34- Ölü Yediden Fazla Da Gerekirse Yıkanır Mı?
1898- Yine Ümmü Atiyye (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kızlarından biri vefat etmişti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize haber göndererek; (Onu su ve sidr ile üç, beş, gerek görürseniz daha fazla yıkayın. Sonuncu yıkamada ise kâfûr ve o cinsten bir koku kullanın, yıkama işini bitirince de bana haber verin) buyurmuştu. Biz de yıkama işini bitirdik ve haber verdik. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de, Hakve denilen elbisesini bize verdi ve:
(Bunu kızıma giydirin) buyurdu. (İbn Mâce, Cenaiz: 8; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 33)
1899-
1900- Ümmü Atiyye (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kızlarından biri vefat etmişti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu yıkamamızı emretti ve şöyle buyurdu:
(Onu üç, beş, yedi gerekirse daha fazla yıkayın. Ben tek sayı üzerine mi yıkayalım dedim. O da Evet dedi ve son yıkadığınızda kâfûr ve ona benzer bir koku sürün. Yıkama işini bitirince de Bana haber verin) dedi. Biz de yıkamayı bitirince kendisine haber verdik. Bize Hakve denilen elbisesini verdi ve:
(Bunu kızıma giydiriniz) buyurdu. (İbn Mâce, Cenaiz: 8; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 33)
٣٤ - باب غَسْلِ الْمَيِّتِ أَكْثَرَ مِنْ سَبْعَةٍ
١٨٩٨ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، قَالَ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ، عَنْ مُحَمَّدٍ، عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ، قَالَتْ تُوُفِّيَتْ إِحْدَى بَنَاتِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَرْسَلَ إِلَيْنَا فَقَالَ ( اغْسِلْنَهَا ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا أَوْ أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكِ إِنْ رَأَيْتُنَّ بِمَاءٍ وَسِدْرٍ وَاجْعَلْنَ فِي الآخِرَةِ كَافُورًا أَوْ شَيْئًا مِنْ كَافُورٍ فَإِذَا فَرَغْتُنَّ فَآذِنَّنِي ) . فَلَمَّا فَرَغْنَا آذَنَّاهُ فَأَلْقَى إِلَيْنَا حَقْوَهُ وَقَالَ ( أَشْعِرْنَهَا إِيَّاهُ ) .
١٨٩٩ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، عَنْ أَيُّوبَ، عَنْ حَفْصَةَ، عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ، نَحْوَهُ غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ ( ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا أَوْ سَبْعًا أَوْ أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكِ إِنْ رَأَيْتُنَّ ذَلِكِ ) .
١٩٠٠ - أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ، قَالَ حَدَّثَنَا بِشْرٌ، عَنْ سَلَمَةَ بْنِ عَلْقَمَةَ، عَنْ مُحَمَّدٍ، عَنْ بَعْضِ، إِخْوَتِهِ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ، قَالَتْ تُوُفِّيَتِ ابْنَةٌ لِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَمَرَنَا بِغَسْلِهَا فَقَالَ ( اغْسِلْنَهَا ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا أَوْ سَبْعًا أَوْ أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكِ إِنْ رَأَيْتُنَّ ) . قَالَتْ قُلْتُ وِتْرًا قَالَ ( نَعَمْ وَاجْعَلْنَ فِي الآخِرَةِ كَافُورًا أَوْ شَيْئًا مِنْ كَافُورٍ فَإِذَا فَرَغْتُنَّ فَآذِنَّنِي ) . فَلَمَّا فَرَغْنَا آذَنَّاهُ فَأَعْطَانَا حَقْوَهُ وَقَالَ ( أَشْعِرْنَهَا إِيَّاهُ ) .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.