Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 10. Bâb—İhrama Girme Esnasında Güzel Koku

1855. Bize Haccâc b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Hişâm b. Urve'den, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), ihrama girmesinden önce en güzel kokuyu sürerdim. (Hişâm, sözüne devamla) şöyle dedi: Urve de bize şöyle derdi: "ihrama girmenizden önce ve kurban kesme günü (yevm-i nahr) "ifâda tavafı" yapmanızdan önce güzel koku sürünün!"

1856. Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys, Hişâm'dan, (O) Osman b. Urve'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Andolsun ki, ben Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), ihrama girmesi esnasında bulduğum en güzel kokuyu sürerdim."

1857. Bize Yezid b. Hârûn ve Ca'fer b. Avn haber verip dediler ki, bize Yahya b. Saîd rivâyet etti ki, Abdurrahman İbnu'l-Kasım, kendisine, babasından (naklen) haber vermiş ki, O şöyle demiş: Hazret-i Âişe'yi -Allah O'ndan razı olsun!-, şöyle derken işittim: "Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), ihrama girmesi esnasında, güzel koku sürmüştüm. O’na, Mina'da, (Mekke'ye inip) ifâda tavâfinı yapmasından önce de güzel koku sürmüştüm."

١٠- باب الطِّيبِ عِنْدَ الإِحْرَامِ

١٨٥٥ - أَخْبَرَنَا حَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهَا قَالَتْ : كُنْتُ أُطَيِّبُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَبْلَ أَنْ يُحْرِمَ بِأَطْيَبِ الطِّيبِ. قَالَ : وَكَانَ عُرْوَةُ يَقُولُ لَنَا : تَطَيَّبُوا قَبْلَ أَنْ تُحْرِمُوا وَقَبْلَ أَنْ تُفِيضُوا يَوْمَ النَّحْرِ.

١٨٥٦ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ قَالَ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ عَنْ هِشَامٍ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ : لَقَدْ كُنْتُ أُطَيِّبُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- عِنْدَ إِحْرَامِهِ بِأَطْيَبِ مَا أَجِدُ.

١٨٥٧ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ وَجَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ أَنَّ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ الْقَاسِمِ أَخْبَرَهُ عَنْ أَبِيهِ قَالَ سَمِعْتُ عَائِشَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهَا تَقُولُ : طَيَّبْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- لِحُرْمِهِ وَطَيَّبْتُهُ بِمِنًى قَبْلَ أَنْ يُفِيضَ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 9. Bâb—İhramlının Giyeceği Elbiseler

1852. Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Yahya -ki O, İbn Saîd'dir-, Ömer b. Nâfı'den, (O) babasından, (O da) ibn Ömer'den (naklen) haber verdi ki; bir adam Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem); "İhrama girdiğimizde hangi elbiseleri giyelim? diye sormuştu da, (Hazret-i Peygamber) şöyle buyurmuştu: "Ne gömlek, ne iç donu (şalvar), ne sarık, ne bornoz (başlığı kendisine bitişik cübbe, elbise), ne de mest giymeyin. Şu kadar var ki, pabuçları olmayan bir kimse olursa, o mest giysin ve onların (boyunlarını, üst taraflarını keserek) topuklardan aşağı yapsın. Elbiselerden, kendisine ne ala çehre, ne de za'ferân (boyası) sürünmüş olan hiçbir şey de giymeyin!"

1853. Bize Efou Asım, İbn Cüreyc'den, (O) Amr b. Dinar'dan, (O da) Ebu'ş-Şa'sâ'dan (naklen) haber verdi (ki, O şöyle demiş:) Bana ibn Abbas haber verdi ki; O, Hazret-i Peygamber'i (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyururken işitmiş: "Kim izâr (peştemal) bulamazsa şalvar giysin. Kim de pabuç bulamazsa mest giysin!" (Ebu'ş-Şa'sâ sözüne devamla) şöyle dedi: (O zaman) ben dedim ki -veya, denildi ki-, "O, (mestlerin boyunlarını, topuk altında kalacak şekilde) kesecek mi?" "Hayır" cevabını verdi.

1854. Bize Hâlid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Mâlik, Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), ihramlının giyeceği şeyler sorulmuştu da, (Resûlüllah) şöyle buyurmuştu: "O; ne gömlek, ne sarık, ne iç donu (şalvar), ne bornoz (başlığı kendisine bağlı cübbe, elbise), ne de mest giymesin. Şu kadar var ki, o, pabuç bulamazsa, mest giysin ve onları, topuklardan aşağıda kessin!"

٩- باب مَا يَلْبَسُ الْمُحْرِمُ مِنَ الثِّيَابِ

١٨٥٢ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا يَحْيَى - هُوَ ابْنُ سَعِيدٍ - عَنْ عُمَرَ بْنِ نَافِعٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ : أَنَّ رَجُلاً سَأَلَ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- مَا نَلْبَسُ مِنَ الثِّيَابِ إِذَا أَحْرَمْنَا؟ قَالَ :( لاَ تَلْبَسُوا الْقُمُصَ وَلاَ السَّرَاوِيلاَتِ ، وَلاَ الْعَمَائِمَ وَلاَ الْبَرَانِسَ وَلاَ الْخِفَافَ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ أَحَدٌ لَيْسَتْ لَهُ نَعْلاَنِ فَلْيَلْبَسِ الْخُفَّيْنِ ، وَلْيَجْعَلْهُمَا أَسْفَلَ مِنَ الْكَعْبَيْنِ ، وَلاَ تَلْبَسُوا مِنَ الثِّيَابِ شَيْئاً مَسَّهُ وَرْسٌ وَلاَ زَعْفَرَانٌ ).

١٨٥٣ - أَخْبَرَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ أَبِى الشَّعْثَاءِ قَالَ أَخْبَرَنِى ابْنُ عَبَّاسٍ أَنَّهُ سَمِعَ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( مَنْ لَمْ يَجِدْ إِزَاراً فَلْيَلْبَسْ سَرَاوِيلَ ، وَمَنْ لَمْ يَجِدْ نَعْلَيْنِ فَلْيَلْبَسْ خُفَّيْنِ ). قَالَ قُلْتُ أَوْ قِيلَ : أَيَقْطَعُهُمَا؟ قَالَ :( لاَ ).

١٨٥٤ - أَخْبَرَنَا خَالِدُ بْنُ مَخْلَدٍ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : سُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- عَمَّا يَلْبَسُ الْمُحْرِمُ فَقَالَ :( لاَ يَلْبَسُ الْقُمُصَ وَلاَ الْعَمَائِمَ وَلاَ السَّرَاوِيلاَتِ وَلاَ الْبَرَانِسَ ، وَلاَ الْخِفَافَ إِلاَّ أَنْ لاَ يَجِدَ نَعْلَيْنِ فَيَلْبَسَ خُفَّيْنِ وَيَقْطَعَهُمَا أَسْفَلَ مِنَ الْكَعْبَيْنِ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 8. Bâb—Hangi Hac Daha Faziletlidir?

1851. Bize Muhammed İbnu’l-Alâ' rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed b. İsmail b. Ebi Fudeyk, ed-Dahhâk b. Osman'dan, (O) Muhammed ibnu'l-Munkedir'den, (O) Abdurrahman b. Yerbû'dan, (O da) Hazret-i Ebû Bekr'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), "Hangi hac (ameli) daha faziletlidir?" diye soruldu. O da; "el-Acc ve es-Secc!" buyurdu. "El-Acc""Telbiye getirmek" demektir. "Es-Secc" ise, "Kan akıtmak" manasına gelir.

٨- باب أَىُّ الْحَجِّ أَفْضَلُ؟

١٨٥١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى فُدَيْكٍ عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ عُثْمَانَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَرْبُوعٍ عَنْ أَبِى بَكْرٍ قَالَ : سُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَىُّ الْحَجِّ أَفْضَلُ؟ قَالَ :( الْعَجُّ وَالثَّجُّ ). الْعَجُّ : يَعْنِى التَّلْبِيَةَ ، وَالثَّجُّ : يَعْنِى إِهْرَاقَةُ الدَّمِ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget