بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
31. Bâb—Ganimetleri Bölüştürmenin Nasıl Yapılacağı Hakkında
2524. Bize Abdullah b. Ca'fer er-Rakki haber verip (dedi ki), bize Ubeydullah b. Amr, Zeyd ibnu'l-Hakem'den, (O) Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Hayber'in fethine katılmıştım. O zaman müşrikler yenilgiye uğramışlar, biz de onların göç yüklerine dalmıştık. Halk ise buldukları develere koşuşmuşlardı. (Abdurrahman'ın babası) sözüne şöyle devam etti: Yine de bu, kazanların kaynayıp taşmalarından daha çabuk olmamıştı. Ama Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emretmiş ve bu (kazanlar) tersine çevrilmiş, dökülmüşlerdi. (Abdurrahman'ın babası sözüne devamla) dedi ki: Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızda dağıtım yapıp on kişiye bir koyun vermişti. (Abdurrahman'ın babası) sözüne şöyle devam etti: O zaman falancalardan dokuz kişi vardı. Bense yalnızdım. Bu sebeple onlara yönelmiştim de on kişi olmuştuk, bize de bir koyun verilmişti. Abdullah (b. Ca'fer) şöyle dedi: "Bana ulaştı ki, arkadaşınız (Zekeriyya, senedinde) "...Kays b. Müslim'den..." diyormuş!" Sanki O, (Zekeriyya'nın) onu bellememiş olduğunu söylemek istiyor.
2525. Bize Zekeriyya b. Adiyy, Ubeydullah b. Amr'dan, (O) Zeyd'den -ki O, İbn Ebi Uneyse'dir-, (O) babasından, (O) Kays b. Müslim'den, (O) Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan, (O) babasından, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) bunun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini haber verdi. O (rivâyetinde); "bu sebeple onlara eklenildim" dedi. Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "Bana göre doğru olan, senedde Zekeriyya'nın söylediğidir."
٣١- باب فِى قِسْمَةِ الْغَنَائِمِ كَيْفَ تُقَسَّمُ
٢٥٢٤ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ الرَّقِّىُّ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرٍو عَنْ زَيْدٍ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ أَبِيهِ قَالَ : شَهِدْتُ فَتْحَ خَيْبَرَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَانْهَزَمَ الْمُشْرِكُونَ فَوَقَعْنَا فِى رِحَالِهِمْ ، فَابْتَدَرَ النَّاسُ مَا وَجَدُوا مِنْ جَزُورٍ - قَالَ - فَلَمْ يَكُنْ ذَلِكَ بِأَسْرَعَ مِنْ أَنْ فَارَتِ الْقُدُورُ ، فَأَمَرَ بِهَا رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَأُكْفِئَتْ - قَالَ - ثُمَّ قَسَمَ بَيْنَنَا رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَجَعَلَ لِكُلِّ عَشْرَةٍ شَاةً - قَالَ - وَكَانَ بَنُو فُلاَنٍ - مَعَهُ - تِسْعَةً وَكُنْتُ وَحْدِى فَالْتَفَتُّ إِلَيْهِمْ فَكُنَّا عَشْرَةً بَيْنَنَا شَاةٌ. قَالَ لِى عَبْدُ اللَّهِ : بَلَغَنِى أَنَّ صَاحِبَكُمْ يَقُولُ عَنْ قَيْسِ بْنِ مُسْلِمٍ كَأَنَّهُ يَقُولُ إِنَّهُ لَمْ يَحْفَظْهُ.
٢٥٢٥ - أَخْبَرَنَا زَكَرِيَّا بْنُ عَدِىٍّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ زَيْدٍ - هُوَ ابْنُ أَبِى أُنَيْسَةَ - عَنْ قَيْسِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- نَحْوَهُ قَالَ فَأُلِّفْتُ إِلَيْهِمْ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : الصَّوَابُ عِنْدِى مَا قَالَ زَكَرِيَّا فِى الإِسْنَادِ.