Kenzin Ne Olduğu ve Zînet Eşyasının Zekâtı
4. Kenzin Ne Olduğu ve Zînet Eşyasının Zekâtı
1565- Amr b. Şu'ayb'ın babası vasıtasıyla dedesinden rivâyet ettiğine göre bir kadın, kızı ile beraber Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a geldi. Kızının kolunda kalın iki tane altın bilezik vardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kadına:
" Bunun zekâtını veriyor musun?" buyurdu. Kadın:
Hayır, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Kıyamet gününde Allah'ın onların yerine sana ateşten iki bilezik takdırması hoşuna gider mi?" deyince, kadın hemen onları çıkarıp Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e uzattı ve şöyle dedi:
İkisi de aziz ve celil olan Allah'a ve Resulüne (ait)'dir.
Nesâî, zekât 19; Tirmizî, zekât 12; Ahmed b. Hanbel, 11-178, 204, 208; VI-452, 453, 455, 461.
1566- Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: Altından işlenmiş bir ziynet takınmıştım da:
Ya Resûlallah! Bu, kenz midir? diye sordum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Bir şey zekâtı verilecek miktara ulaşır, zekâtı da verilirse, kenz değildir," buyurdu.
Dârekutnî, Sünen, II, 105; Beyhâkf es-Sünenü’l-kübrâ, IV, 140; Hâkim, el-Müstedrek, I, 390.
1567- Abdullah b. Şeddâd b. el-Hâdî'den rivâyet edildiğine göre o, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hanımı Âişe'nin huzuruna girdik. Âişe dedi ki:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi. Eller (parmaklar)imde büyük gümüş yüzükler gördü de:
" Bu nedir? ya Âişe!" dedi. Ben de:
Onları senin için süsleneyim diye yaptım, Ya Resûlallah! dedim.
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Onların zekâtını veriyor musun?" diye sordu. Ben de:
Hayır (dadim) veya Allah'ın dilediği bir şey söyledim. O da:
" O ateş(e girmen) için sana yeter" , buyurdu.
Hakim, el-Müstedrek, I, 390.
1568- Ömer b. Ya'lâ bu hadisi yüzük hadisi gibi anlatmıştır. Süfyân'a:
Onun zekâtını o (kadın) nasıl verir? denildi. O da:
Onu başkasına ekler, dedi.
Ahmed b. Hanbel, IV-171.
٤ - باب الْكَنْزِ مَا هُوَ وَزَكَاةِ الْحُلِيِّ
١٥٦٥ - حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ، وَحُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ، - الْمَعْنَى - أَنَّ خَالِدَ بْنَ الْحَارِثِ، حَدَّثَهُمْ حَدَّثَنَا حُسَيْنٌ، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، أَنَّ امْرَأَةً، أَتَتْ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَمَعَهَا ابْنَةٌ لَهَا وَفِي يَدِ ابْنَتِهَا مَسَكَتَانِ غَلِيظَتَانِ مِنْ ذَهَبٍ فَقَالَ لَهَا ( أَتُعْطِينَ زَكَاةَ هَذَا ) . قَالَتْ لاَ . قَالَ ( أَيَسُرُّكِ أَنْ يُسَوِّرَكِ اللَّهُ بِهِمَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ سِوَارَيْنِ مِنْ نَارٍ ) . قَالَ فَخَلَعَتْهُمَا فَأَلْقَتْهُمَا إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَقَالَتْ هُمَا لِلَّهِ عَزَّ وَجَلَّ وَلِرَسُولِهِ .
١٥٦٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى، حَدَّثَنَا عَتَّابٌ، - يَعْنِي ابْنَ بَشِيرٍ - عَنْ ثَابِتِ بْنِ عَجْلاَنَ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ، قَالَتْ كُنْتُ أَلْبَسُ أَوْضَاحًا مِنْ ذَهَبٍ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَكَنْزٌ هُوَ فَقَالَ ( مَا بَلَغَ أَنْ تُؤَدَّى زَكَاتُهُ فَزُكِّيَ فَلَيْسَ بِكَنْزٍ ) .
١٥٦٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِدْرِيسَ الرَّازِيُّ، حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ الرَّبِيعِ بْنِ طَارِقٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي جَعْفَرٍ، أَنَّ مُحَمَّدَ بْنَ عَمْرِو بْنِ عَطَاءٍ، أَخْبَرَهُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ شَدَّادِ بْنِ الْهَادِ، أَنَّهُ قَالَ دَخَلْنَا عَلَى عَائِشَةَ زَوْجِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَتْ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَرَأَى فِي يَدِي فَتَخَاتٍ مِنْ وَرِقٍ فَقَالَ ( مَا هَذَا يَا عَائِشَةُ ) . فَقُلْتُ صَنَعْتُهُنَّ أَتَزَيَّنُ لَكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ ( أَتُؤَدِّينَ زَكَاتَهُنَّ ) . قُلْتُ لاَ أَوْ مَا شَاءَ اللَّهُ . قَالَ ( هُوَ حَسْبُكِ مِنَ النَّارِ ) .
١٥٦٨ - حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ صَالِحٍ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ عُمَرَ بْنِ يَعْلَى، فَذَكَرَ الْحَدِيثَ نَحْوَ حَدِيثِ الْخَاتَمِ . قِيلَ لِسُفْيَانَ كَيْفَ تُزَكِّيهِ قَالَ تَضُمُّهُ إِلَى غَيْرِهِ .