Vasiyetin Fazileti
2. Bâb—Vasiyetin Fazileti
3240. Bize Abdullah haber verip (dedi ki), bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Davud b. Ebi Hind'den, (O da) el-Kasım b. Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Sümâme b. Hazn bana; "baban ne yaptı?" diye sordu. Ben; "öldü" dedim. O da sözüne şöyle devam etti: "Peki, vasiyet etti mi? Çünkü önceleri denirdi ki; kişi vasiyet ettiğinde, bu vasiyeti onun, (hayatta iken) gereği gibi vermediği zekâtlarını tamamlayıcı olur." Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: (Süleyman'dan) başkası, (seneddeki el-Kasım b. Ömer yerine) el-Kasım b. Amr demiştir.
3241. Bize Ebu'n-Nu'man rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Davud b. Ebi Hind, eş-Şa'bi'den rivâyet etti ki; O şöyle demiş: "Kim bir vasiyet yapar da zulüm ve haksızlık etmezse, ona, bunu sağlığında tasadduk etmiş gibi sevab verilir."
3242. Bize Sehl b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Ebû Yunûs'tan, (O da) Kazaa'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle demiş: Herim b. Hayyan'a "vasiyet et" denilmiş de O; "size Nahl Sûresinin son ayetlerine (uymayı) vasiyet ederim" karşılığını vermiş. İbn Hayyân, ardından "Rabb'inin yoluna hikmetle... çağır" ayetinden, "(Çünkü Allah)... iyilik edenlerle (beraberdir)" ayetine kadar okumuş.
٢- باب فَضْلِ الْوَصِيَّةِ
٣٢٤٠ - أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ دَاوُدَ بْنِ أَبِى هِنْدٍ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ لِى ثُمَامَةُ بْنُ حَزْنٍ : مَا فَعَلَ أَبُوكَ؟ قُلْتُ : مَاتَ. قَالَ : فَهَلْ أَوْصَى فَإِنَّهُ كَانَ يُقَالُ إِذَا أَوْصَى الرَّجُلُ كَانَ وَصِيَّتُهُ تَمَاماً لِمَا ضَيَّعَ مِنْ زَكَاتِهِ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : وَقَالَ غَيْرُهُ الْقَاسِمُ بْنُ عَمْرٍو.
٣٢٤١ - حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا دَاوُدُ بْنُ أَبِى هِنْدٍ عَنِ الشَّعَبِىِّ قَالَ : كَانَ يُقَالُ : مَنْ أَوْصَى بِوَصِيَّةٍ فَلَمْ يَجُرْ وَلَمْ يَحِفْ كَانَ لَهُ مِنَ الأَجْرِ مِثْلُ مَا أَنْ لَوْ تَصَدَّقَ بِهِ فِى حَيَاتِهِ.
٣٢٤٢ - أَخْبَرَنَا سَهْلُ بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى يُونُسَ عَنْ قَزَعَةَ قَالَ قِيلَ لِهَرِمِ بْنِ حَيَّانَ : أَوْصِهْ. قَالَ : أُوصِيكُمْ بِالآيَاتِ الآوَاخِرِ مِنْ سُورَةِ النَّحْلِ. وَقَرَأَ ابْنُ حَيَّانَ { ادْعُ إِلَى سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ } إِلَى قَوْلِهِ { وَالَّذِينَ هُمْ مُحْسِنُونَ }