Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 22- ADAMIN BAŞINA BELÂ GELENLERE EDECEĞİ DUÂ

4025 - “. İbn-i Ömer (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Kim, başına bir belâ gelen bir kimseye aniden rastlar da: "El-hamdu lillahillezi âfâni mimmebtelâke bihi ve faddalani ala kesîrin mimmen halaka tefdiylen = Senin başına getirdiği belâdan beni selâmette kılan ve beni yaratıklarının bir çoğundan gerçekten üstün tutan Allah'a hamd olsun" derse o belâ ne olursa olsun o kimse ondan (ömür boyu) selâmette kılınır. ) "

٢٢ - باب مَا يَدْعُو بِهِ الرَّجُلُ إِذَا نَظَرَ إِلَى أَهْلِ الْبَلاَءِ

٤٠٢٥ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ خَارِجَةَ بْنِ مُصْعَبٍ، عَنْ أَبِي يَحْيَى، عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ - وَلَيْسَ بِصَاحِبِ ابْنِ عُيَيْنَةَ - مَوْلَى آلِ الزُّبَيْرِ عَنْ سَالِمٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( مَنْ فَجِئَهُ صَاحِبُ بَلاَءٍ فَقَالَ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي عَافَانِي مِمَّا ابْتَلاَكَ بِهِ وَفَضَّلَنِي عَلَى كَثِيرٍ مِمَّنْ خَلَقَ تَفْضِيلاً - عُوفِيَ مِنْ ذَلِكَ الْبَلاَءِ كَائِنًا مَا كَانَ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 21- ADAMIN BULUT VEYA YAĞMUR GÖRÜĞÜ ZAMAN OKUYACAĞI DUÂ

4022 - “. Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ufuklardan herhangi birisinden gelen bir bulutu gördüğü zaman onu karşılamak ve şu duayı okumak üzere namazında bile olsaydı içinde bulunduğu işi bırakırdı. Sonra:

(Allahumme înnâ naûzu bike min şerri mâ ürsile bihi = Allahımız! Şu bulut ile gönderilen (yağmur, dolu ve benzerin) in şerrinden şüphesiz sana sığınırız) derdi. Sonra yağmur yağsaydı iki veya üç kere: (Allahım! Bu yağmuru yer yüzünde akan, yararlı bir yağmur eyle), derdi. Şayet Allah (Azze ve Celle) havayı açıp yağmur yağdırmasaydı bunun için Allah'a hamdederdi."

4023 - “. Âişe (radıyallahü anha)'dan rivâyet edildiğine göre : Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yağmur gördüğü zaman:

(Allahım; bu yağmuru, yer yüzünde akıcı, faydalı amaca uygun ve zararsız bir yağmur eyle) derdi.

4024 - “. Aîşe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yağışlı sanılan bir bulut görünce (ümmetine bir âfetin gelmesinden endişelenerek) çehresi renkten renge girip değişir, (eve) girip çıkar ve buluta karşı durup geri dönerdi. Buluttan yağmur yağınca üzüntüsü giderilirdi. Râvi demiştir ki: Sonra Âişe (radıyallahü anhâ), O'ndan gördüğü (bu hal ve endişesi) nin bâzısını O'na anlatmış. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Âişe'ye) şöyle buyurdu:

(Ne bilirsin? Belki o, (şu âyette azab olduğu bildirilen, fakat) Hûd kavminin (onu bir bulut parçası sanarak) dediği gibi bir şeydir.

Onlar o azabı (içinde bulundukları) vadilerine doğru gelen, yaygın bir bulut olarak görünce: "Bu, bize yağmur getiren bir yaygın buluttur, dediler. (Hûd dedi ki:) Bilakis bu, acele istediğiniz azabtır. " )Ahkaaf sûresi 24.

٢١ - باب مَا يَدْعُو بِهِ الرَّجُلُ إِذَا رَأَى السَّحَابَ وَالْمَطَرَ

٤٠٢٢ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ الْمِقْدَامِ بْنِ شُرَيْحٍ، عَنْ أَبِيهِ الْمِقْدَامِ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ عَائِشَةَ، أَخْبَرَتْهُ أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ إِذَا رَأَى سَحَابًا مُقْبِلاً مِنْ أُفُقٍ مِنَ الآفَاقِ تَرَكَ مَا هُوَ فِيهِ وَإِنْ كَانَ فِي صَلاَتِهِ حَتَّى يَسْتَقْبِلَهُ فَيَقُولُ ‏( اللَّهُمَّ إِنَّا نَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا أُرْسِلَ بِهِ ‏)‏.‏ فَإِنْ أَمْطَرَ قَالَ ‏( اللَّهُمَّ سَيْبًا نَافِعًا ‏)‏.‏ مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثَةً وَإِنْ كَشَفَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ وَلَمْ يُمْطِرْ حَمِدَ اللَّهَ عَلَى ذَلِكَ ‏.‏

٤٠٢٣ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ حَبِيبِ بْنِ أَبِي الْعِشْرِينَ، حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، أَخْبَرَنِي نَافِعٌ، أَنَّ الْقَاسِمَ بْنَ مُحَمَّدٍ، أَخْبَرَهُ عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ إِذَا رَأَى الْمَطَرَ قَالَ ‏( اللَّهُمَّ اجْعَلْهُ صَيِّبًا هَنِيئًا ‏)‏.‏

٤٠٢٤ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ مُعَاذٍ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِذَا رَأَى مَخِيلَةً تَلَوَّنَ وَجْهُهُ وَتَغَيَّرَ وَدَخَلَ وَخَرَجَ وَأَقْبَلَ وَأَدْبَرَ فَإِذَا أَمْطَرَتْ سُرِّيَ عَنْهُ ‏.‏ قَالَ فَذَكَرَتْ لَهُ عَائِشَةُ بَعْضَ مَا رَأَتْ مِنْهُ فَقَالَ ‏( وَمَا يُدْرِيكِ لَعَلَّهُ كَمَا قَالَ قَوْمُ هُودٍ ‏{فَلَمَّا رَأَوْهُ عَارِضًا مُسْتَقْبِلَ أَوْدِيَتِهِمْ قَالُوا هَذَا عَارِضٌ مُمْطِرُنَا بَلْ هُوَ مَا اسْتَعْجَلْتُمْ بِهِ }‏ ‏)‏.‏ الآيَةَ


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 20- ADAMIN YOLCULUĞA ÇIKTIĞI ZAMAN EDECEĞİ DUÂ

4021 - “. Abdullah bin Sercis (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yolculuğa çıktığı zaman : (Allahumme innî eûzu bike min va'sâi's-seferi ve keâbeti'l-münkalebi ve’l-havri ba'de'l-kevri ve da’veti'l-mazlûmi ve sûi’l-manzari fil ehli ve’l-mali = Allahım! Ben, yolculuğun meşakkat ve sıkıntısından, üzüntülü dönüşten, düzenli işlerin bundan sonra bozulmasından, mazlumun bedduasından ve ev halkı ile mal (fena maksadlı kişiler tarafından olan) kötü bakıştan sana sığınırım) derdi (râvi Abdurrahim kendi rivâyetinde, "Derdi" cümlesi yerine, "taavvuz ederdi, yani Allah'a sığınırdı" demiştir).

Râvi Ebû Muâviye şunu ilâve etmiştir: "Peygamber yolculuktan döndüğü zaman da bu duayı okurdu."

٢٠ - باب مَا يَدْعُو بِهِ الرَّجُلُ إِذَا سَافَرَ

٤٠٢١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحِيمِ بْنُ سُلَيْمَانَ، وَأَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ عَاصِمٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَرْجِسَ، قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ - وَقَالَ عَبْدُ الرَّحِيمِ يَتَعَوَّذُ - إِذَا سَافَرَ ‏( اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ وَعْثَاءِ السَّفَرِ وَكَآبَةِ الْمُنْقَلَبِ وَالْحَوْرِ بَعْدَ الْكَوْرِ وَدَعْوَةِ الْمَظْلُومِ وَسُوءِ الْمَنْظَرِ فِي الأَهْلِ وَالْمَالِ ‏)‏.‏ وَزَادَ أَبُو مُعَاوِيَةَ فَإِذَا رَجَعَ قَالَ مِثْلَهَا ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget