Abdullah! O elbiseyi ne yaptın (yani ne durumda?)) buyurdu. Ben de O'na (durumdan) haber verdim. Bunun üzerine buyurdu ki:
(O elbiseyi aile ferdlerinin bâzısına giydirmeliydin. Çünkü kadınların böyle elbiseyi giymelerinde bir günah yoktur) buyurdu. "
٢١ - باب كَرَاهِيَةِ الْمُعَصْفَرِ لِلرِّجَالِ
٣٧٣٢ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُسْهِرٍ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي زِيَادٍ، عَنِ الْحَسَنِ بْنِ سُهَيْلٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ عَنِ الْمُفَدَّمِ . قَالَ يَزِيدُ قُلْتُ لِلْحَسَنِ مَا الْمُفَدَّمُ قَالَ الْمُشْبَعُ بِالْعُصْفُرِ .
٣٧٣٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ حُنَيْنٍ، قَالَ سَمِعْتُ عَلِيًّا، يَقُولُ نَهَانِي رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ - وَلاَ أَقُولُ نَهَاكُمْ - عَنْ لُبْسِ الْمُعَصْفَرِ .
٣٧٣٤ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ، حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ، عَنِ هِشَامِ بْنِ الْغَازِ، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، قَالَ أَقْبَلْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ مِنْ ثَنِيَّةِ أَذَاخِرَ فَالْتَفَتَ إِلَىَّ وَعَلَىَّ رَيْطَةٌ مُضَرَّجَةٌ بِالْعُصْفُرِ فَقَالَ ( مَا هَذِهِ ). فَعَرَفْتُ مَا كَرِهَ فَأَتَيْتُ أَهْلِي وَهُمْ يَسْجُرُونَ تَنُّورَهُمْ فَقَذَفْتُهَا فِيهِ ثُمَّ أَتَيْتُهُ مِنَ الْغَدِ فَقَالَ ( يَا عَبْدَ اللَّهِ مَا فَعَلَتِ الرَّيْطَةُ ). فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ ( أَلاَ كَسَوْتَهَا بَعْضَ أَهْلِكَ فَإِنَّهُ لاَ بَأْسَ بِذَلِكَ لِلنِّسَاءِ ).