Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 90. Bab—Namazın Ardında Tesbîhat Yapmak

1404. Bize el-Hakem b. Mûsa haber verip (dedi ki), bize Hikl, el-Evzâ'î'den rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Hassan b. Atıyye rivâyet edip dedi ki, bana Muhammed b. Ebî Âişe, Ebû Hureyre'den, şöyle dediğini rivâyet etti: Ebû Zerr demiş ki; "yâ Resûlüllah! Servet sahipleri sevapları hep alıp götürdüler. Onlar, bizim kıldığımız gibi namaz kılıyorlar, bizim tuttuğumuz gibi oruç tutuyorlar. Onların, zekât ve sadaka verdikleri mal fazlalıkları da var. Halbuki bizim tasadduk edecek bir şeyimiz yok!" (O zaman) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Sana bazı cümleler öğreteyim mi? Bunları söylediğin zaman, senin yaptığının aynısını yapanlar hariç, seni geçmiş olan kimselere kavuşursun, senin arkanda (kalan) kimseler de sana ulaşamazlar." (Ebû Zerr) demiş ki; "evet (öğretin), ya Resûlüllah!" (Resûlüllah da) şöyle buyurmuş: "Her namazın ardında (Allah'ı) otuzüç defa tesbîh edersin, ("Sübkânellah" dersin), ona otuzüç defa hamdedersin ("Elhamdu Lillah" dersin), onu otuzüç defa da tekbir edersin ("Allahu Ekber" dersin) ve bunları; "La İlahe İllallahu Vahdehu Lâ Şerike Leh. Lehu'l-Mulkü ve Lehu'l-Hamdu ve Huve Alâ Külli Şey'in Kadir" (cümleleri) ile bitirirsin."

1405. Bize Osman b. Ömer haber verip (dedi ki), bize Hişâm b. Hassan, Muhammed b. Sirin'den, (O) Kesîr bs Eflah'tan, (Oda) Zeyd b. Sâbit'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Biz, her namazın ardında otuzüç defa (Allah'ı) teşbih etmekle, otuzüç defa O'na hamdetmekle ve otuzdört defa da tekbir getirmekle emrolunmuştuk. Sonra bir adama (rüyasında) gelinmiş -veya, Ensar'dan bir adama uykuda rüya gösterilmiş- ve denmiş ki; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) size her namazın ardında Allah'ı otuzüç defa teşbih etmenizi, (O'na) otuzüç defa hamdetmenizi ve otuzdört defa da tekbir getirmenizi mi emretti?" O da "evet" demiş. (Bunun üzerine O'na şöyle denmiş): "Artık bunları yirmibeş, yirmibeş yapın ve onlarla beraber tehlil de getirin (yani yirmi beş kere de "Lâ İlahe İllallah" deyin!") O (adam) da bu (rüyayı) Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) haber verince O; "Bunları yapın!" buyurdu.

٩٠- باب التَّسْبِيحِ فِى دُبُرِ الصَّلَوَاتِ

١٤٠٤ - أَخْبَرَنَا الْحَكَمُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا هِقْلٌ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ حَدَّثَنِى حَسَّانُ بْنُ عَطِيَّةَ قَالَ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى عَائِشَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ أَبُو ذَرٍّ : يَا رَسُولَ اللَّهِ ذَهَبَ أَصْحَابُ الدُّثُورِ بِالأُجُورِ ، يُصَلُّونَ كَمَا نُصَلِّى ، وَيَصُومُونَ كَمَا نَصُومُ ، وَلَهُمْ فُضُولُ أَمْوَالٍ يَتَصَدَّقُونَ بِهَا ، وَلَيْسَ لَنَا مَا نَتَصَدَّقُ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( أَفَلاَ أُعَلِّمُكَ كَلِمَاتٍ إِذَا أَنْتَ قُلْتَهُنَّ أَدْرَكْتَ مَنْ سَبَقَكَ وَلَمْ يَلْحَقْكَ مَنْ خَلَفَكَ إِلاَّ مَنْ عَمِلَ بِمِثْلِ عَمَلِكَ؟ ). قَالَ قُلْتُ : بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ :( تُسَبِّحُ دُبُرَ كُلِّ صَلاَةٍ ثَلاَثاً وَثَلاَثِينَ ، وَتَحْمَدُهُ ثَلاَثاً وَثَلاَثِينَ ، وَتُكَبِّرْهُ ثَلاَثاً وَثَلاَثِينَ ، وَتَخْتِمُهَا بِلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ ).

١٤٠٥ - أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنَا هِشَامُ بْنُ حَسَّانَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ كَثِيرِ بْنِ أَفْلَحَ عَنْ زَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ قَالَ : أُمِرْنَا أَنْ نُسَبِّحَ فِى دُبُرِ كُلِّ صَلاَةٍ ثَلاَثاً وَثَلاَثِينَ ، وَنَحْمَدَهُ ثَلاَثاً وَثَلاَثِينَ ، وَنُكَبِّرَ أَرْبَعاً وَثَلاَثِينَ ، فَأُتِىَ رَجُلٌ أَوْ أُرِىَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ فِى الْمَنَامِ فَقِيلَ : أَمَرَكُمْ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنْ تُسَبِّحُوا اللَّهَ دُبُرَ كُلِّ صَلاَةٍ ثَلاَثاً وَثَلاَثِينَ وَتَحْمَدُوا ثَلاَثاً وَثَلاَثِينَ وَتُكَبِّرُوا أَرْبَعاً وَثَلاَثِينَ؟ قَالَ : نَعَمْ. قَالَ : فَاجْعَلُوهَا خَمْساً وَعِشْرِينَ خَمْساً وَعِشْرِينَ ، وَاجْعَلُوا مَعَهَا التَّهْلِيلَ. فَأُخْبِرَ بِذَلِكَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَ :( افْعَلُوهَا ).


 89. Bab—(Kişi) Namazdan Hangi Yanından Ayrılır?

1401. Bize Ebu'l-Velîd et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Şu'be, el-A'meş'ten, (O) Umâre'den, (O) el-Esved'den, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hiçbiriniz, (namazdan) sadece sağından ayrılmasının, üzerine bir vecibe olduğuna inanarak, şeytana namazından bir pay ayırmasın! Andolsun ki ben, Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), (namazdan) sol tarafından ayrılırken çok gördüm.

1402. Bize Ubeydullah b. Mûsa, İsrâ'il'den, (O da) es-Süddî'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Enes'i şöyle derken işittim: Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) (namazdan) sağ tarafından ayrılırken gördüm.

1403. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, es-Süddî'den şöyle dediğini rivâyet etti: Enes b. Mâlik'i şöyle derken işittim: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sağ tarafından -yani namazdan (sağ tarafından)- ayrılmıştı.

٨٩- باب عَلَى أَىِّ شِقَّيْهِ يَنْصَرِفُ مِنَ الصَّلاَةِ؟

١٤٠١ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ عُمَارَةَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : لاَ يَجْعَلْ أَحَدُكُمْ لِلشَّيْطَانِ نَصِيباً مِنْ صَلاَتِهِ يَرَى أَنَّ حَقًّا عَلَيْهِ أَنْ لاَ يَنْصَرِفَ إِلاَّ عَنْ يَمِينِهِ ، لَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- كَثِيراً يَنْصَرِفُ عَنْ يَسَارِهِ.

١٤٠٢ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنِ السُّدِّىِّ قَالَ سَمِعْتُ أَنَساً يَقُولُ : رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَنْصَرِفُ عَنْ يَمِينِهِ.

١٤٠٣ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ السُّدِّىِّ قَالَ سَمِعْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ قَالَ : انْصَرَفَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- عَنْ يَمِينِهِ. يَعْنِى فِى الصَّلاَةِ.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 88. Bab—Selâmdan Sonra Söylenilecek Söz

1398. Bize Yezîd b. Harun haber verip (dedi ki), bize Asım, Ebu'l-Velîd'den -ki O Abdullah İbnu'l-Harisdir-, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namazdan sonra ancak "Allahumme Ente's-Selâmu ve Minke's-Selâm Tebârekte Yâ Ze’l-Celâli ve’l-İkrâm" diyecek kadar otururdu.,"

1399. Bize Ebu'l-Muğire haber verip (dedi ki), bize el-Evza'î, Şeddâd Ebû Ammâr'dan, (O) Ebû Esma' er-Rahabî'den, (O da) Sevbân'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazından çıkmak istediği zaman üç defa Allah'tan istiğfarda bulunur, sonra şöyle derdi: "Allahumme Ente's-Selâmu ve Minke's-Selâm Tebârekte Yâ Ze’l-Celâli ve'l-ikram."

1400. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Abdulmelik b. Umeyr'den, (O da) el-Muğire b. Şu'be'nin kâtibi Verrâd'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: El-Muğire b. Şu'be bana, Muâviye'ye (gönderdiği) bir mektupta yazdırdı ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) her farz namazın ardında şöyle derdi: "Lâ ilahe İllallahu Vahdehu Lâ Şerike Leh. Lehu'l-Mulkü ve Lehu'l-Hamdu ve Hüve Alâ Külli Şey'in Kadir. Allahumme Lâ Mani'a Lima A'tayte ve Lâ Mu'tıye Lima Mena'te ve Lâ Yenfa'u Ze’l-Ceddi Minke'l-Ceddu = Tek olan Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. O'nun hiçbir ortağı da yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. O her şeye hakkıyle kadirdir. Allahım! Senin verdiğine engel olup (vermemezlik edecek) hiç kimse yoktur. Senin engel olup (vermediğini) verecek hiç kimse de yoktur. (Dünyevî) varlık sahibine varlığı, senin katında fayda vermeyecektir, (onu, ancak senin rahmetin kurtaracaktır)."

٨٨- باب الْقَوْلِ بَعْدَ السَّلاَمِ

١٣٩٨ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا عَاصِمٌ عَنْ أَبِى الْوَلِيدِ - هُوَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْحَارِثِ - عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ : مَا كَانَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَجْلِسُ بَعْدَ الصَّلاَةِ إِلاَّ قَدْرَ مَا يَقُولُ :( اللَّهُمَّ أَنْتَ السَّلاَمُ وَمِنْكَ السَّلاَمُ ، تَبَارَكْتَ يَا ذَا الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ ).

١٣٩٩ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْمُغِيرَةِ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنْ شَدَّادٍ أَبِى عَمَّارٍ عَنْ أَبِى أَسْمَاءَ الرَّحَبِىِّ عَنْ ثَوْبَانَ قَالَ : كَانَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- إِذَا أَرَادَ أَنْ يَنْصَرِفَ مِنْ صَلاَتِهِ اسْتَغْفَرَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ ثُمَّ قَالَ :( اللَّهُمَّ أَنْتَ السَّلاَمُ وَمِنْكَ السَّلاَمُ ، تَبَارَكْتَ يَا ذَا الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ ).

١٤٠٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ عَنْ وَرَّادٍ كَاتِبِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ قَالَ : أَمْلَى عَلَىَّ الْمُغِيرَةُ بْنُ شُعْبَةَ فِى كِتَابٍ إِلَى مُعَاوِيَةَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- كَانَ يَقُولُ فِى دُبُرِ كُلِّ صَلاَةٍ مَكْتُوبَةٍ :( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ ، اللَّهُمَّ لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ وَلاَ مُعْطِىَ لِمَا مَنَعْتَ ، وَلاَ يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ ).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget