Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4. Bâb—Faiz Yiyenle Yedirene Lanet Okumak Hakkında

2590. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Ebu Kays'tan, (O) Huzeyl'den, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) faiz yiyenle yedirene lanet okumuştu.

٤- باب فِى آكِلِ الرِّبَا وَمُؤْكِلِهِ

٢٥٩٠ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى قَيْسٍ عَنْ هُذَيْلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : لَعَنَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- آكِلَ الرِّبَا وَمُؤْكِلَهُ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 3. Bâb—Cahiliyye Döneminde Olan Faiz (Riba) Hakkında

2589. Bize Haccâc b. Minhâl rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivâyet edip (dedi ki), bize Ali b. Zeyd, Ebu Hurre er-Rekaşi'den, (O da) amcasından (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ben "teşrik günleri"nin orta gününde Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) devesinin yularını tutuyor, halkı Ondan mene diyordum. Derken O, (yapmakta olduğu konuşmasında) şöyle buyurmuştu: "İyi bilin ki, cahiliyye dönemindeki her faiz kesinlikle kaldırılmıştır! Dikkat edin! Şüphesiz Allah hükmetmiştir ki, kaldırılacak ilk faiz de Abbas b. Abdilmuttalib'in faizidir. Ana paralarınız sizindir. (Böylece) ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğramış olursunuz!"

٣- باب فِى الرِّبَا الَّذِى كَانَ فِى الْجَاهِلِيَّةِ

٢٥٨٩ - أَخْبَرَنَا حَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَبِى حُرَّةَ الرَّقَاشِىِّ عَنْ عَمِّهِ قَالَ : كُنْتُ آخِذاً بِزِمَامِ نَاقَةِ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فِى أَوْسَطِ أَيَّامِ التَّشْرِيقِ أَذُودُ النَّاسَ عَنْهُ فَقَالَ :( أَلاَ إِنَّ كُلَّ رِباً فِى الْجَاهِلِيَّةِ مَوْضُوعٌ ، أَلاَ وَإِنَّ اللَّهَ قَضَى أَنَّ أَوَّلَ رِباً يُوضَعُ رِبَا عَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ ، لَكُمْ رُءُوسُ أَمْوَالِكُمْ لاَ تَظْلِمُونَ وَلاَ تُظْلَمُونَ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 2. Bâb—"Seni Şüpheye Düşüren Şeyleri Bırak, Şüpheye Düşürmeyen Şeylere Bak!" Hadisi

2587. Bize Saîd b. Âmir haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Yezid b. Ebi Meryem'den, (O da) Ebu'l-Havra’ es-Sa'di'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben el-Hasan b. Ali'ye, "Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) aklında ne kalmış?" dedim, O da şöyle cevap verdi: Bir adam Ona, ne olduğunu bilmediğim bir mesele sormuştu da O şöyle buyurmuştu: "Sen, seni şüpheye düşüren şeyleri bırak, şüpheye düşürmeyen şeylere bak!"

2588. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, ez-Zehrani Abdusselam'dan, (O) Eyyûb b. Abdillah b. Mikrez el-Fihri'den, (O da) Vâbısa b. Ma'bed el-Esedi'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Vâbısa'ya; "Sen sevab ve günahı sormaya mı geldin?" buyurmuştu. (Vâbısa) sözüne devamla dedi ki, ben de; "evet!" demiştim. (Vâbısa) sözüne şöyle devam etti: Bunun üzerine O, parmaklarını birleştirip onlarla göğsüne vurmuş ve üç defa; "Sen fetvayı kendinden iste, sen fetvayı kalbinden iste, Ey Vâbısa!" buyurmuş, (sonra da sözüne şöyle devam etmişti): "İyi ve sevap, canın kendisiyle sükûn, kalbin kendisiyle huzur bulduğu şeydir. Kötü ve günah ise, insanlar sana fetva verseler de, onlar sana (farklı) açıklamada bulunsalar da, insanın içine oturan, insanın gönlünde gidip gelen şeydir!"

٢- باب :( دَعْ مَا يَرِيبُكَ إِلَى مَا لاَ يَرِيبُكَ ).

٢٥٨٧ - أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ بُرَيْدِ بْنِ أَبِى مَرْيَمَ عَنْ أَبِى الْحَوْرَاءِ السَّعْدِىِّ قَالَ قُلْتُ لِلْحَسَنِ بْنِ عَلِىٍّ : مَا تَحْفَظُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم-؟ قَالَ : سَأَلَهُ رَجُلٌ عَنْ مَسْأَلَةٍ لاَ أَدْرِى مَا هِىَ ، فَقَالَ :( دَعْ مَا يَرِيبُكَ إِلَى مَا لاَ يَرِيبُكَ ).

٢٥٨٨ - أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنِ الزُّبَيْرِ أَبِى عَبْدِ السَّلاَمِ عَنْ أَيُّوبَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مِكْرَزٍ الْفِهْرِىِّ عَنْ وَابِصَةَ بْنِ مَعْبَدٍ الأَسَدِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ لِوَابِصَةَ :( جِئْتَ تَسْأَلُ عَنِ الْبِرِّ وَالإِثْمِ؟ ). قَالَ قُلْتُ : نَعَمْ. قَالَ : فَجَمَعَ أَصَابِعَهُ فَضَرَبَ بِهَا صَدْرَهُ وَقَالَ :( اسْتَفْتِ نَفْسَكَ ، اسْتَفْتِ قَلْبَكَ يَا وَابِصَةُ - ثَلاَثاً - الْبِرُّ مَا اطْمَأَنَّتْ إِلَيْهِ النَّفْسُ وَاطْمَأَنَّ إِلَيْهِ الْقَلْبُ ، وَالإِثْمُ مَا حَاكَ فِى النَّفْسِ وَتَرَدَّدَ فِى الصَّدْرِ وَإِنْ أَفْتَاكَ النَّاسُ وَأَفْتَوْكَ ).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget