Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4. Bâb—Yeterli Olan Kurbanlar

2005. Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Hişam, Yahya'dan, (O) Ba'ce el-Cuheni'den, (O da) Ukbe b. Amir el-Cuheni'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurbanları Ashabı arasında dağıtmıştı da, bana bir "ceze" isabet etmişti. O zaman ben, "ya Resûlüllah! Gerçekten durum şu ki, bana bir "ceze" düştü, (onu ne yapayım?)" demiştim. (Hazret-i Peygamber) de; "Onu kurban kes" buyurmuştu.

2006. Bize Ebul-Velid haber verip (dedi ki), bize el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yezid b. Ebi Habib, Ebu'l-Hayr'dan, (O da) Ukbe b. Amir'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana, Ashabına dağıtmam için bir miktar davar vermiş, ben de onları dağıtmıştım. Onlardan bir "atûd" ise geriye kalmış, (artmıştı). Ben de bunu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) söylemiştim. (Resûlüllah) da; "Onu kurban kes" buyurmuştu. Ebu Muhammed (ed-Dârimî); "Atûd, ceze olan keçidir" dedi.

٤- باب مَا يُجْزِئُ مِنَ الضَّحَايَا

٢٠٠٥ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ يَحْيَى عَنْ بَعْجَةَ الْجُهَنِىِّ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ الْجُهَنِىِّ قَالَ : قَسَمَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- ضَحَايَا بَيْنَ أَصْحَابِهِ فَأَصَابَنِى جَذَعٌ فَقُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّهَا صَارَتْ لِى جَذَعَةٌ. فَقَالَ :( ضَحِّ بِهَا ).

٢٠٠٦ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ حَدَّثَنِى يَزِيدُ بْنُ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ أَبِى الْخَيْرِ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ قَالَ : أَعْطَانِى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- غَنَماً أُقَسِّمُهَا عَلَى أَصْحَابِهِ فَقَسَمْتُهَا وَبَقِىَ مِنْهَا عَتُودٌ ، فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَ :( ضَحِّ بِهِ ). قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : الْعَتُودُ الْجَذَعُ مِنَ الْمَعْزِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 3. Bâb—Kurbanlarda Caiz Olmayan Şeyler

2001. Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Amr ibnu'l-Haris'ten, (O) Ubeyd b. Feyruz'dan, (O da) el-Bera' b. Azib'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), kaçınılacak kurbanlıklar sorulmuş, O da şöyle buyurmuştu: "Körlüğü açıkça belli olan tek gözü kör (kurbanlık); topallığı açıkça belli olan topal (kurbanlık); hastalığı açıkça belli olan hasta (kurbanlık); (zayıflıktan dolayı) kemiklerinde ilik kalmamış olan zayıf (kurbanlık)."

2002. Bize Saîd b. Amir, Şu'be'den, (O) Süleyman b. Abdirrahman'dan, (O da) Ubeyd b. Feyruz'dan naklen şöyle rivâyet etti: El-Bera'ya, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) (kesilmelerini) menettiği kurbanlıkları sordum da O, şöyle cevap verdi: "Dört (çeşit kurbanlık, kurban olarak) yeterli olmaz. Körlüğü açıkça belli olan tek gözü kör (kurbanlık); topallığı açıkça belli olan topal (kurbanlık); hastalığı belli olan hasta (kurbanlık); zayıflıktan (dolayı) kemiklerinde ilik kalmamış olan zayıf -veya ayağı kırık-(kurbanlık)." (Ubeyd) sözüne şöyle devam etmiştir: (Sonra el-Bera'ya dedim ki; "peki, ben (kurbanlık hayvanın) dişlerinde bir eksikliğin, kulaklarında bir noksanlığın, boynuzlarında bir nokanlığın olmasından hoşlanmıyorum, (buna ne dersiniz?)" O şöyle cevap verdi: "Öyleyse hoşlanmadığını bırak, fakat onu hiçkimseye haram kılma!"

2003. Bize Ebu'l-Velid haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Seleme b. Küheyl'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Huceyye b. Adiyy'i, şöyle derken işittim: Ali'ye, bir adamın; "ey mü'minlerin emiri! Sığır (kaç kişi adına kurban edilebilir?)" diye bir mesele hakkında sorduğunda, işitmiştim ki, (bu soruya) O; "(Sığır) yedi kişi adına (kurban edilebilir)" cevabını vermişti. (O zaman ben de); "boynuzu (kırık olan bir hayvanın kurban edilmesine ne dersiniz?)" diye sormuştum. "Zarar vermez" cevabını vermişti. "(Ya) topal (hayvanlar kurban edilebilir mi?)" demiştim. "Kurban kesme yerine ulaşabilirse, (kurban edilebilir)" karşılığını vermiş, sonra sözüne şöyle devam etmişti: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize, (kurbanın) gözlerine ve kulaklarına dikkat etmemizi emretmişti."

2004. Bize Ubeydullah b. Mûsa, İsrail'den, (O) Ebu İshak'tan, (O) Şureyh ibnu'n-Nu'man el-Abidi'den, (O da) Hazret-i Ali'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize (kurbanın) gözlerine ve kulaklarına dikat etmemizi ve ne "mukabele", ne "mudabere", ne "harka", ne de "şerka" (olan hayvanları) kurban etmememizi emretmişti. "Mukabele", kulağının (ön) tarafı kesilen (ve kesik parçası ön tarafında asılı bırakılan hayvan); "mudabere", kulağının (arka) tarafından (bir parça) kesilen (ve bu kesik parçası arka tarafında asılı bırakılan hayvan); "harka", (kulağı) delinmiş (hayvan), "şerka" ise, (kulağı uzunluğuna) yarılmış (hayvandır).

٣- باب مَا لاَ يَجُوزُ فِى الأَضَاحِىِّ

٢٠٠١ - أَخْبَرَنَا خَالِدُ بْنُ مَخْلَدٍ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ فَيْرُوزَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ : سُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- : مَا يُتَّقَى مِنَ الضَّحَايَا؟ قَالَ :( الْعَوْرَاءُ الْبَيِّنُ عَوَرُهَا ، وَالْعَرْجَاءُ الْبَيِّنُ ظَلْعُهَا ، وَالْمَرِيضَةُ الْبَيِّنُ مَرَضُهَا ، وَالْعَجْفَاءُ الَّتِى لاَ تُنْقِى ).

٢٠٠٢ - أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ فَيْرُوزَ قَالَ : سَأَلْتُ الْبَرَاءَ عَمَّا نَهَى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- مِنَ الأَضَاحِىِّ ، فَقَالَ : أَرْبَعٌ لاَ يُجْزِئْنَ : الْعَوْرَاءُ الْبَيِّنُ عَوَرُهَا ، وَالْعَرْجَاءُ الْبَيِّنُ ظَلْعُهَا ، وَالْمَرِيضَةُ الْبَيِّنُ مَرَضُهَا ، وَالْكَسِيرُ الَّتِى لاَ تُنْقِى. قَالَ قُلْتُ لِلْبَرَاءِ : فَإِنِّى أَكْرَهُ أَنْ يَكُونَ فِى السِّنِّ نَقْصٌ وَفِى الأُذُنِ نَقْصٌ وَفِى الْقَرْنِ نَقْصٌ. قَالَ : فَمَا كَرِهْتَ فَدَعْهُ وَلاَ تُحَرِّمْهُ عَلَى أَحَدٍ.

٢٠٠٣ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ كُهَيْلٍ قَالَ سَمِعْتُ حُجَيَّةَ بْنَ عَدِىٍّ قَالَ سَمِعْتُ عَلِيًّا وَسَأَلَهُ رَجُلٌ فَقَالَ : يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ الْبَقَرَةُ؟ قَالَ : عَنْ سَبْعَةٍ. قُلْتُ : الْقَرْنُ. قَالَ : لاَ يَضُرُّكَ. قَالَ قُلْتُ : الْعَرَجُ؟ قَالَ : إِذَا بَلَغَتِ الْمَنْسَكَ. ثُمَّ قَالَ : أَمَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنْ نَسْتَشْرِفَ الْعَيْنَ وَالأُذُنَ.

٢٠٠٤ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ شُرَيْحِ بْنِ النُّعْمَانِ الصَّائِدِىِّ عَنْ عَلِىٍّ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : أَمَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنْ نَسْتَشْرِفَ الْعَيْنَ وَالأُذُنَ وَأَنْ لاَ نُضَحِّىَ بِمُقَابَلَةٍ وَلاَ مُدَابَرَةٍ وَلاَ خَرْقَاءَ وَلاَ شَرْقَاءَ ، فَالْمُقَابَلَةُ مَا قُطِعَ طَرَفُ أُذُنِهَا ، وَالْمُدَابَرَةُ مَا قُطِعَ مِنْ جَانِبِ الأُذُنِ ، وَالْخَرْقَاءُ الْمَثْقُوبَةُ ، وَالشَّرْقَاءُ الْمَشْقُوقَةُ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 2. Bab—Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve selem), Kurbanın Vacip Olmadığına Delil Gösterilen Hadisleri

1999. Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Halid -yani İbn Yezid- rivâyet edip (dedi ki), bana Saîd -yani ibn Ebi Hilâl-, Âmr b. Müslim'den rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana İbnu'l-Müseyyeb haber verdi ki, Hazret-i Ümmü Seleme, Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) kendisine haber vermiş ki, (Resûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Kim kurban kesmek isterse, Zilhicce ayının ilk on gününde ne tırnaklarını kessin, ne de saçlarından-kıllarından birşey tıraş etsin!"

2000. Bize Muhammed b. Ahmed haber verip (dedi ki), bize Süfyan rivâyet edip (dedi ki), bana Abdurrahman b. Humeyd, Saîd ibnu'l-Müseyyeb'den, (O) Hazret-i Ümmü Seleme'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "(Zilhicce ayının ilk) on günü girdiği ve biriniz kurban kesmek istediği zaman, ne saçlarından-kıllarından, ne de tırnaklarından hiçbir şeye dokunmasın!"

٢- باب مَا يُسْتَدَلُّ مِنْ حَدِيثِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنَّ الأُضْحِيَّةَ لَيْسَ بِوَاجِبٍ

١٩٩٩ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ حَدَّثَنِى خَالِدٌ - يَعْنِى ابْنَ يَزِيدَ - حَدَّثَنِى سَعِيدٌ - يَعْنِى ابْنَ أَبِى هِلاَلٍ - عَنْ عَمْرِو بْنِ مُسْلِمٍ قَالَ أَخْبَرَنِى ابْنُ الْمُسَيَّبِ أَنَّ أُمَّ سَلَمَةَ أَخْبَرَتْهُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنَّهُ قَالَ :( مَنْ أَرَادَ أَنْ يُضَحِّىَ فَلاَ يُقَلِّمْ أَظْفَارَهُ وَلاَ يَحْلِقْ شَيْئاً مِنْ شَعْرِهِ فِى الْعَشْرِ الأُوَلِ مِنْ ذِى الْحِجَّةِ ).

٢٠٠٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ حُمَيْدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( إِذَا دَخَلَتِ الْعَشْرُ وَأَرَادَ أَحَدُكُمْ أَنْ يُضَحِّىَ فَلاَ يَمَسَّ مِنْ شَعْرِهِ وَلاَ أَظْفَارِهِ شَيْئاً ).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget