بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
18. Bab—Resûlüllah Hangi Katığı Daha Çok Severdi?
2100. Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize el-Musenna b. Saîd haber verip (dedi ki), bize Talha b. Nafi Ebu Süfyan rivâyet edip (dedi ki), bize Cabir b. Abdillah rivâyet edip dedi ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün elimi tutup (beni) evine (götürmüş) ve "Hiç sabah yemeği -veya "hiç akşam yemeği" (Talha şüpheye düşmüştür)- var mı?" buyurmuştu. (Cabir) sözüne şöyle devam etti: Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber'e) ekmek parçaları çıkarılmış, O da; "Hiç katık yok mu?" buyurmuştu. (Evdekiler); "hayır, sadece biraz sirke var!" cevabını vermişlerdi. O zaman ('Hazret-i Peygamber); "Onu getirin. Sirke ne güzel katıkdır!" buyurmuştu. Cabir, sözünün devamında şöyle dedi: Artık ben bunu Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) duyduğumdan beri sirkeyi sevmekteyim.
Ebu Süfyan da şöyle dedi: İşte ben bunu Cabir'den duyduğumdan beri onu (yani sirkeyi) sevmekteyim.
2101. Bana Yahya b. Hassan rivâyet edip (dedi ki), bana Süleyman b. Bilal, Hişam b. Urve'den, (O) babasından, (O) Hazret-i Âişe'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Sirke ne güzel "idam: katık" -veya "udm: katık"-tır."
١٨- باب أَىُّ الإِدَامِ كَانَ أَحَبَّ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم-؟
٢١٠٠ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا الْمُثَنَّى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا طَلْحَةُ بْنُ نَافِعٍ أَبُو سُفْيَانَ حَدَّثَنَا جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : أَخَذَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- بِيَدِى ذَاتَ يَوْمٍ إِلَى مَنْزِلِهِ فَقَالَ :( هَلْ مِنْ غَدَاءٍ أَوْ مِنْ عَشَاءٍ؟ ). َكَّ طَلْحَةُ قَالَ : فَأَخْرَجَ إِلَيْهِ فِلَقاً مِنْ خُبْزٍ فَقَالَ :( أَمَا مِنْ أُدْمٍ؟ ). قَالُوا : لاَ ، إِلاَّ شَىْءٌ مِنْ خَلٍّ. قَالَ :( هَاتُوهُ ، فَنِعْمَ الإِدَامُ الْخَلُّ ). َالَ جَابِرٌ : فَمَا زِلْتُ أُحِبُّ الْخَلَّ مُنْذُ سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَ أَبُو سُفْيَانَ : فَمَا زِلْتُ أُحِبُّهُ مُنْذُ سَمِعْتُهُ مِنْ جَابِرٍ.
٢١٠١ - حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ حَسَّانَ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ : ( نِعْمَ الإِدَامُ أَوِ الأُدْمُ الْخَلُّ ).