بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
52. Bâb—Büyüğün Süt Emmesi Hakkında
2311. Bize Ebu'l-Velid et-Tayâlisî haber verip dedi ki; bize Şu'be, Eş'as b. Süleym'den, O babasından, O Mesrûk'tan, O da Hazret-i Âişe'den naklen rivâyet etti ki; birgün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına girmişti. Yanında ise bir erkek vardı. Bu sebeple Hazret-i Peygamber'in yüzünün rengi değişmişti. O sanki bundan hoşlanmamıştı. (Hazret-i Âişe sözüne şöyle devam etti:) O zaman ben; "o gerçekten benim süt kardeşimdir" demiştim de O, şöyle buyurmuştu: "Kardeşlerinizin kim olduğuna iyi bakın. Zira kendisiyle süt kardeşliği, (yani) evlenme haramlığı meydana gelen süt emme, sadece bebekken açlığı gidermek için yapılandır."
2312. Bize Ebu’l-Yemân el-Hakem b. Nâfi’ haber verip (dedi ki), bize Şuayb, ez-Zühri'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: (Birgün) Sehle bint Süheyl bin Amr -ki O, Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rebî'an’ın (nikâhı) altındaydı-, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip şöyle dedi: "Muhakkak ki Ebû Huzeyfe'nin âzâdlısı Salim, biz gündelik ev içi kıyafetiyle iken yanımıza giriyor. Biz de onu ancak (kendi) çocuğumuz olarak görüyoruz! -Ebû Huzeyfe onu, Hazret-i Peygamber Zeyd'i evlât edindiği gibi evlât edinmişti.- Şimdi yüce Allah; "O (evlâtlıkları) babalarına nisbet ederek çağırın. Bu, Allah katında daha doğrudur" mealindeki âyeti indirdi. (O halde ne yapmamızı emredersiniz?)" Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de O'na bu durumda Sâlim'i emzirmesini emretti"
Ebû Muhammed (ed-Dârimî); "bu (hüküm) sadece Salim içindir" dedi.
٥٢- باب فِى رَضَاعَةِ الْكَبِيرِ
٢٣١١ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَشْعَثَ بْنِ سُلَيْمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَائِشَةَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- دَخَلَ عَلَيْهَا وَعِنْدَهَا رَجُلٌ فَتَغَيَّرَ وَجْهُهُ وَكَأَنَّهُ كَرِهَ ذَلِكَ ، فَقَالَتْ : إِنَّهُ أَخِى فَقَالَ :( انْظُرْنَ مَنْ إِخْوَانِكُنَّ؟ فَإِنَّمَا الرَّضَاعَةُ مِنَ الْمَجَاعَةِ ).
٢٣١٢ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْيَمَانِ : الْحَكَمُ بْنُ نَافِعٍ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ : جَاءَتْ سَهْلَةُ بِنْتُ سُهَيْلِ بْنِ عَمْرٍو - وَكَانَتْ تَحْتَ أَبِى حُذَيْفَةَ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ رَبِيعَةَ - رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَتْ : إِنَّ سَالِماً مَوْلَى أَبِى حُذَيْفَةَ يَدْخُلُ عَلَيْنَا وَأَنَا فُضُلٌ وَإِنَّمَا نَرَاهُ وَلَداً. وَكَانَ أَبُو حُذَيْفَةَ تَبَنَّاهُ كَمَا تَبَنَّى النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- زَيْداً فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى { ادْعُوهُمْ لآبَائِهِمْ هُوَ أَقْسَطُ عِنْدَ اللَّهِ } فَأَمَرَهَا النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- عِنْدَ ذَلِكَ أَنْ تُرْضِعَ سَالِماً . قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : هَذَا لِسَالِمٍ خَاصَّةً.