بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
17. Bâb—Hamile, Zina Ettiğini İtiraf Ettiğinde Ne Yapılır?
2379. Bize Ebû Nuaym haber verip (dedi ki), bize Beşir ibnu'l-Muhâcir rivâyet edip (dedi ki), bana Abdullah b. Bureyde, babasından rivâyet etti ki, O şöyle demiş: (Birgün) Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında oturuyordum. Derken O'na Gamidoğulları'ndan bir kadın gelip; "yâ Nabiyyullah, ben gerçekten zina ettim ve senin beni (zina günahından) temizlemeni gerçekten istiyorum!" dedi. (Hazret-i Peygamber) de ona; "Dön git!" buyurdu. Ertesi gün olunca (kadın) O'na yine gelip zina ettiğini yanında itiraf etti ve "yâ Nebiyyullah, beni (bu günahımdan) temizle. Belki sen beni, Mâiz b. Mâlik'i geri çevirdiğin gibi geri çevireceksin? Vallahi ben şüphe yok ki hamileyim!" dedi. O zaman Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); "Dön git, doğumunu yapıncaya kadar (bekle!)" buyurdu. Sonra (kadın) doğumunu yapınca bir bez parçası içinde taşıdığı bir bebek getirdi ve "yâ Nebiyyullah, işte bu, doğumumu yaptım!" dedi. (Hazret-i Peygamber) de; "Git onu emzir, sonra sütten kes!" buyurdu. (Kadın) çocuğu sütten kesince, elinde ekmek parçası olduğu halde onu (Hazret-i Peygamber'e) getirdi ve "yâ Nebiyyullah! Muhakkak ki onu sütten kestim!" dedi.
Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) emretti de çocuk, müslümanlardan bir adama verildi. Yine emretti de kadın için bir çukur kazıldı ve o, göğsüne kadar onun içine konuldu. Ardından insanlara onu recmetmelerini emretti. Derken Halid ibnu'l-Velid bir taş getirip başına attı da kan Halid ibnu'l-Velid'in yanağına bulaştı. O da ona çirkin söz söyledi. O zaman Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Halid'in) ona çirkin söz söylemesini duydu ve "Yapma yâ Halid! Ona çirkin söz söyleme! Canım elinde olan (Allah'a) yemin olsun ki, O gerçekten öyle bir tevbe etti ki, şayet o tevbeyi sahib-i meks (yani haksız yere fazladan vergi, gümrük alan kimse, haraççı) yapmış olsaydı, o bile bağışlanırdı!" buyurdu. Sonra (kadının cenaze namazına hazırlatılmasıyla) ilgili emrini verip namazını kıldırdı ve (kadın) defnedildi.
2380. Bize Vehb b. Cerir rivâyet edip (dedi ki), bize Hişam, Lahya'dan, (O) Ebu Kılâbe'den, (O) Ebu'l Muhalleb'den, (O da) İmrân b. Husayn'dan (naklen) rivâyet etti ki; Cuheyne kabilesinden bir kadın Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) zinadan hamile iken gelip; "yâ Resûlüllah, ben hakikaten bir ceza hak ettim. Onu bana uygula!" demiş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun velisini çağırmış ve şöyle buyurmuş: "Git de ona iyi muamele et ve doğumunu yapınca onu bana getir!" O da (kendisine buyurulanı) yapmış... O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emretmiş de (kadının) elbiseleri üzerine bağlanılmış. Sonra emretmiş de recmedilmiş. Ardından cenaze namazını kılmış. Bunun üzerine Ömer; "yâ Resûlüllah, zina etmiş olduğu halde onun namazını mı kılıyorsun?" demiş de O şöyle buyurmuş: "Andolsun ki, o öyle bir tevbe etti ki; şayet bu (tevbesi) Medine ahalisinden yetmiş kişi arasında bölüştürülseydi, onları bile içine alırdı. Onun, canını Allah Azze ve Celle için vermesinden daha üstün (bir tevbe) gördün mü?"
١٧- باب الْحَامِلِ إِذَا اعْتَرَفَتْ بِالزِّنَا
٢٣٧٩ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا بَشِيرُ بْنُ الْمُهَاجِرِ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ : كُنْتُ جَالِساً عِنْدَ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَجَاءَتْهُ امْرَأَةٌ مِنْ غَامِدٍ فَقَالَتْ : يَا نَبِىَّ اللَّهِ إِنِّى قَدْ زَنَيْتُ وَإِنِّى أُرِيدُ أَنْ تُطَهِّرَنِى. فَقَالَ لَهَا :( ارْجِعِى ). فَلَمَّا كَانَ مِنَ الْغَدِ أَتَتْهُ أَيْضاً فَاعْتَرَفَتْ عِنْدَهُ بِالزِّنَا فَقَالَتْ : يَا نَبِىَّ اللَّهِ طَهِّرْنِى ، فَلَعَلَّكَ أَنْ تَرْدُدَنِى كَمَا رَدَدْتَ مَاعِزَ بْنَ مَالِكٍ ، فَوَاللَّهِ إِنِّى لَحُبْلَى. فَقَالَ لَهَا النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( ارْجِعِى حَتَّى تَلِدِى ). فَلَمَّا وَلَدَتْ جَاءَتْ بِالصَّبِىِّ تَحْمِلُهُ فِى خِرْقَةٍ فَقَالَتْ : يَا نَبِىَّ اللَّهِ هَذَا قَدْ وَلَدْتُ. قَالَ :( فَاذْهَبِى فَأَرْضِعِيهِ ثُمَّ افْطِمِيهِ ). فَلَمَّا فَطَمَتْهُ جَاءَتْهُ بِالصَّبِىِّ فِى يَدَيْهِ كِسْرَةُ خُبْزٍ فَقَالَتْ : يَا نَبِىَّ اللَّهِ قَدْ فَطَمْتُهُ. فَأَمَرَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- بِالصَّبِىِّ فَدُفِعَ إِلَى رَجُلٍ مِنَ الْمُسْلِمِينَ ، وَأَمَرَ بِهَا فَحُفِرَ لَهَا حُفْرَةٌ فَجُعِلَتْ فِيهَا إِلَى صَدْرِهَا ، ثُمَّ أَمَرَ النَّاسَ أَنْ يَرْجُمُوهَا فَأَقْبَلَ خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ بِحَجَرٍ فَرَمَى رَأْسَهَا ، فَتَلَطَّخَ الدَّمُ عَلَى وَجْنَةِ خَالِدِ بْنِ الْوَلِيدِ فَسَبَّهَا ، فَسَمِعَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- سَبَّهُ إِيَّاهَا فَقَالَ :( مَهْ يَا خَالِدُ لاَ تَسُبَّهَا ، فَوَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَقَدْ تَابَتْ تَوْبَةً لَوْ تَابَهَا صَاحِبُ مَكْسٍ لَغُفِرَ لَهُ ). فَأَمَرَ بِهَا فَصُلِّىَ عَلَيْهَا فَدُفِنَتْ.
٢٣٨٠ - أَخْبَرَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ يَحْيَى عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى الْمُهَلَّبِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ : أَنَّ امْرَأَةً مِنْ جُهَيْنَةَ أَتَتِ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- وَهِىَ حُبْلَى مِنَ الزِّنَا فَقَالَتْ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصَبْتُ حَدًّا فَأَقِمْهُ عَلَىَّ. فَدَعَا رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- وَلِيَّهَا فَقَالَ :( اذْهَبْ فَأَحْسِنْ إِلَيْهَا ، فَإِذَا وَضَعَتْ حَمْلَهَا فَأْتِنِى بِهَا ). فَفَعَلَ ، فَأَمَرَ بِهَا رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَشُكَّتْ عَلَيْهَا ثِيَابُهَا ، ثُمَّ أَمَرَ بِهَا فَرُجِمَتْ ثُمَّ صَلَّى عَلَيْهَا فَقَالَ عُمَرُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ أَتُصَلِّى عَلَيْهَا وَقَدْ زَنَتْ؟ فَقَالَ :( لَقَدْ تَابَتْ تَوْبَةً لَوْ قُسِمَتْ بَيْنَ سَبْعِينَ مِنْ أَهْلِ الْمَدِينَةِ لَوَسِعَتْهُمْ ، وَهَلْ وَجَدْتَ أَفْضَلَ مِنْ أَنْ جَادَتْ بِنَفْسِهَا لِلَّهِ؟ ).