Bey'at Hakkındaki Rivâyetler
1. Bey'at Hakkındaki Rivâyetler
2834. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (Emir ve yasaklarını) duyduğumuza ve (Allah'a, Resulüne ve ulul-emre) itaat edeceğimize dair bey'at ettiğimizde bize:
« Gücünüzün yettiği hususlarda!» diye buyurdu. Buhari, Ahkam, 93/43; Müslim, İmaret, 33/22, no:90.
2835. Rukayka'nın kızı Ümeyme (radıyallahü anh) der ki:
İslam üzere Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a bey'at eden kadınlar arasında ben de geldim. Onlar şöyle dediler:
« Ya Resûlallah, Allah'a hiç bir ortak koşmayacağımıza, hırsızlık yapmayacağımıza, zina etmeyeceğimize, çocuklarımızı öldürmeyeceğimize, kendi tarafımızdan yapılmış bir iftirada bulunmayacağımıza, iyiliklerde sana karşı gelmeyeceğimize dair sana söz veriyoruz.» Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Gücünüzün yettiği hususlarda!» buyurdu. (1) Buhârî, Ahkâm, 93/43; Müslim, İmaret, 33/22, no:90.
Onlar:
« Allah ve Resulü bize, bizden daha merhametlidir. Ya Resûlallah, gel sana bey'at edelim» dediklerinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Ben kadınlarla tokalaşmam, benim yüz kadına söylediğim söz, bir kadına söylediğim söz gibidir.» buyurdu. Tirmizî, Siyer, 19/37; Nesaî, Bey'at, 19/18.
2836. Abdullah b. Dinar şöyle Rivâyet eder: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) Abdülmelik b. Mervan'a bey'at ettiğini bildiren mektubunda şöyle yazdı:
« Rahman ve rahim olan Allah'ın ismiyle! İmdi, Allah'ın kulu, mü'minlerin emiri Abdülmelik'e:
Sana selâm olsun. Ben senin için kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a hamd ederim. Allah ve Resulünün emirleri üzerine gücüm yettiği kadar seni dinleyip itaat edeceğime söz veriyorum.»
١ - باب مَا جَاءَ فِي الْبَيْعَةِ
٢٨٣٤ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ قَالَ : كُنَّا إِذَا بَايَعْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَلَى السَّمْعِ وَالطَّاعَةِ، يَقُولُ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( فِيمَا اسْتَطَعْتُمْ )(٦١٧).
٢٨٣٥ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ، عَنْ أُمَيْمَةَ بِنْتِ رُقَيْقَةَ، أَنَّهَا قَالَتْ : أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي نِسْوَةٍ بَايَعْنَهُ عَلَى الإِسْلاَمِ، فَقُلْنَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ نُبَايِعُكَ عَلَى أَنْ لاَ نُشْرِكَ بِاللَّهِ شَيْئاً، وَلاَ نَسْرِقَ، وَلاَ نَزْنِيَ، وَلاَ نَقْتُلَ أَوْلاَدَنَا، وَلاَ نَأْتِيَ بِبُهْتَانٍ نَفْتَرِيهِ بَيْنَ أَيْدِينَا وَأَرْجُلِنَا، وَلاَ نَعْصِيَكَ فِي مَعْرُوفٍ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( فِيمَا اسْتَطَعْتُنَّ وَأَطَقْتُنَّ ). قَالَتْ : فَقُلْنَ : اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَرْحَمُ بِنَا مِنْ أَنْفُسِنَا، هَلُمَّ نُبَايِعْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( إنِّي لاَ أُصَافِحُ النِّسَاءَ، إِنَّمَا قَوْلِي لِمِئَةِ امْرَأَةٍ، كَقَوْلِي لاِمْرَأَةٍ وَاحِدَةٍ، أَوْ مِثْلِ قَوْلِي لاِمْرَأَةٍ وَاحِدَةٍ )(٦١٨).
٢٨٣٦ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَتَبَ إِلَى عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ مَرْوَانَ يُبَايِعُهُ، فَكَتَبَ إِلَيْهِ : بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ. أَمَّا بَعْدُ، لِعَبْدِ اللَّهِ عَبْدِ الْمَلِكِ أَمِيرِ الْمُؤْمِنِينَ، سَلاَمٌ عَلَيْكَ، فَإِنِّى أَحْمَدُ إِلَيْكَ اللَّهَ الَّذِي لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ، وَأُقِرُّ لَكَ بِالسَّمْعِ وَالطَّاعَةِ، عَلَى سُنَّةِ اللَّهِ وَسُنَّةِ رَسُولِهِ، فِيمَا اسْتَطَعْتُ(٦١٩).