Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 74. Hayızlı Kadının Mekke'ye Girişi

1229. Mü'minlerin annesi Hazret-i Aişe'den: Veda haccı için Hazret-i Peygamber'le birlikte yola çıkmıştık. Sonradan haccımızı umreye çevirdik. Bihalare Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Kimin yanında kurbanlığı varsa, hacla umre için ihrama beraber girsin. Sonra her ikisi için de ihramdan çıkmadıkça ihramlı hali devam eder.»

Ben Mekke'ye hayızlı geldim. Onun için ne Beytullah'ı tavaf ettim, ne de Safa ile Merve arasında sa'y ettim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a durumdan şikâyette bulundum. Bana şöyle dedi: «Saçlarını çöz, tara, umreyi bırak hac için ihrama gir» Buyurduğu gibi yaptım. Haccımızı ifa edince, Hazret-i Peygamber beni Abdurrahman b. Ebî Bekr es-Sıddık'la Ten'ım'a gönderdi. Orada umreye girdim. Abdurrahman bana: «İşte umreye gireceğin yer!» dedi.

Umre için ihrama girenler Beyt'i tavaf ettiler. Safa ile Merve arasında da sa'y ettikten sonra ihramdan çıktılar. Daha sonra Mina'dan döndükleri zaman, bir de hac için tavaf yaptılar. Sadece hac için ihrama girenler veya hacla umre ihramına birlikte girenler ise, tek bir tavaf yaptılar.

1230. Urve b. Zübeyr tarikiyle gelen buna benzer bir Rivâyet daha vardır. Buhârî, Hacc, 25/31; Müslim, Hacc, 15/111.

1231. Hazret-i Aişe'den: Mekke'ye geldiğimde hayızh idim. Onun için ne tavaf ne de sa'y ettim. Durumdan Hazret-i Peygamber'e şikâyette bulundum. Bana: «Temizleninceye kadar tavaf ve sa'yın Buhârî, Hacc, 25/81. dışında hacı adaylarının yaptıkları her şeyi yap.» buyurdu.

1232. İmâm-ı Mâlik şöyle demiştir: Umre için ihrama girip sonra da Mekke'de hac zamanını bekleyen hayızh bir kadın Beyt'i tavaf edemez. Şayet haccı kaçıracağından korkarsa hac için ihrama girer, fakat bir kurban keser. Böyle yapan, hacı kıran yapan kimse gibi olur, onun için tek bir tavaf yapar.

Hayızlı kadın şayet tavaf yapmış, namazını kılmışsa sa'yini yapar, Arafat ve Müzdelife'de vakfesini yapar, cemreleri de taşlar, ancak hayızdan temizleninceye kadar ziyaret tavafını yapamaz.

٧٤ - باب دُخُولِ الْحَائِضِ مَكَّةَ

١٢٢٩ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ، عَنْ أَبِيهِ, عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ، أَنَّهَا قَالَتْ : خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم عَامَ حَجَّةِ الْوَدَاعِ، فَأَهْلَلْنَا بِعُمْرَةٍ، ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم : ( مَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْيٌ فَلْيُهْلِلْ بِالْحَجِّ مَعَ الْعُمْرَةِ، ثُمَّ لاَ يَحِلُّ حَتَّى يَحِلَّ مِنْهُمَا جَمِيعاً ). قَالَتْ : فَقَدِمْتُ مَكَّةَ وَأَنَا حَائِضٌ، فَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ، وَلاَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ، فَشَكَوْتُ ذَلِكَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم فَقَالَ : ( انْقُضِي رَأْسَكِ وَامْتَشِطِي، وَأَهِلِّي بِالْحَجِّ وَدَعِي الْعُمْرَةَ ). قَالَتْ : فَفَعَلْتُ، فَلَمَّا قَضَيْنَا الْحَجَّ، أَرْسَلَنِي رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أبِي بَكْرٍ الصِّدِّيقِ إِلَى التَّنْعِيمِ، فَاعْتَمَرْتُ فَقَالَ : ( هَذَا مَكَانُ عُمْرَتِكِ ). فَطَافَ الَّذِينَ أَهَلُّوا بِالْعُمْرَةِ بِالْبَيْتِ، وَبَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ، ثُمَّ حَلُّوا مِنْهَا، ثُمَّ طَافُوا طَوَافاً آخَرَ، بَعْدَ أَنْ رَجَعُوا مِنْ مِنًى لِحَجِّهِمْ، وَأَمَّا الَّذِينَ كَانُوا أَهَلُّوا بِالْحَجِّ، أَوْ جَمَعُوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ,  فَإِنَّمَا طَافُوا طَوَافاً وَاحِداً(٧٢٧).

١٢٣٠ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ، عَنْ عَائِشَةَ بِمِثْلِ ذَلِكَ(٧٢٨).

١٢٣١ - حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ : أَنَّهَا قَالَتْ : قَدِمْتُ مَكَّةَ وَأَنَا حَائِضٌ، فَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ، وَلاَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ، فَشَكَوْتُ ذَلِكَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم فَقَالَ : ( افْعَلِي مَا يَفْعَلُ الْحَاجُّ، غَيْرَ أَنْ لاَ تَطُوفِي بِالْبَيْتِ، وَلاَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ، حَتَّى تَطْهُرِي )(٧٢٩).

١٢٣٢ - قَالَ مَالِكٌ فِي الْمَرْأَةِ الَّتِى تُهِلُّ بِالْعُمْرَةِ، ثُمَّ تَدْخُلُ مَكَّةَ مُوَافِيَةً لِلْحَجِّ وَهِيَ حَائِضٌ، لاَ تَسْتَطِيعُ الطَّوَافَ بِالْبَيْتِ : إِنَّهَا إِذَا خَشِيَتِ الْفَوَاتَ أَهَلَّتْ بِالْحَجِّ وَأَهْدَتْ، وَكَانَتْ مِثْلَ مَنْ قَرَنَ الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ، وَأَجْزَأَ عَنْهَا طَوَافٌ وَاحِدٌ، وَالْمَرْأَةُ الْحَائِضُ إِذَا كَانَتْ قَدْ طَافَتْ بِالْبَيْتِ، وَصَلَّتْ قَبْلَ أنْ تَحِيضَ، فَإِنَّهَا تَسْعَى بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ، وَتَقِفُ بِعَرَفَةَ وَالْمُزْدَلِفَةِ، وَتَرْمِى الْجِمَارَ، غَيْرَ أَنَّهَا لاَ تُفِيضُ حَتَّى تَطْهُرَ مِنْ حَيْضَتِهَا.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 73. Hacdan Dönüş

1227. Abdullah b. Ömer anlatıyor: Ömer b. Hattab, Arafat'ta cemaata bir hutbe okuyarak onlara hac ibadetinin nasıl yapılacağını anlattı. Anlattıkları arasında şunları da söyledi: Mina'ya varıp Cemreleri taşladıktan sonra kadınlarla cinsi münasebet ve koku sürünmenin dışında daha önce size haram olanlar helâl olur. Onun için Beytullah'ı tavaf etmedikçe, hiç kimse ne hanımı ile münasebette bulunsun, ne de koku sürünsün.

1228. Abdullah b. Ömer'den: Ömer b. Hattab şöyle dedi: Cemreleri taşlayıp tıraş olan veya saçlarını kısaltan ve eğer yanında ise kurbanını kesen kimseye hanımı ile cinsi münasebette bulunmanın ve koku sürünmenin dışında her şey helâl olur. Ancak Beytullah'ı tavaf etmedikçe hanımına yaklaşamaz ve güzel koku kullanamaz.

٧٣ - باب الإِفْاضَةِ

١٢٢٧ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ خَطَبَ النَّاسَ بِعَرَفَةَ، وَعَلَّمَهُمْ أَمْرَ الْحَجِّ، وَقَالَ لَهُمْ فِيمَا قَالَ : إِذَا جِئْتُمْ مِنًى، فَمَنْ رَمَى الْجَمْرَةَ فَقَدْ حَلَّ لَهُ مَا حَرُمَ عَلَى الْحَاجِّ، إِلاَّ النِّسَاءَ وَالطِّيبَ، لاَ يَمَسَّ أَحَدٌ نِسَاءً وَلاَ طِيباً، حَتَّى يَطُوفَ بِالْبَيْتِ.

١٢٢٨ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَالَ : مَنْ رَمَى الْجَمْرَةَ، ثُمَّ حَلَقَ أَوْ قَصَّرَ وَنَحَرَ هَدْياً، إِنْ كَانَ مَعَهُ، فَقَدْ حَلَّ لَهُ مَا حَرُمَ عَلَيْهِ، إِلاَّ النِّسَاءَ وَالطِّيبَ، حَتَّى يَطُوفَ بِالْبَيْتِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 72. Cemreleri Taşlama Hususundaki Ruhsatlar

1222. Ebülbeddah, babası Asım b. Adiy'den naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) deve çobanlarının Mina'dan çıkarak gecelemelerine müsaade etti. Onlar, bayramın birinci günü cemreleri taşladıktan sonra ikinci günü, üçüncü günü atacakları taşlan da attılar, sonra da dönüş gününün taşlarını attılar. Ebu Davud, Menâsik (Hacc), 11/77; Tirmizî, Hacc, 7/108; Nesaî, Hacc, 24/225; İbn Mace, Menâsik (Hacc), 25/67. Ayrıca bkz. Şeybanî, 495

1223. Yahya b. Saîd, Ata b. Ebî Rebah'ın «ashap zamanında...» diye bahsederek çobanlara cemreleri gece taşlamalarına müsaade edildiğinden söz ettiğini işitti.

1224. Cemreleri taşlama hususunda çobanlara Hazret-i Peygamber tarafından verilen ruhsatla ilgili olarak İmâm-ı Mâlik şöyle der:

Allah bilir, ama bizim anladığımıza göre çobanlar bayramın birinci günü cemreleri taşladılar, ikinci günü taş atmaya gitmeyip üçüncü günü, önce ikinci günü atmadıkları yerine sonra da üçüncü gün için taşlarını atıp döndüler. Çünkü hiç kimse bir şey kendisine farz olmadan onun kazasını yapmaz. Bir şey farz olup zamanı geçtikten sonra kaza edilir. Bu şekilde cemre taşlamalarına ruhsat verilen çobanlar, işleri bittikten sonra gitmeleri gerekiyorsa gidebilirler. Şayet sonuna kadar kalmak istiyorlarsa, diğer müslümanlarla beraber taşlarını atar, son gün onlarla beraber dönerler.

1225. Ebû Bekr, babası Nafî'den naklediyor: Ebû Ubeyd'in kızı Safiye'nin kardeşinin kızı Müzdelife'de iken doğum yaptı. Safiye ile birlikte cemaetten ayrılarak bayram günü güneş battıktan sonra Mina'ya kadar geldiler. Abdullah b. Ömer bunların oraya geldikleri zaman cemreleri taşlamalarını emretti ve bundan dolayı da onların ceza olarak birşey yapmalarını söylemedi.

1226. İmâm-ı Mâlik'e: «Mina'da bazı günler akşama kadar cemreleri taşlamayı unutan kimselerin durumu» soruldu. Şu cevabı verdi: «Gece gündüz hangi saatte hatırlarsa derhal gidip taşlarını atsın. Tıpkı kılmayı unuttuğu bir namazı gece ve gündüz ne zaman hatırlarsa kılması gerektiği gibi. Şayet bu kimse Mekke'ye döndükten sonra veya Mekke'den ayrıldıktan sonra bunu hatırlarsa Kabe'ye bir kurban göndermesi gerekir.»

٧٢ - باب الرُّخْصَةِ فِي رَمْي الْجِمَارِ

١٢٢٢ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أبِي بَكْرِ بْنِ حَزْمٍ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ أَبَا الْبَدَّاحِ بْنَ عَاصِمِ بْنِ عَدِىٍّ أَخْبَرَهُ، عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم أَرْخَصَ لِرِعَاءِ الإِبِلِ فِي الْبَيْتُوتَةِ خَارِجِينَ عَنْ مِنًى، يَرْمُونَ يَوْمَ النَّحْرِ، ثُمَّ يَرْمُونَ الْغَدَ، وَمِنْ بَعْدِ الْغَدِ لِيَوْمَيْنِ، ثُمَّ يَرْمُونَ يَوْمَ النَّفْرِ(٧٢٤).

١٢٢٣ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ أبِي رَبَاحٍ, أَنَّهُ سَمِعَهُ يَذْكُرُ : أَنَّهُ أُرْخِصَ لِلرِّعَاءِ أَنْ يَرْمُوا بِاللَّيْلِ، يَقُولُ فِي الزَّمَانِ الأَوَّلِ(٧٢٥).

١٢٢٤ - قَالَ مَالِكٌ : تَفْسِيرُ الْحَدِيثِ، الَّذِي أَرْخَصَ فِيهِ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم لِرِعَاءِ الإِبِلِ، فِي تَأْخِيرِ رَمْىِ الْجِمَارِ فِيمَا نُرَى وَاللَّهُ أَعْلَمُ : أَنَّهُمْ يَرْمُونَ يَوْمَ النَّحْرِ, فَإِذَا مَضَى الْيَوْمُ الَّذِي يَلِي يَوْمَ النَّحْرِ رَمَوْا مِنَ الْغَدِ، وَذَلِكَ يَوْمُ النَّفْرِ الأَوَّلِ, فَيَرْمُونَ لِلْيَوْمِ الَّذِي مَضَى، ثُمَّ يَرْمُونَ لِيَوْمِهِمْ ذَلِكَ، لأَنَّهُ لاَ يَقْضِي أَحَدٌ شَيْئاً حَتَّى يَجِبَ عَلَيْهِ، فَإِذَا وَجَبَ عَلَيْهِ وَمَضَى، كَانَ الْقَضَاءُ بَعْدَ ذَلِكَ، فَإِنْ بَدَا لَهُمُ النَّفْرُ فَقَدْ فَرَغُوا، وَإِنْ أَقَامُوا إِلَى الْغَدِ، رَمَوْا مَعَ النَّاسِ يَوْمَ النَّفْرِ الآخِرِ وَنَفَرُوا.

١٢٢٥ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي بَكْرِ بْنِ نَافِعٍ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ ابْنَةَ أَخٍ لِصَفِيَّةَ بِنْتِ أبِي عُبَيْدٍ نُفِسَتْ بِالْمُزْدَلِفَةِ، فَتَخَلَّفَتْ هِيَ وَصَفِيَّةُ حَتَّى أَتَتَا مِنًى، بَعْدَ أَنْ غَرَبَتِ الشَّمْسُ مِنْ يَوْمِ النَّحْرِ، فَأَمَرَهُمَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ أَنْ تَرْمِيَا الْجَمْرَةَ حِينَ أَتَتَا, وَلَمْ يَرَ عَلَيْهِمَا شَيْئاً(٧٢٦).

١٢٢٦ - قَالَ يَحْيَى : سُئِلَ مَالِكٌ عَمَّنْ نَسِيَ جَمْرَةً مِنَ الْجِمَارِ فِي بَعْضِ أَيَّامِ مِنًى حَتَّى يُمْسِيَ قَالَ : لِيَرْمِ أَيَّ سَاعَةٍ ذَكَرَ مِنْ لَيْلٍ أَوْ نَهَارٍ، كَمَا يُصَلِّي الصَّلاَةَ إِذَا نَسِيَهَا، ثُمَّ ذَكَرَهَا لَيْلاً أَوْ نَهَاراً، فَإِنْ كَانَ ذَلِكَ بَعْدَ مَا صَدَرَ وَهُوَ بِمَكَّةَ، أَوْ بَعْدَ مَا يَخْرُجُ مِنْهَا فَعَلَيْهِ الْهَدْيُ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget