Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 6. Bâb—Kurban Etleri Hakkında

2009. Bize Ebu Asım, İbn Cüreyc'den, (O) Nafi'den, (O da) ibn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurban etlerini üç günden sonraya (bırakmayı) yasakladı -veya O; "Kurban etlerini (üç günden sonra) yemeyin!" buyurdu.

2010. Bize Amr b. Avn, Halid'den -ki O, İbn Abdillah et-Tahhan'dır-, (O) Halid el-Hazza'dan, (O) Ebu Kılâbe'den, (O) Ebu'l-Melih'ten, (O) Nubeyşe'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Biz size kurban etlerini üç günden fazla yemeyi, hepinize yetmeleri için yasaklamıştık. Şimdi Allah bolluk ihsan etmiştir. Binaenaleyh, (kurban etlerini) yiyin, saklayın, sevap kazanmak niyetiyle dağıtın." Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "İttecirû, 'onunla sevap peşine düşün, onunla sevap kazanmaya bakın' (demektir)."

2011. Bize Muhammed b. Abdillah er-Rakaşi haber verip (dedi ki), bize Yezid b. Zuray’ rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed b. İshak rivâyet edip (dedi ki), bana Abdullah b. Ebi Bekr, Amra bint Abdirrahman'dan, (O da) Hazret-i Âişe'den -Allah O'ndan razı olsun!- (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurban etlerini üç günden sonraya (bırakmayı) yasaklamıştı. Ertesi yıl (bayram vakti) gelip insanlar kurban kesince; "ya Resûlüllah! Şüphesiz bu kurbanlar (eskiden) insanlara fayda verirlerdi. Onlar (kurbanların) etlerini, yağlarını depo edip saklarlardı!" demiştim. O da; "Bugün onları bundan ne menediyor?" buyurmuştu. Ben; "ya Nebiyyallah! Sen onlara önceki sene, (kurban) etlerini üç günden fazla yemeyi yasaklamamış mıydın?" deyince O, şöyle buyurmuştu: "Ben bunu, yanlarına köylülerin geldiği şehirlilere, (kurban) etlerini onlara dağıtsınlar diye yasaklamıştım. Şimdi ise yesinler ve (kalanları) depo edip saklasınlar!"

2012. Bize Mervan b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza rivâyet edip (dedi ki), bana Muhammed ibnu'l-Velid ez-Zübeydi, Abdurrahman b. Cübeyr b. Nufeyr'den rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana babam rivâyet etti ki; O, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) azadlısı Sevban'ı şöyle derken işitmiş: Biz Mina'dayken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana; "Bize şu etten hazırla!" buyurmuştu. Bunun üzerine ben O'nun için o (etten) hazırlamıştım da O, Medine'ye varıncaya kadar ondan yemeye devam etmişti.

2013. Bize Saîd ibnu'r-Rebi' haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Amr b. Dinar'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Atâ'nın şöyle dediğini işittim: Ben Cabir'i şöyle derken işittim: Muhakkak ki biz, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında Mekke'den Medine'ye (yaptığımız yolculuklarda) yanımıza azık alırdık. Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "(Cabir), kurban etlerini (azık alırdık), demek istiyor."

٦- باب فِى لُحُومِ الأَضَاحِىِّ

٢٠٠٩ - أَخْبَرَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- نَهَى عَنْ لُحُومِ الأَضَاحِىِّ أَوْ قَالَ :( لاَ تَأْكُلُوا لُحُومَ الأَضَاحِىِّ بَعْدَ ثَلاَثٍ ).

٢٠١٠ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ عَنْ خَالِدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الطَّحَّانُ عَنْ خَالِدٍ الْحَذَّاءِ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى الْمَلِيحِ عَنْ نُبَيْشَةَ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( إِنَّا كُنَّا نَهَيْنَاكُمْ عَنْ لُحُومِ الأَضَاحِىِّ أَنْ تَأْكُلُوهَا فَوْقَ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ كَىْ تَسَعَكُمْ ، فَقَدْ جَاءَ اللَّهُ بِالسَّعَةِ فَكُلُوا وَادَّخِرُوا وَاتَّجِرُوا ). قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ :( اتَّجِرُوا ). اطْلُبُوا فِيهِ الأَجْرَ.

٢٠١١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الرَّقَاشِىُّ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى بَكْرٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَائِشَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهَا قَالَتْ : كَانَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَدْ نَهَى عَنْ لُحُومِ الأَضَاحِىِّ بَعْدَ ثَلاَثٍ ، فَلَمَّا كَانَ الْعَامُ الْقَابِلُ وَضَحَّى النَّاسُ قُلْتُ : يَا نَبِىَّ اللَّهِ إِنْ كَانَتْ هَذِهِ الأَضَاحِىُّ لَتَرْفُقُ بِالنَّاسِ كَانُوا يَدَّخِرُونَ مِنْ لُحُومِهَا وَوَدَكِهَا. قَالَ :( فَمَا يَمْنَعُهُمْ مِنْ ذَلِكَ الْيَوْمَ؟ ). قُلْتُ : يَا نَبِىَّ اللَّهِ أَوَلَمْ تَنْهَهُمْ عَامَ أَوَّلَ عَنْ أَنْ يَأْكُلُوا لُحُومَهَا فَوْقَ ثَلاَثٍ؟ فَقَالَ :( إِنَّمَا نَهَيْتُ عَنْ ذَلِكَ لِلْحَاضِرَةِ الَّتِى حَضَرَتْهُمْ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ لِيَبُثُّوا لُحُومَهَا فِيهِمْ ، فَأَمَّا الآنَ فَلْيَأْكُلُوا وَلْيَدَّخِرُوا ).

٢٠١٢ - أَخْبَرَنَا مَرْوَانُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ الْوَلِيدِ الزُّبَيْدِىُّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى أَنَّهُ سَمِعَ ثَوْبَانَ مَوْلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَقُولُ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- وَنَحْنُ بِمِنًى :( أَصْلِحْ لَنَا مِنْ هَذَا اللَّحْمِ ). فَأَصْلَحْتُ لَهُ مِنْهُ ، فَلَمْ يَزَلْ يَأْكُلُ مِنْهُ حَتَّى بَلَغْنَا الْمَدِينَةَ.

٢٠١٣ - أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ قَالَ سَمِعْتُ عَطَاءً قَالَ سَمِعْتُ جَابِراً يَقُولُ : إِنْ كُنَّا لَنَتَزَوَّدُ مِنْ مَكَّةَ إِلَى الْمَدِينَةِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم-. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : يَعْنِى لُحُومَ الأَضَاحِىِّ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5. Bab—Deve Yedi Kişi Adına, Sığır Da Yedi Kişi Adına (Kurban Edilebilir)

2007. Bize Ya'lâ haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Cabir'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Biz Hudeybiye günü yetmiş "bedene"yi, bir "bedene" yedi kişi adına olmak üzere, kurban kesmiştik. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)"Hedy'lerde (yani Harem-i Şerife hediye edilen kurbanlarda) ortak olun!" buyurmuştu.

2008. Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Cabir b. Abdillah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber sığırı yedi kişi adına kurban kesmiştik. Ebu Muhammed (ed-Dârimî'ye); "bu (Hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü kabullenir misin?" denildi, O da;"evet" karşılığını verdi.

٥- باب الْبَدَنَةُ عَنْ سَبْعَةٍ وَالْبَقَرَةُ عَنْ سَبْعَةٍ

٢٠٠٧ - أَخْبَرَنَا يَعْلَى حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ : نَحَرْنَا يَوْمَ الْحُدَيْبِيَةِ سَبْعِينَ بَدَنَةً ، الْبَدَنَةُ عَنْ سَبْعَةٍ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( اشْتَرِكُوا فِى الْهَدْىِ ).

٢٠٠٨ - أَخْبَرَنَا خَالِدُ بْنُ مَخْلَدٍ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : نَحَرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- الْبَقَرَةَ عَنْ سَبْعَةٍ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4. Bâb—Yeterli Olan Kurbanlar

2005. Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Hişam, Yahya'dan, (O) Ba'ce el-Cuheni'den, (O da) Ukbe b. Amir el-Cuheni'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurbanları Ashabı arasında dağıtmıştı da, bana bir "ceze" isabet etmişti. O zaman ben, "ya Resûlüllah! Gerçekten durum şu ki, bana bir "ceze" düştü, (onu ne yapayım?)" demiştim. (Hazret-i Peygamber) de; "Onu kurban kes" buyurmuştu.

2006. Bize Ebul-Velid haber verip (dedi ki), bize el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yezid b. Ebi Habib, Ebu'l-Hayr'dan, (O da) Ukbe b. Amir'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana, Ashabına dağıtmam için bir miktar davar vermiş, ben de onları dağıtmıştım. Onlardan bir "atûd" ise geriye kalmış, (artmıştı). Ben de bunu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) söylemiştim. (Resûlüllah) da; "Onu kurban kes" buyurmuştu. Ebu Muhammed (ed-Dârimî); "Atûd, ceze olan keçidir" dedi.

٤- باب مَا يُجْزِئُ مِنَ الضَّحَايَا

٢٠٠٥ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ يَحْيَى عَنْ بَعْجَةَ الْجُهَنِىِّ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ الْجُهَنِىِّ قَالَ : قَسَمَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- ضَحَايَا بَيْنَ أَصْحَابِهِ فَأَصَابَنِى جَذَعٌ فَقُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّهَا صَارَتْ لِى جَذَعَةٌ. فَقَالَ :( ضَحِّ بِهَا ).

٢٠٠٦ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ حَدَّثَنِى يَزِيدُ بْنُ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ أَبِى الْخَيْرِ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ قَالَ : أَعْطَانِى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- غَنَماً أُقَسِّمُهَا عَلَى أَصْحَابِهِ فَقَسَمْتُهَا وَبَقِىَ مِنْهَا عَتُودٌ ، فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَ :( ضَحِّ بِهِ ). قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : الْعَتُودُ الْجَذَعُ مِنَ الْمَعْزِ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget