18. Hul'u (Menfaat Karşılığında Kocanın Karısını Boşaması)
2228- Sevbân'dan; demiştir ki:
" Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem;
" Zorunluluk olmadan boşanmaya kalkan bir kadına cennet kokusu haramdır" buyurdu"
İbn Mâce, talak 21; Tirmizî, talak 11; Dârimî, talak 6; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 316; Hakim, el-Müstedrek, II, 200.
2229- Habibe bint Sehl el-Ensâriyye'den rivâyet olunduğuna göre, kendisi Kays b. Şemmâs'ın nikâhlısı imiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah (namazın)a çıkınca onu alaca karanlıkta kapısının önünde bulmuş ve;
" Kimdir o" demiş, (Habibe de):
Ben Habîbe bint Sehl’im, karşılığını vermiş. (Resûl-i Ekrem);
" Neyin var?" diye sormuş. (Habibe de) kocası hakkında;
Sabit b. Kays ile ben(im evli kalmamıza imkân) yoktur, demiş. Sabit b. Kays gelince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona;
" Bu habibe bint Sehl’dir (senin hakkında) Allah'ın söylemesini istediği herşeyi söyledi," buyurmuş. Habibe;
Ey Allah'ın Rasûlü, (mehir olarak) verdiklerinin hepsi yanımdadır, (dilerse geri verebilirim) demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de, Sabit b. Kays’a;
" (mehir olarak verdiklerini) Ondan (geri) al" buyurmuş. Bunun üzerine Sabit (verdiklerini) ondan almış, Habibe de (kocasından ayrılarak) ailesinin yanında kalmış.
Nesâî, talak 34; İbn Mâce, talak 22; Muvatta, talak 31; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 312.
2230- Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edildiğine göre Habibe bint Sehl, Sabit b. Kays’ın nikâhı altında iken (sabit bir gün) onu dövmüş ve bir tarafını kırmış. Bunun üzerine (Habibe) sabahleyin onu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e şikâyet etmiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de Sabit'i çağırıp:
" Onun mehrinin bir kısmını alarak kendisini boşa" buyurmuş. Bunun üzerine (Sabit);
Bu caiz olur(mu?) Ya Resûlallah! diye sormuş (Resûl-i Ekrem);
" Evet" cevabım vermiş. (Sabit de);
Ben ona mehir olarak iki bahçe vermiştim ve şu anda bunlar onun elinde bulunuyor demiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem);
" Onları al da onu boşa" buyurmuş. O da (öyle) yapmıştır.
Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 315.
2231- İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunduğuna göre " Sabit b. Kays'ın karısı Sabit’den hulu' olmuş ve bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onun iddetini bir hayz (süresi) olarak tayin etmiştir.
Tirmizi, talak 10; Muvatta, talak 32-33; Hakim, el-Müstedrek, II, 206.
Ebû Dâvud dedi ki:
" Abdurrezzak da bu hadisi Ma'mer, Amr b. Müslim ve îkrime senediyle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den mürsel olarak rivâyet etmiştir.
2232- İbn Ömer (radıyallahü anh)'den; demiştir ki:
" Hulu yapılan bir kadının iddeti bir hayız süresidir."
Sadece Ebû Dâvud rivâyet etmiştir.
١٨ - باب فِي الْخُلْعِ
٢٢٢٨ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، عَنْ أَيُّوبَ، عَنْ أَبِي قِلاَبَةَ، عَنْ أَبِي أَسْمَاءَ، عَنْ ثَوْبَانَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أَيُّمَا امْرَأَةٍ سَأَلَتْ زَوْجَهَا طَلاَقًا فِي غَيْرِ مَا بَأْسٍ فَحَرَامٌ عَلَيْهَا رَائِحَةُ الْجَنَّةِ ) .
٢٢٢٩ - حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَعْدِ بْنِ زُرَارَةَ، أَنَّهَا أَخْبَرَتْهُ عَنْ حَبِيبَةَ بِنْتِ سَهْلٍ الأَنْصَارِيَّةِ، أَنَّهَا كَانَتْ تَحْتَ ثَابِتِ بْنِ قَيْسِ بْنِ شَمَّاسٍ وَأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم خَرَجَ إِلَى الصُّبْحِ فَوَجَدَ حَبِيبَةَ بِنْتَ سَهْلٍ عِنْدَ بَابِهِ فِي الْغَلَسِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( مَنْ هَذِهِ ) . فَقَالَتْ أَنَا حَبِيبَةُ بِنْتُ سَهْلٍ . قَالَ ( مَا شَأْنُكِ ) . قَالَتْ لاَ أَنَا وَلاَ ثَابِتُ بْنُ قَيْسٍ . لِزَوْجِهَا فَلَمَّا جَاءَ ثَابِتُ بْنُ قَيْسٍ قَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( هَذِهِ حَبِيبَةُ بِنْتُ سَهْلٍ ) . وَذَكَرَتْ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَذْكُرَ وَقَالَتْ حَبِيبَةُ يَا رَسُولَ اللَّهِ كُلُّ مَا أَعْطَانِي عِنْدِي . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لِثَابِتِ بْنِ قَيْسٍ ( خُذْ مِنْهَا ) . فَأَخَذَ مِنْهَا وَجَلَسَتْ هِيَ فِي أَهْلِهَا .
٢٢٣٠ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْمَرٍ، حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ عَمْرٍو، حَدَّثَنَا أَبُو عَمْرٍو السَّدُوسِيُّ الْمَدِينِيُّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي بَكْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ، عَنْ عَمْرَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ حَبِيبَةَ بِنْتَ سَهْلٍ، كَانَتْ عِنْدَ ثَابِتِ بْنِ قَيْسِ بْنِ شَمَّاسٍ فَضَرَبَهَا فَكَسَرَ بَعْضَهَا فَأَتَتْ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بَعْدَ الصُّبْحِ فَاشْتَكَتْهُ إِلَيْهِ فَدَعَا النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ثَابِتًا فَقَالَ ( خُذْ بَعْضَ مَالِهَا وَفَارِقْهَا ) . فَقَالَ وَيَصْلُحُ ذَلِكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ ( نَعَمْ ) . قَالَ فَإِنِّي أَصْدَقْتُهَا حَدِيقَتَيْنِ وَهُمَا بِيَدِهَا فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( خُذْهُمَا فَفَارِقْهَا ) . فَفَعَلَ .
٢٢٣١ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحِيمِ الْبَزَّازُ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ بَحْرٍ الْقَطَّانُ، حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ يُوسُفَ، عَنْ مَعْمَرٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُسْلِمٍ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ امْرَأَةَ، ثَابِتِ بْنِ قَيْسٍ اخْتَلَعَتْ مِنْهُ فَجَعَلَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم عِدَّتَهَا حَيْضَةً . قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهَذَا الْحَدِيثُ رَوَاهُ عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم مُرْسَلاً .
٢٢٣٢ - حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ عِدَّةُ الْمُخْتَلِعَةِ حَيْضَةٌ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.