Şarabın Haram Kılınmasının Nasıl Olduğu Hakkında
2. Bâb—Şarabın Haram Kılınmasının Nasıl Olduğu Hakkında
2142. Bize Ebu'n-Nu'man haber verip (dedi ki), bize Hammad b. Zeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Sabit, Enes'ten rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben (üvey babam) Ebu Talha'nın evinde (misafir) topluluğuna içki dağıtmaktaydım. (Enes) sözüne şöyle devam etti: O sırada şarabın haram kılındığı (hükmü) inmiş. (Enes) sözüne devamla dedi ki, bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) bir tellala emretmiş, o da (bu hükmü) yüksek sesle duyuruyordu. O zaman Ebu Talha; "dışarı çık da bak, nedir bu?" demişti. Ben de çıkıp (bakmış ve gelip); "Bu bir tellal. Şöyle bağırıyor: Haberiniz olsun ki, şarab haram kılınmıştır!" demiştim. Ebu Talha da hemen bana; "git, o (şarapları) dök!" demişti.
(Enes) sözünün devamında dedi ki, bunun üzerine Medine sokaklarında (şarap) akmıştı. O (ayrıca) dedi ki, o gün onların şarabı, "fadih" (denilen şaraptandı). Sonra topluluktan birisi; "bazı insanlar, bu (şarap) karınlarında olduğu halde öldürülmüşlerdi, (onların durumu nasıl olacak?)" demişti de, Aziz ve Celil olan Allah şu ayeti indirmisti: "iman edip iyi işler yapanların üzerine, (bundan böyle) sakınır ve imanlarında sebat ederlerse.., (önceden) tattıklarından dolayı bir günah yoktur."
٢- باب فِى تَحْرِيمِ الْخَمْرِ كَيْفَ كَانَ
٢١٤٢ - أَخْبَرَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ عَنْ أَنَسٍ قَالَ : كُنْتُ سَاقِىَ الْقَوْمِ فِى مَنْزِلِ أَبِى طَلْحَةَ - قَالَ - فَنَزَلَ تَحْرِيمُ الْخَمْرِ - قَالَ - فَأَمَرَ مُنَادِياً فَنَادَى فَقَالَ أَبُو طَلْحَةَ : اخْرُجْ فَانْظُرْ مَا هَذَا؟ فَخَرَجْتُ فَقُلْتُ : هَذَا مُنَادٍ يُنَادِى : أَلاَ إِنَّ الْخَمْرَ قَدْ حُرِّمَتْ. فَقَالَ لِىَ : اذْهَبْ فَأَهْرِقْهَا. قَالَ : فَجَرَتْ فِى سِكَكِ الْمَدِينَةِ. قَالَ : وَكَانَتْ خَمْرُهُمْ يَوْمَئِذٍ الْفَضِيخَ ، فَقَالَ بَعْضُ الْقَوْمِ : قُتِلَ قَوْمٌ وَهِىَ فِى بُطُونِهِمْ ، فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ { لَيْسَ عَلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ فِيمَا طَعِمُوا إِذَا مَا اتَّقَوْا وَآمَنُوا }.