Yemeğin İçine Sinek Düşebilir(?)
12. Bâb—Yemeğin İçine Sinek Düşebilir(?)
2090. Bize Abdullah b. Mesleme haber verip (dedi ki), bize Süleyman b. Bilal, Utbe b. Müslim'den, (O da) Ubeyd b. Huneyn'den (naklen) rivâyet etti (ki, Ubeyd) O'na (yani Utbe'ye) haber vermiş ki; O, Ebu Hüreyre'yi şöyle derken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "-Birinizin içeceğine sinek (zübab) düştüğünde, onu (içine) daldırsın, (sonra çıkarıp atsın). Çünkü onun kanatlarının birinde hastalık, diğerinde şifa vardır!"
2091. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammad b. Seleme, Sümame b. Abdillah b. Enes'ten, (O) Ebu Hür ey re'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (naklen) rivâyet ettiki, O şöyle buyurdu: "Birinizin yemek ve su kabına sinek (zübab) düştüğünde, onu (içine) batırsın, (sonra çıkarıp atsın). Çünkü onun kanatlarının birinde hastalık, diğerinde şifa vardır!"
Ebu Muhammed şöyle dedi: "Hammad'dan başkalan, Sümame'nin, Ebu Hüreyre yerine Enes'ten (rivâyet ettiğini) söylemişlerdir. Bir topluluk ise (bu Hadisin) el-Ka'ka'dan, (O'nun da) Ebu Hüreyre'den (nakli ile geldiğini) söylerler. Ubeyd b. Huneyn'in (2084 numaralı) rivâyeti ise daha sahihtir.
١٢- باب الذُّبَابِ يَقَعُ فِى الطَّعَامِ
٢٠٩٠ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ عَنْ عُتْبَةَ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ حُنَيْنٍ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( إِذَا سَقَطَ الذُّبَابُ فِى شَرَابِ أَحَدِكُمْ فَلْيَغْمِسْهُ كُلَّهُ ثُمَّ لْيَنْزَعْهُ ، فَإِنَّ فِى أَحَدِ جَنَاحَيْهِ دَاءً وَفِى الآخَرِ شِفَاءً ).
٢٠٩١ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ ثُمَامَةَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( إِذَا وَقَعَ الذُّبَابُ فِى إِنَاءِ أَحَدِكُمْ فَلْيَغْمِسْهُ ، فَإِنَّ فِى أَحَدِ جَنَاحَيْهِ دَاءً وَفِى الآخَرِ شِفَاءً ). قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : قَالَ غَيْرُ حَمَّادٍ ثُمَامَةُ عَنْ أَنَسٍ مَكَانَ أَبِى هُرَيْرَةَ ، وَقَوْمٌ يَقُولُونَ عَنِ الْقَعْقَاعِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ ، وَحَدِيثُ عُبَيْدِ بْنِ حُنَيْنٍ أَصَحُّ.