Vâsi İçin Caiz Olan Şeylerle, Caiz Olmayan Şeyler
9. Bâb—Vâsi İçin Caiz Olan Şeylerle, Caiz Olmayan Şeyler
3265. Bize Ebu’l Velid rivâyet edip (dedi ki), bize Şerîk, Muğîre'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle demiş: "Vâsi, kendisine vasiyet edilen şey hususunda emindir."
3266. Bize Muhammed İbnu'l-Mübarek rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza, İbn Vehb'den, (O da) Mekhûl'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Vâsinin emri, kendisine satın alma dışında her şeyde geçerlidir. O, bir satış yaptığında ise satış muamelesi bozulmaz." Bu, Yahya b. Hamza'nın da görüşüdür.
3267. Bize Muhammed İbnu'l-Mübarek rivâyet edip (dedi ki), bize el-Velid, el-Evzaî'den, (O da) Yahya b. Ebi Kesir'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle demiş: "Vâsi her şeyde emindir, köle âzâd etme hariç! Çünkü onun, velâ hakkım sürdürmesi gerekir."
3268. Bize Ubeydullah, İsrail'den, (O) Mansur'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O, yetimin malı hakkında (şöyle dedi): "Mal erkeğe vasiyet edildiğinde vâsi onunla iş yapar, (onu çalıştırabilir)."
3269. Bize Muhammed İbnu's-Salt rivâyet edip (dedi ki), bize Mûsa b. Muhammed, İsmail'den, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Yetimin vâsisi yetim için şuf’a sebebiyle alım yapabilir. (Kendisi için şufa hakkının doğduğu hadisede) hazır bulunmayan kimse de (hazır veya haberdar olunca), şuf asına dayanarak (alım yapabilir)."
3270. Bize Muhammed İbnu'l-Mübarek haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza, İbn İkrimeden, (O da) Dımeşk ahalisinden olan bir ihtiyardan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle demiş; Ben Ömer b. Abdilaziz'in yanındaydım. Süleyman b. Hubeyb ve Ebu Kılabe de oradaydılar. Derken bir genç gelip; "şu şu yerdeki arazımızı vâsi, biz çocuk iken size satmış" dedi. Bunun üzerine (Ömer b. Abdilaziz) Süleyman b. Hubeyb'e dönüp; "ne dersin? Diye sordu. (İhtiyar sözüne devamla) demiş ki; (Süleyman) sözü eğip büktü, (doğru dürüst cevap veremedi). Sonra Ebû Rdâbe'ye dönüp; "ne dersin? " diye sordu. O; "gence arazisini geri ver" karşılığını verdi. (Ömer); "o zaman malımız mahvolur" dedi. O da; "onu sen mahvettin" dedi.
٩- باب مَا يَجُوزُ لِلْوَصِىِّ وَمَا لاَ يَجُوزُ
٣٢٦٥ - حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ مُغِيرَةَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ : الْوَصِىُّ أَمِينٌ فِيمَا أُوصِىَ إِلَيْهِ بِهِ.
٣٢٦٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ عَنِ أَبِى وَهْبٍ عَنْ مَكْحُولٍ قَالَ : أَمْرُ الْوَصِىِّ جَائِزٌ فِى كُلِّ شَىْءٍ إِلاَّ فِى الرِّبَاعِ ، وَإِذَا بَاعَ بَيْعاً لَمْ يُقِلْ. وَهُوَ رَأْىُ يَحْيَى بْنِ حَمْزَةَ .
٣٢٦٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ قَالَ : الْوَصِىُّ أَمِينٌ فِى كُلِّ شَىْءٍ إِلاَّ فِى الْعِتْقِ ، فَإِنَّ عَلَيْهِ أَنْ يُقِيمَ الْوَلاَءَ.
٣٢٦٨ - حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ فِى مَالِ الْيَتِيمِ : يَعْمَلُ بِهِ الْوَصِىُّ إِذَا أَوْصَى إِلَى الرَّجُلِ.
٣٢٦٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّلْتِ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ إِسْمَاعِيلَ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ : وَصِىُّ الْيَتِيمِ يَأْخُذُ لَهُ بِالشُّفْعَةِ وَالْغَائِبُ عَلَى شُفْعَتِهِ.
٣٢٧٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ شَيْخٍ مِنْ أَهْلِ دِمَشْقَ قَالَ : كُنْتُ عِنْدَ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ وَعِنْدَهُ سُلَيْمَانُ بْنُ حَبِيبٍ وَأَبُو قِلاَبَةَ إِذْ دَخَلَ غُلاَمٌ فَقَالَ : أَرْضُنَا بِمَكَانِ كَذَا وَكَذَا ، بَاعَكُمُ الْوَصِىُّ وَنَحْنُ أَطْفَالٌ فَالْتَفَتَ إِلَى سُلَيْمَانَ بْنِ حَبِيبٍ فَقَالَ : مَا تَقُولُ؟ قَالَ : فَأَضْجَعَ فِى الْقَوْلِ ، فَالْتَفَتَ إِلَى أَبِى قِلاَبَةَ فَقَالَ : مَا تَقُولُ؟ قَالَ : رُدَّ عَلَى الْغُلاَمِ أَرْضَهُ. قَالَ : إِذاً يَهْلِكَ مَالُنَا . قَالَ : أَنْتَ أَهْلَكْتَهُ.