Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 50. Bâb—Arafat'ın Hepsi Vakfe Yeridir

1932. Bize Ubeydullah b. Mûsa, Usame b. Zeyd'den, (O) Atâ'dan, (O da) Cabir'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Mina'da şeytana taş) atmış, sonra (halkın meselelerini dinlemek üzere) oturmuştu. Derken O'na bir adam gelip; "ya Resûlüllah, doğrusu ben (kurban) kesmeden önce tıraş oldum, (ne buyurursunuz?)" demiş, (Hazret-i Peygamber de); "Hiçbir mahzuru yoktur!" buyurmuştu. Sonra O'na başkası gelip; "ya Resûlüllah, (şeytana taş) atmadan önce tavaf yaptım, (ne buyurursunuz?)" demiş, (Hazret-i Peygamber yine); "Hiçbir mahzuru yoktur" buyurmuştu. Böylece (o gün Hazret-i Peygamber'e) hiçbir şey sorulmamıştı ki, O, "Hiçbir mahzuru yoktur!" buyurmuş olmasın. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştu: "Arafat'ın hepsi vakfe yeridir. Müzdelife'nin hepsi vakfe yeridir. Mina'nın hepsi (kurban) kesme yeridir! Mekke'nin dağ aralarının hepsi yol ve kurban kesme yeridir."

٥٠- باب عَرْفَةُ كُلُّهَا مَوْقِفٌ

١٩٣٢ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرٍ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- رَمَى ثُمَّ قَعَدَ لِلنَّاسِ ، فَجَاءَهُ رَجُلٌ فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى حَلَقْتُ قَبْلَ أَنْ أَنْحَرَ. قَالَ :( لاَ حَرَجَ ). ثُمَّ جَاءَهُ آخَرُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى حَلَقْتُ قَبْلَ أَنْ أَرْمِىَ. قَالَ :( لاَ حَرَجَ ). قَالَ : فَمَا سُئِلَ عَنْ شَىْءٍ إِلاَّ قَالَ :( لاَ حَرَجَ ). ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( كُلُّ عَرَفَةَ مَوْقِفٌ ، وَكُلُّ مُزْدَلِفَةَ مَوْقِفٌ ، وَمِنًى كُلُّهَا مَنْحَرٌ ، وَكُلُّ فِجَاجِ مَكَّةَ طَرِيقٌ وَمَنْحَرٌ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 49. Bâb—Arafat'ta Durmak: "Vakfe"

1931. Bize Muhammed b. Yûsuf rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Uyeyne rivâyet edip (dedi ki), bana Amr b. Dinar, Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Cübeyr şöyle dedi: Bir devemi kaybetmiştim de onu aramaya çıkmıştım. Derken Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), halkla beraber Arafat'ta dururken (vakfe yaparken) görmüş ve bunun üzerine şöyle demiştim: "Vallahi hiç şüphesiz bu, dinlerine sıkı sıkıya bağlı olan Kureyş'tendir. Peki burada işi ne?"

٤٩- باب الْوُقُوفِ بِعَرَفَةَ

١٩٣١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ قَالَ حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ قَالَ قَالَ جُبَيْرٌ : أَضْلَلْتُ بَعِيراً لِى فَذَهَبْتُ أَطْلُبُهُ ، فَرَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- وَاقِفاً مَعَ النَّاسِ بِعَرَفَةَ فَقُلْتُ : وَاللَّهِ إِنَّ هَذَا لَمِنَ الْحُمْسِ فَمَا شَأْنُهُ هَا هُنَا؟


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 48. Bab—Mina'dan Arafat'a Gidilirken Nasıl Hareket Edilir?

1929. Bize Ubeydullah b. Mûsa, Süfyân'dan, (O) Yahya b. Saîd'den, (O) Abdullah b. Ebî Seleme el-Mâcişûn'dan, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Mina'dan (yola) çıkmıştık da, kimimiz tekbir, kimimiz telbiye getiriyordu."

1930. Bize Ebû Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Malik rivâyet edip (dedi ki), bana Muhammed b. Ebi Bekr es-Sakafi rivâyet edip dedi ki; Enes b. Mâlik'e, "sabahleyin Mina'dan Arafat'a giderken, telbiyeyi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile nasıl yapıyordunuz?" diye sormuştum. O da şöyle cevap vermişti: "Telbiye getiren telbiye getiriyordu, O (bunu) yadırgamıyordu. Tekbir getiren tekbir getiriyordu, O (bunu da) yadırgamıyordu."

٤٨- باب كَيْفَ الْعَمَلُ فِى الْقُدُومِ مِنْ مِنًى إِلَى عَرَفَةَ؟

١٩٢٩ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ سُفْيَانَ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى سَلَمَةَ الْمَاجِشُونِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- مِنْ مِنًى فَمِنَّا مَنْ يُكَبِّرُ وَمِنَّا مَنْ يُلَبِّى.

١٩٣٠ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا مَالِكٌ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى بَكْرٍ الثَّقَفِىُّ قَالَ : سَأَلْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ وَنَحْنُ غَادِيَانِ مِنْ مِنًى إِلَى عَرَفَاتٍ عَنِ التَّلْبِيَةِ : كَيْفَ كُنْتُمْ تَصْنَعُونَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم-؟ قَالَ : كَانَ يُلَبِّى الْمُلَبِّى فَلاَ يُنْكَرُ عَلَيْهِ ، وَيُكَبِّرُ الْمُكَبِّرُ فَلاَ يُنْكَرُ عَلَيْهِ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget