Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 10. Bab—Malın Yarısı Bir Adama, Üçte Biri Diğerine Vasiyet Edildiğinde?

3271. Bize İbrahim b. Mûsa, Muhammed b. Abdillah'tan, (O) Eş'as'tan, (O da) el-Hasan'dan (naklen) haber verdi ki; O, malının yarısını bir adama, malının üçte birini diğerine vasiyet eden kimse hakkında şöyle demiş: "Onlar bu (vasiyete) üçte birde katılırlar; şu, yan oranında, şu, üçte bir oranında!"

١٠- باب إِذَا أَوْصَى لِرَجُلٍ بِالنِّصْفِ وَلآخَرَ بِالثُّلُثِ

٣٢٧١ - أَخْبَرَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَشْعَثَ عَنِ الْحَسَنِ فِى رَجُلٍ أَوْصَى لِرَجُلٍ بِنِصْفِ مَالِهِ وَلآخَرَ بِثُلُثِ مَالِهِ قَالَ : يَضْرِبَانِ بِذَلِكَ فِى الثُّلُثِ هَذَا بِالنِّصْفِ وَهَذَا بِالثُّلُثِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 9. Bâb—Vâsi İçin Caiz Olan Şeylerle, Caiz Olmayan Şeyler

3265. Bize Ebu’l Velid rivâyet edip (dedi ki), bize Şerîk, Muğîre'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle demiş: "Vâsi, kendisine vasiyet edilen şey hususunda emindir."

3266. Bize Muhammed İbnu'l-Mübarek rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza, İbn Vehb'den, (O da) Mekhûl'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Vâsinin emri, kendisine satın alma dışında her şeyde geçerlidir. O, bir satış yaptığında ise satış muamelesi bozulmaz." Bu, Yahya b. Hamza'nın da görüşüdür.

3267. Bize Muhammed İbnu'l-Mübarek rivâyet edip (dedi ki), bize el-Velid, el-Evzaî'den, (O da) Yahya b. Ebi Kesir'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle demiş: "Vâsi her şeyde emindir, köle âzâd etme hariç! Çünkü onun, velâ hakkım sürdürmesi gerekir."

3268. Bize Ubeydullah, İsrail'den, (O) Mansur'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O, yetimin malı hakkında (şöyle dedi): "Mal erkeğe vasiyet edildiğinde vâsi onunla iş yapar, (onu çalıştırabilir)."

3269. Bize Muhammed İbnu's-Salt rivâyet edip (dedi ki), bize Mûsa b. Muhammed, İsmail'den, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Yetimin vâsisi yetim için şuf’a sebebiyle alım yapabilir. (Kendisi için şufa hakkının doğduğu hadisede) hazır bulunmayan kimse de (hazır veya haberdar olunca), şuf asına dayanarak (alım yapabilir)."

3270. Bize Muhammed İbnu'l-Mübarek haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza, İbn İkrimeden, (O da) Dımeşk ahalisinden olan bir ihtiyardan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle demiş; Ben Ömer b. Abdilaziz'in yanındaydım. Süleyman b. Hubeyb ve Ebu Kılabe de oradaydılar. Derken bir genç gelip; "şu şu yerdeki arazımızı vâsi, biz çocuk iken size satmış" dedi. Bunun üzerine (Ömer b. Abdilaziz) Süleyman b. Hubeyb'e dönüp; "ne dersin? Diye sordu. (İhtiyar sözüne devamla) demiş ki; (Süleyman) sözü eğip büktü, (doğru dürüst cevap veremedi). Sonra Ebû Rdâbe'ye dönüp; "ne dersin? " diye sordu. O; "gence arazisini geri ver" karşılığını verdi. (Ömer); "o zaman malımız mahvolur" dedi. O da; "onu sen mahvettin" dedi.

٩- باب مَا يَجُوزُ لِلْوَصِىِّ وَمَا لاَ يَجُوزُ

٣٢٦٥ - حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ مُغِيرَةَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ : الْوَصِىُّ أَمِينٌ فِيمَا أُوصِىَ إِلَيْهِ بِهِ.

٣٢٦٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ عَنِ أَبِى وَهْبٍ عَنْ مَكْحُولٍ قَالَ : أَمْرُ الْوَصِىِّ جَائِزٌ فِى كُلِّ شَىْءٍ إِلاَّ فِى الرِّبَاعِ ، وَإِذَا بَاعَ بَيْعاً لَمْ يُقِلْ. وَهُوَ رَأْىُ يَحْيَى بْنِ حَمْزَةَ .

٣٢٦٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ قَالَ : الْوَصِىُّ أَمِينٌ فِى كُلِّ شَىْءٍ إِلاَّ فِى الْعِتْقِ ، فَإِنَّ عَلَيْهِ أَنْ يُقِيمَ الْوَلاَءَ.

٣٢٦٨ - حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ فِى مَالِ الْيَتِيمِ : يَعْمَلُ بِهِ الْوَصِىُّ إِذَا أَوْصَى إِلَى الرَّجُلِ.

٣٢٦٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّلْتِ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ إِسْمَاعِيلَ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ : وَصِىُّ الْيَتِيمِ يَأْخُذُ لَهُ بِالشُّفْعَةِ وَالْغَائِبُ عَلَى شُفْعَتِهِ.

٣٢٧٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ شَيْخٍ مِنْ أَهْلِ دِمَشْقَ قَالَ : كُنْتُ عِنْدَ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ وَعِنْدَهُ سُلَيْمَانُ بْنُ حَبِيبٍ وَأَبُو قِلاَبَةَ إِذْ دَخَلَ غُلاَمٌ فَقَالَ : أَرْضُنَا بِمَكَانِ كَذَا وَكَذَا ، بَاعَكُمُ الْوَصِىُّ وَنَحْنُ أَطْفَالٌ فَالْتَفَتَ إِلَى سُلَيْمَانَ بْنِ حَبِيبٍ فَقَالَ : مَا تَقُولُ؟ قَالَ : فَأَضْجَعَ فِى الْقَوْلِ ، فَالْتَفَتَ إِلَى أَبِى قِلاَبَةَ فَقَالَ : مَا تَقُولُ؟ قَالَ : رُدَّ عَلَى الْغُلاَمِ أَرْضَهُ. قَالَ : إِذاً يَهْلِكَ مَالُنَا . قَالَ : أَنْتَ أَهْلَكْتَهُ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 8. Bab—Üçte Birden Az Vasiyet Etme

3259. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, İshak b. Suveyd'den, (O da) el-Alâ b. Ziyad'dan (naklen) rivâyet etti ki, babası Ziyad b. Matar vasiyet etmiş ve "vasiyetim, (daha faziletli oluşundan,) Basralıların fakihlerinin ittifak ettiği (miktardır!)" demişti. (El-Alâ demiş ki), ben de (bunu onlara) sormuştum da onlar, beşte bir üzerinde ittifak etmişlerdi.

3260. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, İshak b. Suveyd'den, (O da) el-Alâ b. Ziyad'dan (naklen) rivâyet etti ki; bir adam Hazret-i Ömer İbnu'l-Hattab'a; "doğrusu benim mirasçım "kelâle"dir, (yani babasız çocuksuz biridir). Binaenaleyh, (malımın) yarısını vasiyet edeyim mi?" diye sormuş. O; "hayır" cevabını vermiş. Adam; "peki üçte birini?" demiş. O; "hayır" cevabını vermiş. Adam; "o halde dörtte birini?" demiş. O; "hayır" cevabını vermiş. Adam; "peki beşte birini?" demiş. O; "hayır" cevabını vermiş. Adam sonunda onda bire ulaşmış da Hazret-i Ömer; "onda biri vasiyet et" karşılığı vermiş.

3261. Bize Yala rivâyet edip (dedi ki), bize İsmail, Âmir'den rivâyet etti ki; O şöyle demiş: "Öncekiler beşte biri, altıda biri vasiyet ederlerdi. Üçte bir ise söz dinlemezin varabileceği son yerdir!" Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "Sözdinlemez" kelimesi ile "gemi azıya almış, binicisini artık dinlemeyen at" kastedilir.

3262. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Humeyd'den, (O da) Bukeyr'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle demiş: Ben Humeyd b. Abdirrahman'a vasiyette bulunmuştum da, O şöyle demişti: "Çocuğu olduğu halde (malının) üçte birini vasiyet eden bir adamın vasiyetini kabul edecek değilim!"

3263. Bize Kabîsa rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyân, Hişam'dan, (O) Muhammed b. Sîrîn'den, (O da) Şureyh'ten (naklen) haber verdi iki; O şöyle demiş: "Üçte biri (vasiyet etme) meşakkattir, son sınırdır; ama caizdir!"

3264. Bize Ubeydullah, İsrail'den, (O) Mansûr'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle demiş: "Onlara altıda biri (vasiyet etmek), üçte biri (vasiyet etmekten) daha sevimli gelirdi."

٨- باب الْوَصِيَّةِ بِأَقَلَّ مِنَ الثُّلُثِ

٣٢٥٩ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ سُوَيْدٍ عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ زِيَادٍ : أَنَّ أَبَاهُ زِيَادَ بْنَ مَطَرٍ أَوْصَى فَقَالَ : وَصِيَّتِى مَا اتَّفَقَ عَلَيْهِ فُقَهَاءُ أَهْلِ الْبَصْرَةِ ، فَسَأَلْتُ فَاتَّفَقُوا عَلَى الْخُمُسِ.

٣٢٦٠ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ سُوَيْدٍ عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ زِيَادٍ : أَنَّ رَجُلاً سَأَلَ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ فَقَالَ : إِنَّ وَارِثِى كَلاَلَةٌ فَأُوصِى بِالنِّصْفِ؟ قَالَ : لاَ. قَالَ : فَالثُّلُثِ؟ قَالَ : لاَ. قَالَ : فَالرُّبُعِ؟ قَالَ : لاَ. قَالَ : فَالْخُمُسِ؟ قَالَ : لاَ. حَتَّى صَارَ إِلَى الْعُشْرِ فَقَالَ : أَوْصِ بِالْعُشْرِ.

٣٢٦١ - حَدَّثَنَا يَعْلَى حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ عَامِرٍ قَالَ : إِنَّمَا كَانُوا يُوصُونَ بِالْخُمُسِ وَالرُّبُعِ ، وَكَانَ الثُّلُثُ مُنْتَهَى الْجَامِحِ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : يَعْنِى بِالْجَامِحِ الْفَرَسَ الْجَمُوحَ.

٣٢٦٢ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ عَنْ بَكْرٍ قَالَ : أَوْصَيْتُ إِلَى حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ فَقَالَ : مَا كُنْتُ لأَقْبَلَ وَصِيَّةَ رَجُلٍ لَهُ وَلَدٌ يُوصِى بِالثُّلُثِ.

٣٢٦٣ - حَدَّثَنَا قَبِيصَةُ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ هِشَامٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ شُرَيْحٍ قَالَ : الثُّلُثُ جَهْدٌ وَهُوَ جَائِزٌ.

٣٢٦٤ - حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ : كَانَ السُّدُسُ أَحَبَّ إِلَيْهِمْ مِنَ الثُّلُثِ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget