بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
3- BABANIN ÇOCUKLARINA İYİ DAVRANMASI, İYİLİK ETMESİ VE KIZ ÇOCUKLARINA İHSAN'DA BULUNMAK BÂBI
3796 - “. Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre:
Bir kere Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bedevilerden birkaç adam gelerek:
Siz çocuklarınızı öper (sever) misiniz? dediler. (Mecliste bulunan) sahâbiler:
Evet, dediler. Bunun üzerine bedeviler:
Lâkin biz, vallahi (çocuklarımızı) öpüp okşamayız, dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bedevilere) :
(Allah siz (in gönülleriniz) den merhamet ve şefkati çekip çıkarmış olduktan sonra ben sizin gönüllerinize merhamet koymaya malik (ve muktedir) değilim), buyurdu."
3797 - “. Ya'lâ bin Mürre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:
(Ali'nin oğulları) Hasan ve Hüseyin koşarak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldiler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onları bağrına bastı ve:
(Çocuk, cimriliğe ve korkaklığa bir nevî sebep teşkil eder), buyurdu."
3798 - “. Süraka bin Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur :
(İyi dinleyiniz. Size sadakanın en faziletlisini gösterip bildireyim: (Boşanma, kocasının ölümü gibi bir sebeple) sana iade edilmiş vaziyette ve senden başka çalışanı (yani nafakasını temin edecek bir kimsesi) olmayan kızın.) "
3799 - “. El-Ahnef (bin Kays)ın amcası Sa'saa (bin Muâviye) (radıyallahü anhüma)'dan; Şöyle demiştir;
Bir kadın, beraberinde iki kız çocuğu olduğu halde (bir gün) Âişe (radıyallahü anhâ)'nın yanına (yardım dilemek için) girmiş. Âişe de ona üç tane kuru hurma vermiş. Bunun üzerine kadın her çocuğa bir hurma verip kalan üçüncü hurmayı da iki çocuğuna taksim etmiş (ve kendisi hurmadan yememiş)ti. Âişe demiştir ki: Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi. Ben de (durumu) O'na anlattım. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Senin hayretin ne (için)dir? (And olsun ki) Kadın o merhameti sebebiyle cennet'e girmiş (olacak) tır,) buyurdu. "
3800 - “. Ukbe bin Amir (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:
Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şu buyruğu işittim:
(Kim ki üç tane kız çocuğu olur da buna sabreder (yani çocuklarının kız olduğundan şikâyetçi olmaz), varlığından onları yedirir, içirir ve giydirirse kıyamet günü o kız çocukları onun için cehennem ateşine perde (engel) olurlar.) "
3801 - “. İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
(Kim ki iki kız çocuğu erginlik çağına vardıktan sonra yanında kaldıkları veya o kimse onların yanında kaldığı sürece onlara iyi davranıp ihsanda bulunursa kızları onu cennet'e dâhil ederler (yani o kimse kızlarına ettiği iyilik sayesinde cennetlik olur).) "
3802 - “. Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
(Evlâdınıza gereken ikramı yapınız ve güzelce te'dîb ediniz.) "
٣ - باب بِرِّ الْوَالِدِ وَالإِحْسَانِ إِلَى الْبَنَاتِ
٣٧٩٦ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ قَدِمَ نَاسٌ مِنَ الأَعْرَابِ عَلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالُوا أَتُقَبِّلُونَ صِبْيَانَكُمْ قَالُوا نَعَمْ . فَقَالُوا لَكِنَّا وَاللَّهِ مَا نُقَبِّلُ . فَقَالَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( وَأَمْلِكُ أَنْ كَانَ اللَّهُ قَدْ نَزَعَ مِنْكُمُ الرَّحْمَةَ ).
٣٧٩٧ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَفَّانُ، حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُثْمَانَ بْنِ خُثَيْمٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي رَاشِدٍ، عَنْ يَعْلَى الْعَامِرِيِّ، أَنَّهُ قَالَ جَاءَ الْحَسَنُ وَالْحُسَيْنُ يَسْعَيَانِ إِلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَضَمَّهُمَا إِلَيْهِ وَقَالَ ( إِنَّ الْوَلَدَ مَبْخَلَةٌ مَجْبَنَةٌ ).
٣٧٩٨ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ الْحُبَابِ، عَنْ مُوسَى بْنِ عُلَىٍّ، سَمِعْتُ أَبِي يَذْكُرُ، عَنْ سُرَاقَةَ بْنِ مَالِكٍ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( أَلاَ أَدُلُّكُمْ عَلَى أَفْضَلِ الصَّدَقَةِ ابْنَتُكَ مَرْدُودَةً إِلَيْكَ لَيْسَ لَهَا كَاسِبٌ غَيْرُكَ ).
٣٧٩٩ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ، عَنْ مِسْعَرٍ، أَخْبَرَنِي سَعْدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، عَنِ الْحَسَنِ، عَنْ صَعْصَعَةَ، عَمِّ الأَحْنَفِ قَالَ دَخَلَتْ عَلَى عَائِشَةَ امْرَأَةٌ مَعَهَا ابْنَتَانِ لَهَا فَأَعْطَتْهَا ثَلاَثَ تَمَرَاتٍ فَأَعْطَتْ كُلَّ وَاحِدَةٍ مِنْهُمَا تَمْرَةً ثُمَّ صَدَعَتِ الْبَاقِيَةَ بَيْنَهُمَا . قَالَتْ فَأَتَى النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَحَدَّثْتُهُ فَقَالَ ( مَا عَجَبُكِ لَقَدْ دَخَلَتْ بِهِ الْجَنَّةَ ).
٣٨٠٠ - حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ الْحَسَنِ الْمَرْوَزِيُّ، حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ، عَنْ حَرْمَلَةَ بْنِ عِمْرَانَ، قَالَ سَمِعْتُ أَبَا عُشَّانَةَ الْمَعَافِرِيَّ، قَالَ سَمِعْتُ عُقْبَةَ بْنَ عَامِرٍ، يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ( مَنْ كَانَ لَهُ ثَلاَثُ بَنَاتٍ فَصَبَرَ عَلَيْهِنَّ وَأَطْعَمَهُنَّ وَسَقَاهُنَّ وَكَسَاهُنَّ مِنْ جِدَتِهِ - كُنَّ لَهُ حِجَابًا مِنَ النَّارِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ).
٣٨٠١ - حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ الْحَسَنِ، حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ، عَنْ فِطْرٍ، عَنْ أَبِي سَعْدٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( مَا مِنْ رَجُلٍ تُدْرِكُ لَهُ ابْنَتَانِ فَيُحْسِنُ إِلَيْهِمَا مَا صَحِبَتَاهُ أَوْ صَحِبَهُمَا إِلاَّ أَدْخَلَتَاهُ الْجَنَّةَ ).
٣٨٠٢ - حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ الْوَلِيدِ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ عَيَّاشٍ، حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عُمَارَةَ، أَخْبَرَنِي الْحَارِثُ بْنُ النُّعْمَانِ، سَمِعْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ، يُحَدِّثُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَنَّهُ قَالَ ( أَكْرِمُوا أَوْلاَدَكُمْ وَأَحْسِنُوا أَدَبَهُمْ ).