Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 20. Bâb—Zeytinyağının Üstünlüğü Hakkında

2104. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Abdullah b. İsa'dan, (O) Atâ'dan -ki bu, İbn Ebi Rebah değildir-, (O da) Ebu Esîd el-Ensari'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Zeytinyağı yiyin. Çünkü o, mübarektir. Onu katık yapın, onunla (saçınızı) yağlayın. Zira o mübarek bir ağaçtan çıkar."

٢٠- باب فِى فَضْلِ الزَّيْتِ

٢١٠٤ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عِيسَى عَنْ عَطَاءٍ - وَلَيْسَ بِابْنِ أَبِى رَبَاحٍ - عَنْ أَبِى أَسِيدٍ الأَنْصَارِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( كُلُوا الزَّيْتَ وَائْتَدِمُوا بِهِ وَادَّهِنُوا بِهِ ، فَإِنَّهُ يَخْرُجُ مِنْ شَجَرَةٍ مُبَارَكَةٍ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 19. Bâb—Kabak

2102. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Malik, İshak b. Abdillah b. Ebi Talha'dan, (O da) Enesten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem), içinde kabak ve kurutulmuş et bulunan bir çorba getirildiğini görmüştüm. Sonra da görmüştüm ki, (Hazret-i Peygamber) yemek için (çorbanın içinde) kabak araştırıyor.

2103. Bize el-Esved b. Amir haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Kata de'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kabaktan hoşlanırdı. (Enes) sözüne şöyle devam etti: İşte (birgün) O'na (kabaklı bir yemek) sunulmuştu da, ben (kabaklan) alıp önüne koymaya başlamıştım.

١٩- باب فِى الْقَرْعِ

٢١٠٢ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَنَسٍ قَالَ : رَأَيْتُ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أُتِىَ بِمَرَقَةٍ فِيهَا دُبَّاءٌ وَقَدِيدٌ ، فَرَأَيْتُهُ يَتَتَبَّعُ الدُّبَّاءَ يَأْكُلُهُ.

٢١٠٣ - أَخْبَرَنَا الأَسْوَدُ بْنُ عَامِرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ قَالَ : كَانَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يُعْجِبُهُ الْقَرْعُ - قَالَ - فَقُدِّمَ إِلَيْهِ فَجَعَلْتُ أَتَنَاوَلُهُ وَأَجْعَلُهُ بَيْنَ يَدَيْهِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 18. Bab—Resûlüllah Hangi Katığı Daha Çok Severdi?

2100. Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize el-Musenna b. Saîd haber verip (dedi ki), bize Talha b. Nafi Ebu Süfyan rivâyet edip (dedi ki), bize Cabir b. Abdillah rivâyet edip dedi ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün elimi tutup (beni) evine (götürmüş) ve "Hiç sabah yemeği -veya "hiç akşam yemeği" (Talha şüpheye düşmüştür)- var mı?" buyurmuştu. (Cabir) sözüne şöyle devam etti: Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber'e) ekmek parçaları çıkarılmış, O da; "Hiç katık yok mu?" buyurmuştu. (Evdekiler); "hayır, sadece biraz sirke var!" cevabını vermişlerdi. O zaman ('Hazret-i Peygamber); "Onu getirin. Sirke ne güzel katıkdır!" buyurmuştu. Cabir, sözünün devamında şöyle dedi: Artık ben bunu Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) duyduğumdan beri sirkeyi sevmekteyim.

Ebu Süfyan da şöyle dedi: İşte ben bunu Cabir'den duyduğumdan beri onu (yani sirkeyi) sevmekteyim.

2101. Bana Yahya b. Hassan rivâyet edip (dedi ki), bana Süleyman b. Bilal, Hişam b. Urve'den, (O) babasından, (O) Hazret-i Âişe'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Sirke ne güzel "idam: katık" -veya "udm: katık"-tır."

١٨- باب أَىُّ الإِدَامِ كَانَ أَحَبَّ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم-؟

٢١٠٠ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا الْمُثَنَّى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا طَلْحَةُ بْنُ نَافِعٍ أَبُو سُفْيَانَ حَدَّثَنَا جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : أَخَذَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- بِيَدِى ذَاتَ يَوْمٍ إِلَى مَنْزِلِهِ فَقَالَ :( هَلْ مِنْ غَدَاءٍ أَوْ مِنْ عَشَاءٍ؟ ). َكَّ طَلْحَةُ قَالَ : فَأَخْرَجَ إِلَيْهِ فِلَقاً مِنْ خُبْزٍ فَقَالَ :( أَمَا مِنْ أُدْمٍ؟ ). قَالُوا : لاَ ، إِلاَّ شَىْءٌ مِنْ خَلٍّ. قَالَ :( هَاتُوهُ ، فَنِعْمَ الإِدَامُ الْخَلُّ ). َالَ جَابِرٌ : فَمَا زِلْتُ أُحِبُّ الْخَلَّ مُنْذُ سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَ أَبُو سُفْيَانَ : فَمَا زِلْتُ أُحِبُّهُ مُنْذُ سَمِعْتُهُ مِنْ جَابِرٍ.

٢١٠١ - حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ حَسَّانَ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ : ( نِعْمَ الإِدَامُ أَوِ الأُدْمُ الْخَلُّ ).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget