Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

ALLAH (AZZE VE CELLE)’NİN İSİMLERİ, BÂBI

ALLAH (AZZE VE CELLE)’NİN İSİMLERİ, BÂBI || DUA KİTABI || SÜNEN-İ İBN MACE || HADİS KÜTÜPHANESİ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 10- ALLAH (AZZE VE CELLE)’NİN İSİMLERİ, BÂBI

3993 - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Şüphesiz, Allah'ın doksan dokuz, (yani) yüz eksi bir ismi vardır. Kim bu isimleri (tamamen) sayarsa cennete girer.) "

3994 - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

Şüphesiz, Allah'ın doksan dokuz, (yani) yüzden bir eksik ismi vardır. Allah, şüphesiz (zât ve sıfatlarında) tekdir (yani ortağı, eşi ve benzeri yoktur), tek olan (yani çift olmayan zikirleri, ibâdetler) i sever. Kim o doksan dokuz ismi hıfzedip ezberlerse, cennete girer. O isimler (şunlardır) :

Allah, el-Vâhid, es-Samed, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Hâlık, el-Bârî’, el-Mûsâvvir, el-Melik, el-Hakk, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mûtekebbir, er-Rahmân, er-Rahîm, el-Latîf, el-Habîr, es-Semî, el-Basir, el-Alîm, el-Azîm, el-Bârr, el-Müteâl, el-Celil, el-Cemîl, el-Hayy, el-Kayyûm, el Kadir, el-Kahir, el-Alî, el-Hakîm, el-Karîb, el-Mücîb, el-Ganî, el-Vahhâb, el-Vedûd, eş-Şekûr, el-Mâcid, el-Vâcid, el-Vali, er-Râşid, el-Afuvv, el-Ğafûr, el-Halîm, el-Kerim, et-Tevvâb, er-Babb, el-Mecîd, el-Veliyy, eş-Şehid, el-Mübîn, el-Bürhân, er-Reûf, er-Rahîm, el-Mübdi', el-Muîd, el-Bâis, el-Vâris, el-Kaviyy, eş-Şedîd, ed-Dârr, en-Nâfi’, el-Bâkî, el-Vâki, el-Hâfıd, er-Râfi’, el-Kabıd, el-Bâsit, el-Müizz, el Müzill, el-Muksıt, er-Rezzâk, Zü’l-Kuvve, el-Metin, el Kaim, ed-Dâim, el-Hâfız, el-Vekil, el-Fâtar, es-Sami', el-Mu'tî, el-Muhyi, el-Mümît, el-Mâni, el-Câmi’, el-Hâdî, el-Kâfî, el-Ebed, el Âlim, es-Sâdik, en-Nûr, el-Münir, et-Tâmm, el-Kadim, el-Vitr, el-Ahed, es-Samed. Öyle Allah ki doğurmadı, doğurulmadı ve hiçbir kimse O'nun dengi olmadı.

Züheyr demiştir ki: Bana birçok ilim adamları tarafından ulaştığına göre Esma-i Husnâ’nın evveline şu zikirle başlanır (yani önce şu zikir okunur, ondan sonra Esmâ-ı Husna'nın okunmasına başlanır) :

"La İlahe illallahü vahdehû lâ şerike lehu. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdu, biyedihi'l-hayru ve hüve alâ külli şey'in kadir. Lâ ilahe illallah. Lehü'l-Esmâü'l-Husnâ = Allah'tan başka ilâh yoktur. O, (zât ve sıfatlarında) tektir, ortağı yoktur. Mülk (hâkimiyet - saltanat) O'nundur, hamd de O'nundur. Hayır ancak O'nun (kudret) elindedir ve O, her şeye kadirdir. Allah'tan başka İlâh yoktur. Esmâ-i Husnâ (= En güzel isimler) O'nadır."

١٠ - باب أَسْمَاءِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ

٣٩٩٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( إِنَّ لِلَّهِ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ اسْمًا مِائَةً إِلاَّ وَاحِدًا مَنْ أَحْصَاهَا دَخَلَ الْجَنَّةَ ‏)‏.‏

٣٩٩٤ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ مُحَمَّدٍ الصَّنْعَانِيُّ، حَدَّثَنَا أَبُو الْمُنْذِرِ، زُهَيْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ التَّمِيمِيُّ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُقْبَةَ، حَدَّثَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجُ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( إِنَّ لِلَّهِ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ اسْمًا مِائَةً إِلاَّ وَاحِدًا إِنَّهُ وِتْرٌ يُحِبُّ الْوِتْرَ مَنْ حَفِظَهَا دَخَلَ الْجَنَّةَ وَهِيَ اللَّهُ الْوَاحِدُ الصَّمَدُ الأَوَّلُ الآخِرُ الظَّاهِرُ الْبَاطِنُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ الْمَلِكُ الْحَقُّ السَّلاَمُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ الْعَزِيزُ الْجَبَّارُ الْمُتَكَبِّرُ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ الْعَلِيمُ الْعَظِيمُ الْبَارُّ الْمُتَعَالِ الْجَلِيلُ الْجَمِيلُ الْحَىُّ الْقَيُّومُ الْقَادِرُ الْقَاهِرُ الْعَلِيُّ الْحَكِيمُ الْقَرِيبُ الْمُجِيبُ الْغَنِيُّ الْوَهَّابُ الْوَدُودُ الشَّكُورُ الْمَاجِدُ الْوَاجِدُ الْوَالِي الرَّاشِدُ الْعَفُوُّ الْغَفُورُ الْحَلِيمُ الْكَرِيمُ التَّوَّابُ الرَّبُّ الْمَجِيدُ الْوَلِيُّ الشَّهِيدُ الْمُبِينُ الْبُرْهَانُ الرَّءُوفُ الرَّحِيمُ الْمُبْدِئُ الْمُعِيدُ الْبَاعِثُ الْوَارِثُ الْقَوِيُّ الشَّدِيدُ الضَّارُّ النَّافِعُ الْبَاقِي الْوَاقِي الْخَافِضُ الرَّافِعُ الْقَابِضُ الْبَاسِطُ الْمُعِزُّ الْمُذِلُّ الْمُقْسِطُ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ الْقَائِمُ الدَّائِمُ الْحَافِظُ الْوَكِيلُ الْفَاطِرُ السَّامِعُ الْمُعْطِي الْمُحْيِي الْمُمِيتُ الْمَانِعُ الْجَامِعُ الْهَادِي الْكَافِي الأَبَدُ الْعَالِمُ الصَّادِقُ النُّورُ الْمُنِيرُ التَّامُّ الْقَدِيمُ الْوِتْرُ الأَحَدُ الصَّمَدُ الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ ‏)‏.‏ قَالَ زُهَيْرٌ فَبَلَغَنَا عَنْ غَيْرِ وَاحِدٍ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّ أَوَّلَهَا يُفْتَحُ بِقَوْلِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ لَهُ الأَسْمَاءُ الْحُسْنَى ‏.‏


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget