Suya Konulup Bekletilen Hurma, Üzüm Ve Benzeri (Naki') Hakkında
13. Bâb—Suya Konulup Bekletilen Hurma, Üzüm Ve Benzeri (Naki') Hakkında
2161. Bize Muhammed b. Kesir, el-Evzai'den, (O) Yahya b. Ebi Amr eş-Şeybani'den, (O) Abdullah ibnu'd-Deylemi'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, babası veya kendilerinden bir adam Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) sorup şöyle dedi: "Ya Resûlüllah, doğrusu biz, bildiğin yerden çıkıp geldik ve bildiğin kimselerin arasına indik. Şimdi bizim yardımcımız, dostumuz kimdir?" (Hazret-i Peygamber); "Allah ve Resulü!" buyurdu. (Ed-Deylemi ve arkadaşları, daha sonra) dediler ki; "ya Resûlüllah, gerçekten bizler üzüm ve şarap sahipleriyiz. Şüphe yok ki, Allah da şarabı haram kılmıştır. O halde üzümleri ne yapalım?" (Hazret-i Peygamber); "Onları kuru üzüm yapın!" buyurdu. Onlar; "peki kuru üzümü ne yapalım?" dediler. (Hazret-i Peygamber); "Eski kırbalarda suya koyun. Onu sabah yemeğinizde suya koyun, akşam yemeğinizde (şerbetini) için. Akşam yemeğinizde suya koyun, sabah yemeğinizde (şerbetini) için. (Ancak onu eski kırbalarda suya koyun, küplerde suya koymayın). Çünkü onun (yani eski kırbalarda suya konulan kuru üzümün) üzerinden bir gün bir gece (veya "iki ikindi," dolayısıyla iki tam gün) geçince, o şarap olmasından önce sirke olur (ve yine de kullanılabilir!)"
١٣- باب فِى النَّقِيعِ
٢١٦١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى عَمْرٍو السَّيْبَانِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الدَّيْلَمِىِّ عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ أَبَاهُ أَوْ أَنَّ رَجُلاً مِنْهُمْ سَأَلَ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا قَدْ خَرَجْنَا مِنْ حَيْثُ عَلِمْتَ ، وَنَزَلْنَا بَيْنَ ظَهْرَانَىْ مَنْ قَدْ عَلِمْتَ فَمَنْ وَلِيُّنَا؟ قَالَ :( اللَّهُ وَرَسُولُهُ ). قَالُوا : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا كُنَّا أَصْحَابَ كَرْمٍ وَخَمْرٍ ، وَإِنَّ اللَّهَ قَدْ حَرَّمَ الْخَمْرَ ، فَمَا نَصْنَعُ بِالْكَرْمِ؟ قَالَ :( اصْنَعُوهُ زَبِيباً ). قَالُوا : فَمَا نَصْنَعُ بِالزَّبِيبِ؟ قَالَ :( انْقَعُوهُ فِى الشِّنَانِ ، انْقَعُوهُ عَلَى غَدَائِكُمْ وَاشْرَبُوهُ عَلَى عَشَائِكُمْ ، وَانْقَعُوهُ عَلَى عَشَائِكُمْ وَاشْرَبُوهُ عَلَى غَدَائِكُمْ ، فَإِنَّهُ إِذَا أَتَى عَلَيْهِ الْعَصْرَانِ كَانَ خَلاًّ قَبْلَ أَنْ يَكُونَ خَمْراً ).