Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 17. Bâb—Hazret-i Peygamber'e Biat Etme Hakkında

2509. Bize Osman b. Ömer rivâyet edip (dedi ki), bize Yunus, ez-Zühri'den, (O) İdris'ten, (O da) Ubâde ibnu's-Samit'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kendisiyle bir toplantı yerindeyen bize şöyle buyurmuştu: "Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak:, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek ve ellerinizle ayaklarınız arasında (kendiliğinizden) uyduracağınız bir iftira yapmamak üzere bana biat edin! Artık kim sözünde durursa onun mükâfaatı Allah'a aittir. Kim bunlardan birşey yapar da Alah onu gizlerse, onun işi Allah'a kalır. O dilerse onu cezalandırır, dilerse bağışlar. Kim de (bunlardan) birşey yapar da ondan dolayı bu dünyada cezalandırılırsa, bu (cezalandırılma) onun için keffâret olur!" (Ubâde sözüne devamla) dedi ki, "biz de bunlar üzerine O'na biat etmiştik."

١٧- باب فِى بَيْعَةِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم-

٢٥٠٩ - أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى إِدْرِيسَ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ قَالَ قَالَ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- وَنَحْنُ مَعَهُ فِى مَجْلِسٍ : ( بَايِعُونِى عَلَى أَنْ لاَ تُشْرِكُوا بِاللَّهِ شَيْئاً وَلاَ تَسْرِقُوا وَلاَ تَزْنُوا وَلاَ تَقْتُلُوا أَوْلاَدَكُمْ ، وَلاَ تَأْتُوا بِبُهْتَانٍ تَفْتَرُونَهُ بَيْنَ أَيْدِيكُمْ وَأَرْجُلِكُمْ ، فَمَنْ وَفَى مِنْكُمْ فَأَجْرُهُ عَلَى اللَّهِ ، وَمَنْ أَصَابَ شَيْئاً مِنْ ذَلِكَ فَسَتَرَهُ اللَّهُ فَأَمْرُهُ إِلِى اللَّهِ إِنْ شَاءَ عَاقَبَهُ ، وَإِنْ شَاءَ عَفَا عَنْهُ ، وَمَنْ أَصَابَ مِنْ ذَلِكَ شَيْئاً فَعُوقِبَ بِهِ فِى الدُّنْيَا فَهُوَ كَفَّارَةٌ لَهُ ). قَالَ : فَبَايَعْنَاهُ عَلَى ذَلِكَ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 16. Bab—Hazret-i Peygamberin; "Şu Yüzler Çirkin Olsun!" Sözü Hakkında

2508. Bize Haccâc b. Minhâl ve Affân rivâyet edip dediler ki, bize Hammâd b. Seleme, Ya’lâ b. Atâ'dan, (O) Abdullah b. Yesâr Ebu Hemmâm'dan, (O da) Ebu Abdirrahman el-Fihri'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Huneyn savaşındaydık ve yaz mevsiminin çok sıcak bir gününde bulunuyorduk. Bu sebeple ağaç gölgelerinin altına konaklamıştık..." (Ebu Abdirrahman) sonra (gördüklerinin) hikayesini anlattı (ve sözüne şöyle devam etti): Ardından (Hazret-i Peygamber) bir avuç toprak almıştı. (Ebu Abdirrahman sözüne devamla) dedi ki; işte bana, O'na (yani Hazret-i Peygamber'e) benden daha yakın olan kimse bildirmişti ki, (Hazret-i Peygamber) o (toprağı) onların yüzlerine çarpmış ve "Şu yüzler çirkin olsun!" buyurmuş. Allah da müşrikleri yenilgiye uğratmıştı. Ya'lâ demiş ki; bana da onların oğulları haber verdiler ki, babaları şöyle demişmiş: "O zaman bizden hiç kimse kalmamıştı ki, gözleri ve ağzı toprak dolmuş olmasın!"

١٦- باب قَوْلِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( شَاهَتِ الْوُجُوهُ ).

٢٥٠٨ - أَخْبَرَنَا حَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ وَعَفَّانُ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ يَعْلَى بْنِ عَطَاءٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يَسَارٍ أَبِى هَمَّامٍ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْفِهْرِىِّ قَالَ : كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فِى غَزْوَةِ حُنَيْنٍ ، فَكُنَّا فِى يَوْمٍ قَائِظٍ شَدِيدِ الْحَرِّ فَنَزَلْنَا تَحْتَ ظِلاَلِ الشَّجَرِ فَذَكَرَ الْقِصَّةَ ، ثُمَّ أَخَذَ كَفًّا مِنْ تُرَابٍ - قَالَ - فَحَدَّثَنِى الَّذِى هُوَ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنِّى أَنَّهُ ضَرَبَ بِهِ وُجُوهَهُمْ وَقَالَ :( شَاهَتِ الْوُجُوهُ ). فَهَزَمَ اللَّهُ الْمُشْرِكِينَ. قَالَ يَعْلَى : فَحَدَّثَنِى أَبْنَاؤُهُمْ أَنَّ آبَاءَهُمْ قَالُوا : فَمَا بَقِىَ مِنَّا أَحَدٌ إِلاَّ امْتَلأَتْ عَيْنَاهُ وَفَمُهُ تُرَاباً.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 15. Bâb—Parola

2507. Bize İshak b. İbrahim rivâyet edip (dedi ki), bize Veki', Ebu Umeys'ten, (O) İyas b. Seleme ibnu'l-Evka'dan, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Ben bir adamla döğüşmüş ve onu öldürmüştüm. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de onun üzerinden çıkan şeyleri bana vermişti. Bizim, Halid ibnu'l-Velid ile parolamız ise "emit" yani "üktül: Öldür" idi."

١٥- باب الشِّعَارِ

٢٥٠٧ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ أَبِى عُمَيْسٍ عَنْ إِيَاسِ بْنِ سَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ : بَارَزْتُ رَجُلاً فَقَتَلْتُهُ فَنَفَّلَنِى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- سَلَبَهُ ، فَكَانَ شِعَارُنَا مَعَ خَالِدِ بْنِ الْوَلِيدِ : أَمِتْ. يَعْنِى اقْتُلْ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget