بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
14. Bâb—Bakara Sûresinin Baş Tarafı İle Kürsî Ayetinin Fazileti
3443. Bize Ebu'l-Muğîre rivâyet edip (dedi ki), bize Safvân rivâyet edip (dedi ki), bana Eyfa' b. Abd el-Kelâî rivâyet edip şöyle dedi: Bir adam; "yâ Resûlüllah, Kur'an Sûrelerinin en büyüğü hangisidir?" diye sormuş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de, "Kulhuve'llahu Ehad (Sûresi!)" buyurumuş. "Peki, Kur'an'daki en büyük âyet hangisidir?" diye sormuş, O da "Kürsî ayeti (yani Allahu lâ ilahe illâ huve'l-hayyu'l-kayyûm)!" buyurmuş. "Peki, yâ Nebiyyullah, sana ve ümmetine hangi ayetin (sevabının) ulaşmasını arzu edersin?" diye sormuş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de, "Bakara Sûresinin son ayetinin!... Çünkü o, Allah'ın arşının altından, rahmet hazinelerindendir. Allah onu bu ümmete vermiştir. O ayet, dünya ve âhiret iyiliklerinden hiçbir iyilik birakmamıştır ki, onu içermiş olmasın buyurmuştur."
3444. Bize Ebû Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Asım es-Sekafî rivâyet edip (dedi ki), bize eş-Şa'bi rivâyet edip şöyle dedi: Abdullah b. Mes'ûd demiş ki; Hazret-i Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) Ashabından bir adam dimilerden bir adamla karşılaşmış ve onunla güreşmiş. Derken insan, cinnîyi yere atıp yenmiş. O zaman insan, cinnîye şöyle demiş: "Doğrusu ben seni gerçekten zayıf ve çelimsiz görüyorum. Küçücük kolların sanki köpeğin küçücük kolları gibi! Siz bütün cinnîler mi böylesiniz, yoksa onların arasından sen mi böylesin?" Cinnî şöyle cevap vermiş: "Hayır, vallahi (bütün cinnîler böyle değil)! Doğrusu ben onlar arasında gerçekten güçlü kuvvetliyim. Fakat sen benimle ikinci defa güreş. Eğer beni yere atıp yenersen, sana, kendine fayda verecek birşey öğretirim!" İnsan; "peki" demiş (ve tekrar güreşmişler. İnsan yine yenmiş. O zaman cinnî); "Allahu lâ ilahe illâ huve'l-hayyu'l-kayyum" ayetini okuyabiliyor musun?" demiş. O da; "evet" demiş. Bunun üzerine cinnî şöyle demiş: "Öyleyse sen onu hiçbir evde okumazsın ki, şeytan (zor durumda kalması sebebiyle) eşek yellenmesi gibi oradan çıkmış, sonra da sabah oluncaya kadar oraya girememiş olmasın!" Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "Ed-dâil: zayıf ince"; "eş-şâhit: çelimsiz, zayıf; "ed-dalî: güçlü kuvvetli, kaburgaları sağlam kimse"; "el-habec: yellenme, koku, yel" demektir.
3445. Bize Ca'fer b. Avn rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu'l-Umeys, eş-Şa'bi'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Abdullah demiş ki: "Kim bir gecede Bakara Sûresinden on ayet; yani baş tarafından dört ayet, Kürsî ayetini, ondan sonraki iki ayeti ve başı "li'llâhi mâfi's-semâvât" olan son üç ayetini okursa, o eve o gece sabah oluncaya kadar hiçbir şeytan girmez!"
3446. Bize Amr b. Asım haber verip (dedi ki), bize Hammâd, Asım'dan, (O) eş-Şa'bi'den, (O da) İbn Mes'ûd'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim Bakara Sûresinin baş tarafından dört ayet, Kürsî ayetini, Kürsî ayetinden sonraki iki ayeti ve Bakara Sûresinin sonundan üç ayet okursa, o gün ona da, ailesine de ne bir şeytan, ne de hoşlanmayacağı birşey yaklaşmaz! Bu ayetler, aklı başından gitmiş hiçbir kimsenin üzerine okunmaz ki, o iyileşmiş olmasın!"
3447. Bize Saîd b. Âmir, Şu'be'den, (O) Ebû İshak'tan, (O da) Hazret-i Ali'den işiten kimseden rivâyet etti (ki, Hazret-i Ali şöyle demiş): "Akıllı olan birinin, Bakara Sûresinin sonundaki o ayetleri, onlar, Arş’ın altındaki bir hazineden oldukları halde, okumadan uyuyacağım zannetmem!"
3448. Bize İshak b. İsa, Ebu'l-Ahvas'tan, (O) Ebû Sinan'dan, (O da) el-Muğîre b. Subey'den -ki O, Abdullah'ın talebe-arkadaşlarındandı-, (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim uyuyacağı sırada Bakara Sûresinden on ayet okursa, Kur'an'ı unutmaz. (Bu on ayet şunlardır): Başından dört ayet, Kürsî ayeti, bundan sonraki iki ayet ve sonundan üç ayet." İshak dedi ki: ("...Kur'an'ı unutmaz"dan maksat), "ezberlediklerini unutmaz" demektir. Ebû Muhammed (ed-Dârimî) de dedi ki: Bazıları (el-Muğîre b. Subey yerine) el-Muğîre b. Sumey der.
3449. Bize İshak b. İsa, Ebû Muaviye'den -ki O, Muhammed b. Hâzim'dir-, (O) Abdurrahman b. Ebi Bekr el-Muleyki'den, (O) Ebû Seleme'den, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim Kürsî ayetini ve Ha-Mim'in, (yani Mü'min Sûresinin) baş tarafını "...dönüş de ancak O'nadır!" sözüne kadar okursa, o, akşama varıncaya kadar hoşlanmayacağı birşey görmez. Kim bunları akşama vardığında okursa, o da sabahlayıncaya kadar hoşlanmayacağı birşey görmez."
3450. Bize Affân rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivâyet edip (dedi ki), bize Eş'as b. Abdirrahman ec-Cermi, Ebû Kılâbe'den, (O) Ebu'l-Eş'as es-San'ani'den, (O da) en-Nu'man b. Beşir'den (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri yaratmasından iki bin yıl önce bir kitap yazmıştı. İşte bundan, kendileriyle Bakara Sûresini sona erdirdiği iki ayet indirdi. Bunların bir evde üç gün okunması, sonra da oraya şeytanın yaklaşması, olacak iş değil!"
3451. Bize Saîd b. Âmir, Şu'be'den, (O) Mansûr'dan, (O) İbrahim'den, (O) Abdurrahman b. Yezid'den, (O) Ebû Mes'ûd'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "-Kim (bir gecede) Bakara Sûresinin son iki ayetini okursa, bunlar (o gece, kötülüklere karşı veya geceyi ihya olarak, yahut sevap olarak) ona yeterler. "
3452. Bize Ebû Asım rivâyet edip (dedi ki), bize Ubeydullah b. Ebi Ziyad, Şehr b. Havşeb'den, (O da) Esma bint Yezid'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Allah'ın en büyük ismi şu iki ayette, yani; "Allahu la İlahe illâ Huve'l-Hayyu'l-Kayyum: Allah ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. Diridir, (her an yaratıklarını) Gözetip Durandır!" ve 'Ve İlâhuküm İlâhım Vâhid. (La İlahe İllâ Huve'r-Rahmanu'r-Rahim): İlâhınız bir tek ilâhtır. (Rahman ve Rahim olan O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur!)' Bakara Sûresi, ayetlerindedir. "
3453. ...
١٤- باب فَضْلِ أَوَّلِ سُورَةِ الْبَقَرَةِ وَآيَةِ الْكُرْسِىِّ
٣٤٤٣ - حَدَّثَنَا أَبُو الْمَغِيرَةِ حَدَّثَنَا صَفْوَانُ حَدَّثَنِى أَيْفَعُ بْنُ عَبْدٍ الْكَلاَعِىُّ قَالَ قَالَ رَجُلٌ : يَا رَسُولَ اللَّهِ أَىُّ سُورَةِ الْقُرْآنِ أَعْظَمُ؟ قَالَ :( قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ ). قَالَ : فَأَىُّ آيَةٍ فِى الْقُرْآنِ أَعْظَمُ؟ قَالَ :( آيَةُ الْكُرْسِىِّ { اللَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَىُّ الْقَيُّومُ } ). قَالَ : فَأَىُّ آيَةٍ يَا نَبِىَّ اللَّهِ تُحِبُّ أَنْ تُصِيبَكَ وَأُمَّتَكَ؟ قَالَ :( خَاتِمَةُ سُورَةِ الْبَقَرَةِ فَإِنَّهَا مِنْ خَزَائِنِ رَحْمَةِ اللَّهِ مِنْ تَحْتِ عَرْشِهِ أَعْطَاهَا هَذِهِ الأُمَّةَ ، لَمْ تَتْرُكْ خَيْراً مِنْ خَيْرِ الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ إِلاَّ اشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ ).
٣٤٤٤ - حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ الثَّقَفِىُّ حَدَّثَنَا الشَّعْبِىُّ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْعُودٍ : لَقِىَ رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِ مُحَمَّدٍ -صلّى اللّه عليه وسلّم- رَجُلاً مِنَ الْجِنِّ فَصَارَعَهُ فَصَرَعَهُ الإِنْسِىُّ ، فَقَالَ لَهُ الإِنْسِىُّ : إِنِّى لأَرَاكَ ضَئِيلاً شَخِيتاً كَأَنَّ ذُرَيِّعَتَيْكَ ذُرَيِّعَتَا كَلْبٍ ، فَكَذَلِكَ أَنْتُمْ مَعْشَرَ الْجِنِّ أَمْ أَنْتَ مِنْ بَيْنِهِمْ كَذَلِكَ؟ قَالَ : لاَ وَاللَّهِ إِنِّى مِنْهُمْ لَضَلِيعٌ ، وَلَكِنْ عَاوِدْنِى الثَّانِيَةَ ، فَإِنْ صَرَعْتَنِى عَلَّمْتُكَ شَيْئاً يَنْفَعُكَ. قَالَ : نَعَمْ. قَالَ : تَقْرَأُ { اللَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَىُّ الْقَيُّومُ }؟ قَالَ : نَعَمْ. قَالَ : فَإِنَّكَ لاَ تَقْرَؤُهَا فِى بَيْتٍ إِلاَّ خَرَجَ مِنْهُ الشَّيْطَانُ لَهُ خَبَجٌ كَخَبَجِ الْحِمَارِ ، ثُمَّ لاَ يَدْخُلُهُ حَتَّى يُصْبِحَ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : الضَّئِيلُ الدَّقِيقُ ، وَالشَّخِيتُ الْمَهْزُولُ ، وَالضَّلِيعُ جَيِّدُ الأَضْلاَعِ ، وَالْخَبَجُ الرِّيحُ.
٣٤٤٥ - حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ أَخْبَرَنَا أَبُو الْعُمَيْسِ عَنِ الشَّعْبِىِّ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ : مَنْ قَرَأَ عَشْرَ آيَاتٍ مِنْ سُورَةِ الْبَقَرَةِ فِى لَيْلَةٍ لَمْ يَدْخُلْ ذَلِكَ الْبَيْتَ شَيْطَانٌ تِلْكَ اللَّيْلَةَ حَتَّى يُصْبِحَ أَرْبَعاً مِنْ أَوَّلِهَا وَآيَةُ الْكُرْسِىِّ وَآيَتَانِ بَعْدَهَا وَثَلاَثٌ خَوَاتِيمُهَا ، أَوَّلُهَا { لِلَّهِ مَا فِى السَّمَوَاتِ }
٣٤٤٦ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَاصِمٍ أَخْبَرَنَا حَمَّادٌ عَنْ عَاصِمٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ قَالَ : مَنْ قَرَأَ أَرْبَعَ آيَاتٍ مِنْ أَوَّلِ سُورَةِ الْبَقَرَةِ وَآيَةَ الْكُرْسِىِّ وَآيَتَانِ بَعْدَ آيَةِ الْكُرْسِىِّ وَثَلاَثاً مِنْ آخِرِ سُورَةِ الْبَقَرَةِ لَمْ يَقْرَبْهُ وَلاَ أَهْلَهُ يَوْمَئِذٍ شَيْطَانٌ وَلاَ شَىْءٌ يَكْرَهُهُ ، وَلاَ يُقْرَأْنَ عَلَى مَجْنُونٍ إِلاَّ أَفَاقَ.
٣٤٤٧ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَمَّنْ سَمِعَ عَلِيًّا يَقُولُ : مَا كُنْتُ أَرَى أَنَّ أَحَداً يَعْقِلُ يَنَامُ حَتَّى يَقْرَأَ هَؤُلاَءِ الآيَاتِ مِنْ آخِرِ سُورَةِ الْبَقَرَةِ وَإِنَّهُنَّ لَمِنْ كَنْزٍ تَحْتَ الْعَرْشِ.
٣٤٤٨ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنْ أَبِى سِنَانٍ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ سُبَيْعٍ - وَكَانَ مِنْ أَصْحَابِ عَبْدِ اللَّهِ - قَالَ : مَنْ قَرَأَ عَشْرَ آيَاتٍ مِنَ الْبَقَرَةِ عِنْدَ مَنَامِهِ لَمْ يَنْسَ الْقُرْآنَ : أَرْبَعُ آيَاتٍ مِنْ أَوَّلِهَا وَآيَةُ الْكُرْسِىِّ وَآيَتَانِ بَعْدَهَا وَثَلاَثٌ مِنْ آخِرِهَا. قَالَ إِسْحَاقُ : لَمْ يَنْسَ مَا قَدْ حَفِظَ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : مِنْهُمْ مَنْ يَقُولُ الْمُغِيرَةُ بْنُ سُمَيْعٍ.
٣٤٤٩ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ أَبِى مُعَاوِيَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ الْمُلَيْكِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( مَنْ قَرَأَ آيَةَ الْكُرْسِىِّ وَفَاتِحَةَ حم الْمُؤْمِنِ إِلَى قَوْلِهِ { إِلَيْهِ الْمَصِيرُ } لَمْ يَرَ شَيْئاً يَكْرَهُهُ حَتَّى يُمْسِىَ ، وَمَنْ قَرَأَهَا حِينَ يُمْسِى لَمْ يَرَ شَيْئاً يَكْرَهُهُ حَتَّى يُصْبِحَ ).
٣٤٥٠ - حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ أَخْبَرَنَا أَشْعَثُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْجَرْمِىُّ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى الأَشْعَثِ الصَّنْعَانِىِّ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( إِنَّ اللَّهَ كَتَبَ كِتَاباً قَبْلَ أَنْ يَخْلُقَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ بِأَلْفَىْ عَامٍ ، فَأَنْزَلَ مِنْهُ آيَتَيْنِ خَتَمَ بِهِمَا سُورَةَ الْبَقَرَةِ وَلاَ تُقْرَآنِ فِى دَارٍ ثَلاَثَ لَيَالٍ فَيَقْرَبُهَا شَيْطَانٌ ).
٣٤٥١ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( مَنْ قَرَأَ الآيَتَيْنِ الآخِرَتَيْنِ مِنْ سُورَةِ الْبَقَرَةِ فِى لَيْلَةٍ كَفَتَاهُ ).
٣٤٥٢ - حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى زِيَادٍ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ يَزِيدَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( اسْمُ اللَّهِ الأَعْظَمُ فِى هَاتَيْنِ الآيَتَيْنِ { اللَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَىُّ الْقَيُّومُ } { وَإِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ } ).
٣٤٥٣ - حَدَّثَنَا مُجَاهِدٌ - هُوَ ابْنُ مُوسَى - حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ صَالِحٍ عَنْ أَبِى الزَّاهِرِيَّةِ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( إِنَّ اللَّهَ خَتَمَ سُورَةَ الْبَقَرَةِ بِآيَتَيْنِ أُعْطِيتُهُمَا مِنْ كَنْزِهِ الَّذِى تَحْتَ الْعَرْشِ ، فَتَعَلَّمُوهُنَّ وَعَلِّمُوهُنَّ نِسَاءَكُمْ ، فَإِنَّهُمَا صَلاَةٌ وَقُرْآنٌ وَدُعَاءٌ ).