Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 33. Bâb—Kur’an'ın Baştan Sona Okunup Bitirilmesi (Hatm'i)

3535. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Salih el-Murri, Eyyûb'dan, (O da) Ebû Kılâbe'den (naklen) rivâyet etti ki; O, sözü Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) nisbet (ref) ederek şöyle demiş: "Kim Kur'an'a, başından açılıp ("fethedilip" okunmaya) başlanıldığında şahid olursa, sanki Allah yolunda bir fethe şahid olmuş olur! Kim de, (okunup) sonuna varıldığında bitirilişine ("hatm"ine) şahid olursa, sanki bölüştürüldüğünde ganimetlere şahid olmuş olur!"

3536. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Salih el-Mürri, Katâde'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bir adam Medine Mescidi'nde Kur'an okuyordu. İbn Abbas onun üzerine gözetleyici koymuş ve (o, bu adamın) Kur'an'ı hatmetme vakti olduğunu (bildirdiğinde) kalkıp onun yanına geçmişti.

3537. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Salih, Sabit el-Bunâni'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Enes b. Malik Kur'an'ı hatmetmeye geceleyin yaklaştığında, ondan bir miktarı sabaha ermesi ve ailesini toplayıp Kur'an'ı onlarla birlikte hatmetmesi için geriye bırakırdı.

3538. Bize Affân rivâyet edip (dedi ki), bize Ca'fer b. Süleyman rivâyet edip (dedi ki), bize Sabit rivâyet edip şöyle dedi: "Enes Kur'an'ı hatmettiğinde çocukları ile ev halkını toplar ve onlara hayır dua ederdi."

3539. Bize Ebu'l-Muğîre rivâyet edip (dedi ki), bize el-Evzaî, Abde'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş:

"İnsan Kur'an'ı gündüz hatmettiğinde melekler ona akşama erinceye kadar dua ederler. Eğer onu gece bitirirse melekler ona sabaha erinceye kadar dua ederler!"

3540. Bize İshak b. İsa, Salih el-Murri'den, (O) Katâde'den, (O da) Zürâre b. Ebi Evfa'dan (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem); "hangi amel daha üstündür?" diye sorulmuş. O, "Konan göçen kimsenin (ameli!)" buyurmuş. "Konan göçen kimse, ne demek?" denilmiş. Şöyle buyurmuş: "Kur'an'ın dostu! O, Kur'an'ın başından sonuna, sonundan başına gider; ne zaman (Kur'an'ı hatmeder,) konarsa, (hemen tekrar baştan okumaya başlar,) göçer!"

3541. Bize İbrahim b. Mûsa, Cerir'den, (O) el-A'meş'ten, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "İnsan Kur'anı gündüz okuduğunda melekler ona akşama erinceye kadar dua ederler. Şayet o, onu gece okursa, melekler ona sabaha erinceye kadar dua ederler!" Süleyman (el-A'meş) sözüne şöyle devam etmiş: "Bunun üzerine ben arkadaşlarımızın onu, gündüzün başı ile gecenin başında hatmetmekten hoşlanır olduklarını görmüştüm!"

3542. Bize Muhammed b. Yusuf el-Firyâbî, Süfyân'dan, (O) el-A'meş'ten, (O da) İbrahim'den (naklen) onun, (yani bir önceki haberin) aynısını rivâyet etti. Ancak bu rivâyette Süleyman'ın sözü yoktur.

3543. Bize Ferve b. Ebi'l-Mağra, el-Kasım b. Malik el-Muzani'den, (O) Abdurrahman b. İshak'tan, (O da) Muharib b. Disar'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim Kur'an-ı Kerim'i ezberinden okursa, bu onun için dünyada ve âhirette dua olur!"

3544. Bize Muhammed b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Abdus selâm, Yezid b. Abdirrahman'dan, (O da) Talha ile Abdurrahman İbnu'l-Esved'den (naklen) rivâyet etti ki, onlar şöyle demişler: "Kim Kur'an'ı gece veya gündüz okursa, melekler ona geceye kadar dua ederler!" Başka biri, ("melekler ona geceye kadar dua ederler" yerine) "o bağışlanır!" demiş.

3545. Bize Amr b. Hammâd rivâyet edip (dedi ki), bize Kaza'a b. Suveyd, Humeyd el-A'rec'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim Kur'an okur, sonra dua ederse, duasına dörtbin melek 'âmin, ya Rabb'i, kabul buyur!' der."

3546. Bize Saîd İbnu'r-Rebî' rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, el-Hakem'den, (O da) Mücahid'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Bana bir elçi gönderilmiş, (ben de çağırıldığım yere gitmiştim." Mücahid, sözünün devamında) şöyle demiş: "(Çağıranlar bana şöyle demişlerdi:) Biz seni çağırdık. Zira biz Kur'an'ı hatmetmek istedik. Bize de ulaştı ki, Kur'an'ın hatmi sırasında dua kabul olunur!" (Mücahid, sözüne devamla) şöyle demiş: "Sonunda onlar, (benim kendilerine öğrettiğim) bazı dualar yapmışlardı!"

3547. Bize Muhammed b. Humeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Hârûn, Anbese'den, (O) Leys'ten, (O) Talha b. Musarrif’ten, (O) Mus'ab b. Sa'd'dan, (O da) Sa'd'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kur'an'ın okunup bitirilmesi gecenin başına rastlarsa, melekler onu (okuyup bitirene) sabaha erinceye kadar dua ederler. Şayat onun okunup bitirilmesi gecenin sonuna rastlarsa, melekler onu (okuyup bitiren) akşama erinceye kadar dua ederler. Bu sebeple bazan birimizin (Kur'an'ı hatmetmesine az bir) şey kalır da, akşamlayıncaya veya sabahlayıncaya kadar onu (okumayı) geciktirir!" Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: Bu (haberin) Sa'd'dan (rivâyeti) hasendir.

3548. Bize Mücahid b. Mûsa rivâyet edip (dedi ki), bize Ma'n rivâyet edip (dedi ki), bize Bukeyr b. Mismar'ın erkek kardeşinin oğlu olan İbrahim b. Muhacir b. Mismar rivâyet edip (dedi ki), bana Safvân b. Süleym, Atâ b. Yesâr'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kur'an'ın hükümleriyle amel eden hafızlar, Cennet ehlinin sözcüleridir!"

3549. Bize Yezid b. Hârûn rivâyet edip (dedi ki), bize Abdulmelik, Saîd b. Cübeyr'den haber verdi ki, O, Kuranı her iki gecede bir hatmedermiş!

3550. Bize Osman b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize Cerîr, Mutarrif’ten, (O) Ebû İshak'tan, (O) Ebû Bürde'den, (O da) Abdullah b. Amr'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben; "yâ Resûlüllah, Kur'an'ı kaç günde hatmedeyim?" dedim, "Onu bir ayda hatmet!" buyurdu. Ben; "yâ Resûlüllah, gerçekten (bundan daha kısa zamanda hatmetmeye) güç yetiririm!" dedim, "Onu yirmi günde hatmet!" buyurdu. Ben; "hakikaten (bundan daha kısa zamanda hatmetmeye) güç yetiririm!" dedim. O, "Onu onbeş günde hatmet!" buyurdu. Ben; "gerçekten (bundan daha kısa zamanda hatim) yapabilirim!" dedim. "Onu on günde hatmet!" buyurdu. Ben; "hakikaten (bundan daha kısa zamanda hatmetmeye) güç yetiririm!" dedim. "Onu beş günde hatmet!" buyurdu. Ben; "gerçekten (bundan daha kısa zamanda hatim) yapabilirim!" dedim; "Hayır, (olmaz!)" buyurdu.

3551. Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Ukbe b. Halid, Abdurrahman b. Ziyâd'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Abdurrahman b. Râfi', Abdullah b. Amr'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kur'an'ı üç günden az zamanda okumamamı emretti!"

٣٣- باب فِى خَتْمِ الْقُرْآنِ

٣٥٣٥ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا صَالِحٌ الْمُرِّىُّ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ رَفَعَهُ قَالَ :( مَنْ شَهِدَ الْقُرْآنَ حِينَ يُفْتَحُ فَكَأَنَّمَا شَهِدَ فَتْحاً فِى سَبِيلِ اللَّهِ ، وَمَنْ شَهِدَ خَتْمَهُ حِينَ يُخْتَمُ فَكَأَنَّمَا شَهِدَ الْغَنَائِمَ تُقْسَمُ ).

٣٥٣٦ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا صَالِحٌ الْمُرِّىُّ عَنْ قَتَادَةَ قَالَ : كَانَ رَجُلٌ يَقْرَأُ فِى مَسْجِدِ الْمَدِينَةِ وَكَانَ ابْنُ عَبَّاسٍ قَدْ وَضَعَ عَلَيْهِ الرَّصَدَ ، فَإِذَا كَانَ يَوْمُ خَتْمِهِ قَامَ فَتَحَوَّلَ إِلَيْهِ.

٣٥٣٧ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا صَالِحٌ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ قَالَ : كَانَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ إِذَا أَشْفَى عَلَى خَتْمِ الْقُرْآنِ بِاللَّيْلِ بَقَّى مِنْهُ شَيْئاً حَتَّى يُصْبِحَ فَيَجْمَعَ أَهْلَهُ فَيَخْتِمَهُ مَعَهُمْ.

٣٥٣٨ - حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ قَالَ : كَانَ أَنَسٌ إِذَا خَتَمَ الْقُرْآنَ جَمَعَ وَلَدَهُ وَأَهَلَ بَيْتِهِ فَدَعَا لَهُمْ.

٣٥٣٩ - حَدَّثَنَا أَبُو الْمُغِيرَةِ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنْ عَبْدَةَ قَالَ : إِذَا خَتَمَ الرَّجُلُ الْقُرْآنَ بِنَهَارٍ صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُمْسِىَ ، وَإِنْ فَرَغَ مِنْهُ لَيْلاً صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُصْبِحَ.

٣٥٤٠ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ صَالِحٍ الْمُرِّىِّ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى : أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- سُئِلَ : أَىُّ الْعَمَلِ أَفْضَلُ؟ قَالَ :( الْحَالُّ الْمُرْتَحِلُ ). قِيلَ : وَمَا الْحَالُّ الْمُرْتَحِلُ؟ قَالَ :( صَاحِبُ الْقُرْآنِ يَضْرِبُ مِنْ أَوَّلِ الْقُرْآنِ إِلَى آخِرِهِ ، وَمِنْ آخِرِهِ إِلَى أَوَّلِهِ كُلَّمَا حَلَّ ارْتَحَلَ ).

٣٥٤١ - حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى عَنْ جَرِيرٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ : إِذَا قَرَأَ الرَّجُلُ الْقُرْآنَ نَهَاراً صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُمْسِىَ ، وَإِنْ قَرَأَهُ لَيْلاً صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُصْبِحَ. قَالَ سُلَيْمَانُ : فَرَأَيْتُ أَصْحَابَنَا يُعْجِبُهُمْ أَنْ يَخْتِمُوهُ أَوَّلَ النَّهَارِ وَأَوَّلَ اللَّيْلِ .

٣٥٤٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ الْفِرْيَابِىُّ عَنْ سُفْيَانَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ مِثْلَهُ إِلاَّ أَنَّهُ لَيْسَ فِيهِ قَوْلُ سُلَيْمَانَ.

٣٥٤٣ - حَدَّثَنَا فَرْوَةُ بْنُ أَبِى الْمَغْرَاءِ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مَالِكٍ الْمُزَنِىِّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ مُحَارِبِ بْنِ دِثَارٍ قَالَ : مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ عَنْ ظَهْرِ قَلْبِهِ كَانَتْ لَهُ دَعْوَةٌ فِى الدُّنْيَا أَوْ فِى الآخِرَةِ.

٣٥٤٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ السَّلاَمِ عَنْ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ طَلْحَةَ وَعَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الأَسْوَدِ قَالاَ : مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ لَيْلاً أَوْ نَهَاراً صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ إِلَى اللَّيْلِ ، وَقَالَ الآخَرُ : غُفِرَ لَهُ.

٣٥٤٥ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا قَزَعَةُ بْنُ سُوَيْدٍ عَنْ حُمَيْدٍ الأَعْرَجِ قَالَ : مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ ثُمَّ دَعَا أَمَّنَ عَلَى دُعَائِهِ أَرْبَعَةُ آلاَفِ مَلَكٍ.

٣٥٤٦ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ : بَعَثَ إِلَىَّ قَالَ : إِنَّمَا دَعَوْنَاكَ أَنَّا أَرَدْنَا أَنْ نَخْتِمَ الْقُرْآنَ وَإِنَّهُ بَلَغَنَا أَنَّ الدُّعَاءَ يُسْتَجَابُ عِنْدَ خَتْمِ الْقُرْآنِ قَالَ : فَدَعَوْا بِدَعَوَاتٍ.

٣٥٤٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا هَارُونُ عَنْ عَنْبَسَةَ عَنْ لَيْثٍ عَنْ طَلْحَةَ بْنِ مُصَرِّفٍ عَنْ مُصْعَبِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ سَعْدٍ قَالَ : إِذَا وَافَقَ خَتْمُ الْقُرْآنِ أَوَّلَ اللَّيْلِ صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُصْبِحَ ، وَإِنْ وَافَقَ خَتْمُهُ آخِرَ اللَّيْلِ صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُمْسِىَ ، فَرُبَّمَا بَقِىَ عَلَى أَحَدِنَا الشَّىْءُ فَيُؤَخِّرُهُ حَتَّى يُمْسِىَ أَوْ يُصْبِحَ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : هَذَا حَسَنٌ عَنْ سَعْدٍ.

٣٥٤٨ - حَدَّثَنَا مُجَاهِدُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُهَاجِرِ بْنِ مِسْمَارِ ابْنِ أَخِى بُكَيْرِ بْنِ مِسْمَارٍ حَدَّثَنِى صَفْوَانُ بْنُ سُلَيْمٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ قَالَ : حَمَلَةُ الْقُرْآنِ عُرَفَاءُ أَهْلِ الْجَنَّةِ.

٣٥٤٩ - حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ : أَنَّهُ كَانَ يَخْتِمُ الْقُرْآنَ كُلَّ لَيْلَتَيْنِ.

٣٥٥٠ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مُطَرِّفٍ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ فِى كَمْ أَخْتِمُ الْقُرْآنَ؟ قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى شَهْرٍ ). قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى خَمْسَةٍ وَعِشْرِينَ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى عِشْرِينَ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى خَمْسَ عَشْرَةَ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى عَشْرٍ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى خَمْسٍ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( لاَ ) .

٣٥٥١ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عُقْبَةُ بْنُ خَالِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زِيَادٍ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ رَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ : أَمَرَنِى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنْ لاَ أَقْرَأَ الْقُرْآنَ فِى أَقَلَّ مِنْ ثَلاَثٍ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 32. Bab—Kıntâr Ne Kadar Olur?

3528. Bize Abdussamed b. Abdulvaris rivâyet edip (dedi ki), bize Ebân el-Attar ile Hammâd b. Seleme, Asım'dan, (O) Ebû Salih'ten, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr, on iki bin (ûkiyyedir)."

3529. Bize İshak b. İsa, Ebu'l-Eşheb'den, (O da) Ebû Nadra el-Abdi'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr, bir öküz derisinin doluusu altındır!"

3530. Bize İshak, Huşeym'den, (O) Ali b. Zeyd'den, (O da) Saîd İbnu'l-Müseyyeb'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr, kırkbin (dinardır)."

3531. Bize İshak, Mübarek'ten, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr, birinizin diyeti, yani onikibin (dirhemdir)."

3532. Bize İshak, Müslim'den -ki O, ez-Zenci'dir-, (O) İbn Ebi Necih'ten, (O da) Mücahid'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr yetmiş bin dinardır."

3533. Bize İshak, Ebû Bekir'den, (O) Ebû Hasîn'den, (O) Salim b. Ebi'l-Ca'd'dan, (O da) Muaz b. Cebel'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr binikiyüz ûkıyyedir."

3534. Bize Ebu Nuaym Serik'ten, (O) Leys'ten, (O da) Mücahid'den haber vererek dedi ki; "(Kıntâr) yetmişbin miskal(dir)."

٣٢- باب كَمْ يَكُونُ الْقِنْطَارُ؟

٣٥٢٨ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ بْنُ عَبْدِ الْوَارِثِ حَدَّثَنَا أَبَانُ الْعَطَّارُ وَحَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : الْقِنْطَارُ اثْنَا عَشَرَ أَلْفاً.

٣٥٢٩ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ أَبِى الأَشْهَبِ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ الْعَبْدِىِّ قَالَ : الْقِنْطَارُ مِلْءُ مَسْكِ ثَوْرٍ ذَهَباً.

٣٥٣٠ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ هُشَيْمٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ زَيْدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ قَالَ : الْقِنْطَارُ أَرْبَعُونَ أَلْفاً.

٣٥٣١ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ عَنْ مُبَارَكٍ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ : الْقِنْطَارُ دِيَةُ أَحَدِكُمُ اثْنَا عَشَرَ أَلْفاً.

٣٥٣٢ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ عَنْ مُسْلِمٍ - هُوَ الزَّنْجِىُّ - عَنِ ابْنِ أَبِى نَجِيحٍ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ : الْقِنْطَارُ سَبْعُونَ أَلْفَ دِينَارٍ.

٣٥٣٣ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ عَنْ أَبِى بَكْرٍ عَنْ أَبِى حَصِينٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ قَالَ : الْقِنْطَارُ أَلْفُ أُوقِيَّةٍ وَمِائَتَا أُوقِيَّةٍ.

٣٥٣٤ - حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ لَيْثٍ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ : الْقِنْطَارُ سَبْعُونَ أَلْفَ مِثْقَالٍ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 31. Bâb—Bin Ayet Okuyan Kimse

3525. Bize el-Hakem b. Nâfî' haber verip (dedi ki), bize Harîz, Habib b. Ubeyd'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Ben Ebû Umâme'yi şöyle derken işittim: "Kim bin ayet okursa, ona bir kıntâr sevab yazılır. Bu kıntârdan bir kırata sizin dünyanız kâfi gelmez!" ["Ona sizin dünyanız denk olmaz" demek istiyor.]

3526. Bize Yahya b. Bistâm rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza, Yahya İbnu'l-Haris'ten, (O) el-Kasım Ebû Abdirrahman'dan, (O da) Temîm ed-Dârî ile Fedâle b. Ubeyd'den (naklen) rivâyet etti ki, onlar şöyle demişler: "Kim bir gecede bin ayet okursa, ona bir kıntâr (sevab) -ki, bu kıntârdan bir kırat, dünya ile içindeki şeylerden daha hayırlıdır- yazılır ve o, Allah'ın dilediği sevabı kazanır!"

3527. Bize Muhammed İbnu’l-Kasım rivâyet edip (dedi ki), bize Mûsa b. Ubeyde, Muhammed b. İbrahim'den, (O) ez-Zübeyr'in azadlısı Yuhannes'ten, (O) Ümmü'd-Derda'nın (din) kardeşi Salim'den, (O) Ümmü'd-Derda'dan, (O) Ebu'd-Derda'-dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurmuş: "Kim bin ayet okursa, ona bir kıntâr sevab yazılır! Bu (kıntârın) bir kıratı, büyük tepe gibidir!"

٣١- باب مَنْ قَرَأَ أَلْفَ آيَةٍ

٣٥٢٥ - أَخْبَرَنَا الْحَكَمُ بْنُ نَافِعٍ أَخْبَرَنَا حَرِيزٌ عَنْ حَبِيبِ بْنِ عُبَيْدٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا أُمَامَةَ يَقُولُ : مَنْ قَرَأَ أَلْفَ آيَةٍ كُتِبَ لَهُ قِنْطَارٌ مِنَ الأَجْرِ ، وَالْقِيرَاطُ مِنْ ذَلِكَ الْقِنْطَارِ لاَ يَفِى بِهِ دُنْيَاكُمْ. يَقُولُ : لاَ تَعْدِلُهُ دُنْيَاكُمْ.

٣٥٢٦ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بِسْطَامَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ الْحَارِثِ عَنِ الْقَاسِمِ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ تَمِيمٍ الدَّارِىِّ وَفَضَالَةَ بْنِ عُبَيْدٍ قَالاَ : مَنْ قَرَأَ أَلْفَ آيَةٍ فِى لَيْلَةٍ كُتِبَ لَهُ قِنْطَارٌ ، وَالْقِيرَاطُ مِنَ الْقِنْطَارِ خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا ، وَاكْتَنَزَ مِنَ الأَجْرِ مَا شَاءَ اللَّهُ.

٣٥٢٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْقَاسِمِ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُبَيْدَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ يُحَنَّسَ مَوْلَى الزُّبَيْرِ عَنْ سَالِمٍ أَخِى أُمِّ الدَّرْدَاءِ عَنْ أُمِّ الدَّرْدَاءِ عَنْ أَبِى الدَّرْدَاءِ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( مَنْ قَرَأَ أَلْفَ آيَةٍ إِلَى خَمْسِمِائَةٍ كُتِبَ لَهُ قِنْطَارٌ مِنَ الأَجْرِ ، الْقِيرَاطُ مِنْهُ مِثْلُ التَّلِّ الْعَظِيمِ ).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget