4- GENİŞ KAPSAMLI DUALAR
3977 - “. Tarık (bin Eşyem) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek:
Yâ Resûlallah! Ben Rabbim'den dilekte bulunmak istediğim zaman nasıl söyliyeyim, dediğinde Tarık, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (adama) şöyle buyurduğuna şâhid olmuştur:
(De ki : Allahım! Beni bağışla, bana rahmet et, beni (dünya ve ahiret fitne ve belalarından) âfiyette-selamette kıl ve beni (helâlından) rızıklandır.)
Ve Resûl-i Ekrem baş parmak hâriç (mübarek elinin) dört parmağını birleştirerek (adama):
(Şüphesiz şunlar (yani şu dört cümle) senin için dînini ve dünyanı toplar (yani iki hayatın mutluluğunu içerir), buyurdu. ) "
3978 - “. Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine şu duayı öğretmiştir:
(Allahım! Şüphesiz ben senden hayrın her çeşidinden isterim, âcil olanı, âcil olmayanı, bilebildiğim hayrı ve bilemediğim hayrı. Âcil olan ve âcil olmayan, bilebildiğim ve bilemediğim şerrin hepsinden sana sığınırım. Allahım! Senin (sevgili) kulun ve Peygamber'inin senden istediği hayır (nevilerin) den şüphesiz senden ben de isterim ve senin (sevgili) kulun ve peygamber'inin sana sığındığı şerlerden sana ben de sığınırım. Allahım! Şüphesiz ben senden cenneti ve (beni) cennet'e yaklaştırıcı söz ve amel (de muvaffak olmayı) isterim. Cehennem ateşinden ve (beni) ona yaklaştıran söz veya amelden de sana sığınırım. Benim için hükmettiğin her kaza (ve kader) hükmünü hayırlı kılmanı senden dilerim. ) "
3979 - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adama:
(Namazda (yani oturduğunda) ne diyorsun?) diye sordu. Adam : Ben teşehhüdü (yani et-Tahiyyâtü, Allahümme salli...) okuyorum. Sonra Allah'tan cennet diliyor ve cehennem ateşinden O'na sığınıyorum. Ama, Vallahi ben ne senin ne okuduğunu, ne de Mûaz'ın ne okuduğunu bilmiyorum, dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (adama) :
(Biz onun çevresinde (yani senin okuduğun şeylere yakın) sözler söyleriz.) buyurdu."
٤ - باب الْجَوَامِعِ مِنَ الدُّعَاءِ
٣٩٧٧ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، أَنْبَأَنَا أَبُو مَالِكٍ، سَعْدُ بْنُ طَارِقٍ عَنْ أَبِيهِ، أَنَّهُ سَمِعَ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَقَدْ أَتَاهُ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ أَقُولُ حِينَ أَسْأَلُ رَبِّي قَالَ ( قُلِ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي وَارْحَمْنِي وَعَافِنِي وَارْزُقْنِي ). وَجَمَعَ أَصَابِعَهُ الأَرْبَعَ إِلاَّ الإِبْهَامَ ( فَإِنَّ هَؤُلاَءِ يَجْمَعْنَ لَكَ دِينَكَ وَدُنْيَاكَ ).
٣٩٧٨ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَفَّانُ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، أَخْبَرَنِي جَبْرُ بْنُ حَبِيبٍ، عَنْ أُمِّ كُلْثُومٍ بِنْتِ أَبِي بَكْرٍ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ عَلَّمَهَا هَذَا الدُّعَاءَ ( اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنَ الْخَيْرِ كُلِّهِ عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ مَا عَلِمْتُ مِنْهُ وَمَا لَمْ أَعْلَمْ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الشَّرِّ كُلِّهِ عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ مَا عَلِمْتُ مِنْهُ وَمَا لَمْ أَعْلَمْ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا سَأَلَكَ عَبْدُكَ وَنَبِيُّكَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا عَاذَ بِهِ عَبْدُكَ وَنَبِيُّكَ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ وَمَا قَرَّبَ إِلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ أَوْ عَمَلٍ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ وَمَا قَرَّبَ إِلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ أَوْ عَمَلٍ وَأَسْأَلُكَ أَنْ تَجْعَلَ كُلَّ قَضَاءٍ قَضَيْتَهُ لِي خَيْرًا ).
٣٩٧٩ - حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ مُوسَى الْقَطَّانُ، حَدَّثَنَا جَرِيرٌ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ لِرَجُلٍ ( مَا تَقُولُ فِي الصَّلاَةِ ). قَالَ أَتَشَهَّدُ ثُمَّ أَسْأَلُ اللَّهَ الْجَنَّةَ وَأَعُوذُ بِهِ مِنَ النَّارِ أَمَا وَاللَّهِ مَا أُحْسِنُ دَنْدَنَتَكَ وَلاَ دَنْدَنَةَ مُعَاذٍ . قَالَ ( حَوْلَهُمَا نُدَنْدِنُ ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.