Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 66. Bab—Sabahta Kıraat Miktarı

1345. Bize Ebu’l-Velîd haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Ziyâd b. Ilâka'dan, şöyle dediğini rivâyet etti: Amcamı şöyle derken işittim: O, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber namaz kılmıştı da O'nu, sabahın iki rekâtının birinde, " (âyetinin bulunduğu sûreyi) okurken işitmişti. Şu'be dedi ki, O'na (yani Ziyâd'a bunu) başka bir sefer yine sormuştum da O şöyle demişti: "O'nu, Kâf (sûresini) okurken işitmiştim."

1346. Bize Kabisa haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Ziyâd b. Ilâka'dan, (O da amcası) Kutbe b. Mâlik'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber'i (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah (namazında) birinci rekâtta (âyetinin bulunduğu sûreyi) okurken işitmiştim.

1347. Bize Ebû Nuaym haber verip (dedi ki), bize el-Mes'ûdî, el-Velîd b. Serî'den, (O da) Amr b. Hureys'den (naklen) rivâyet etti ki, O, Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazında (sûresini) okurken işitmişti. (Amr dedi ki, Hazret-i Peygamber); (âyetine) vardığı zaman kendi kendime ne demektir, demeye başlamıştım.

1348. Bize Ebû Nuaym haber verip (dedi ki), bize Mis'ar, el-Velîd'den, (O da) Amr b. Hureys'ten (naklen) onun, (yani bir önceki hadisin) benzerini rivâyet etti.

1349. Bize Sa'îd b. Amir haber verip (dedi ki), bize Avf, Seyyar b. Selâme'den, şöyle dediğini rivâyet etti: Babamla birlikte Ebû Berze el-Eslemî'nin huzuruna girmiştik. O, kamıştan yapılmış yüksek (bir oturağın) üzerinde idi. Babam O'na, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) namazlarının vakitlerini sormuştu, O da şöyle demişti: "O, öğle dediğiniz el-Hecîr (namazını), güneş tam tepeden batıya döndüğü zaman kıldırırdı. İkindiyi ise, kıldırırdı da, sonra birimiz, Medine'nin en uzak yerinde bulunan ailesine, güneş hâlâ diri, (ışınları etkileyici) iken gidebilirdi." -(Seyyar) dedi ki, akşam hakkında anlattığı şeyi unuttum-. (Hazret-i Peygamber), yatsı dediğiniz el-Işâ' namazını ise biraz geciktirmeyi tercih ederdi. O, sabah namazını, adam, yanında oturan (bir tanıdığını, yüzünden) tanıyacak (kadar ortalık ağarmış) iken bitirirdi ve onda, altmış (âyetten) yüz (âyete) kadar Kur'an okurdu.

٦٦- باب قَدْرِ الْقِرَاءَةِ فِى الْفَجْرِ

١٣٤٥ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ زِيَادِ بْنِ عِلاَقَةَ قَالَ سَمِعْتُ عَمِّى يَقُولَ : إِنَّهُ صَلَّى مَعَ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَسَمِعَهُ يَقْرَأُ فِى إِحْدَى الرَّكْعَتَيْنِ مِنَ الصُّبْحِ { وَالنَّخْلَ بَاسِقَاتٍ } قَالَ شُعْبَةُ : وَسَأَلْتُهُ مَرَّةً أُخْرَى فَقَالَ سَمِعْتُهُ يَقْرَأُ بِ { ق }

١٣٤٦ - أَخْبَرَنَا قَبِيصَةُ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ زِيَادِ بْنِ عِلاَقَةَ عَنْ قُطْبَةَ بْنِ مَالِكٍ قَالَ : سَمِعْتُ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَقْرَأُ فِى الْفَجْرِ فِى الرَّكْعَةِ الأُولَى { وَالنَّخْلَ بَاسِقَاتٍ لَهَا طَلْعٌ نَضِيدٌ }.

١٣٤٧ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا الْمَسْعُودِىُّ عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ سَرِيعٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ حُرَيْثٍ : أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَقْرَأُ فِى صَلاَةِ الصُّبْحِ { إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ } فَلَمَّا انْتَهَى إِلَى هَذِهِ الآيَةِ { وَاللَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ } جَعَلْتُ أَقُولُ فِى نَفْسِى : مَا اللَّيْلُ إِذَا عَسْعَسَ؟

١٣٤٨ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا مِسْعَرٌ عَنِ الْوَلِيدِ عَنْ عَمْرِو بْنِ حُرَيْثٍ نَحْوَهُ.

١٣٤٩ - أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ حَدَّثَنَا عَوْفٌ عَنْ سَيَّارِ بْنِ سَلاَمَةَ قَالَ : دَخَلْتُ مَعَ أَبِى عَلَى أَبِى بَرْزَةَ الأَسْلَمِىِّ وَهُوَ عَلَى عُلْوِيَّةٍ مِنْ قَصَبٍ ، فَسَأَلَهُ أَبِى عَنْ وَقْتِ صَلاَةِ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَ : كَانَ يُصَلِّى الْهَجِيرَ الَّتِى تَدْعُونَ الظُّهْرَ إِذَا دَحَضَتِ الشَّمْسُ ، وَكَانَ يُصَلِّى الْعَصْرَ ثُمَّ يَنْطَلِقُ أَحَدُنَا إِلَى أَهْلِهِ فِى أَقْصَى الْمَدِينَةِ وَالشَّمْسُ حَيَّةٌ - قَالَ : وَنَسِيتُ مَا ذَكَرَ فِى الْمَغْرِبِ - وَكَانَ يَسْتَحِبُّ أَنْ يُؤَخِّرَ مِنْ صَلاَةِ الْعِشَاءِ الَّتِى تَدْعُونَ الْعَتَمَةَ ، وَكَانَ يَنْصَرِفُ مِنْ صَلاَةِ الصُّبْحِ وَالرَّجُلُ يَعْرِفُ جَلِيسَهُ ، وَكَانَ يَقْرَأُ فِيهَا مِنَ السِّتِّينَ إِلَى الْمِائَةِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 65. Bab—Yatsıda Kıraat Miktarı

1344. Bize Sa'îd b. Amir, Şu'be'den, (O) Amr b. Dinar'dan, (Oda) Câbir b. Abdillah'tan (naklen) haber verdi ki, Muâz, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber namaz kılar, sonra topluluğuna gelir, onlara namaz kıldırırdı. İşte o, bir gece gelip yatsıyı kıldırmaya ve Bakara (Sûresini) okumaya (başlamıştı). Ensâr'dan bir adam da gelip (tek başına) namazı kılıp gitmişti. Sonra ona ulaşmış ki, Muâz (bu yüzden) kendisine kötü söz söylemiş. Bunun üzerine O, bunu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) şikâyet etmişti de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Muâz'a, "Fitneci mi (oldun?), fitneci mi (oldun?), fitneci mi (oldun?) -veya, çok fitneci mi (oldun?), çok fitneci mi (oldun?), çok fitneci mi (oldun?)-" buyurmuş, sonra O'na, mufassal (sûrelerin) ortasından iki sûre (okumasını) emretmişti” Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki, "biz bu (hadisin delâlet ettiği mânâyı) benimseriz."

٦٥- باب قَدْرِ الْقِرَاءَةِ فِى الْعِشَاءِ

١٣٤٤ - أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ : أَنَّ مُعَاذاً كَانَ يُصَلِّى مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- ثُمَّ يَأْتِى قَوْمَهُ فَيُصَلِّى بِهِمْ ، فَجَاءَ ذَاتَ لَيْلَةٍ فَصَلَّى الْعَتَمَةَ فَقَرَأَ الْبَقَرَةَ ، فَجَاءَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ فَصَلَّى ثُمَّ ذَهَبَ ، فَبَلَغَهُ أَنَّ مُعَاذاً يَنَالُ مِنْهُ ، فَشَكَا ذَلِكَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- لِمُعَاذٍ :( فَاتِناً فَاتِناً فَاتِناً أَوْ فَتَّاناً فَتَّاناً فَتَّاناً ). ثُمَّ أَمَرَهُ بِسُورَتَيْنِ مِنْ وَسَطِ الْمُفَصَّلِ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : نَأْخُذُ بِهَذَا.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 64. Bâb—Akşamdaki Kıraat Miktarı Hakkında

1342. Bize Osman b. Ömer haber verip (dedi ki), bize Yûnus, ez-Zührî'den, (O) Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe'den, (O) İbn Abbâs'tan, (O da) Ümmü'l-Fadl'dan (naklen) haber verdi ki, O, Hazret-i Peygamber'i (sallallahü aleyhi ve sellem) akşam (namazında) el-Mürselât (Sûresini) okurken işitmişti.

1343. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, ez-Zührî'den, (O) Muhammed b. Cübeyr b. Mut'ım'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O, Hazret-i Peygamber'i (sallallahü aleyhi ve sellem) akşam (namazında) et-Tûr (Sûresini) okurken işitmişti.

٦٤- باب قَدْرِ الْقِرَاءَةِ فِى الْمَغْرِبِ

١٣٤٢ - أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ أُمِّ الْفَضْلِ : أَنَّهَا سَمِعَتِ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَقْرَأُ فِى الْمَغْرِبِ { وَالْمُرْسَلاَتِ }

١٣٤٣ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ عَنْ أَبِيهِ : أَنَّهُ سَمِعَ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَقْرَأُ فِى الْمَغْرِبِ بِالطُّورِ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget