97. Bab—(Kişinin) Namazları, Evinde Kıldıktan Sonra Cemaatle Yeniden Kılması
1418. Bize Haşim ibnu'l-Kasım rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Yala b. Atâ'dan, şöyle dediğini rivâyet etti: Câbir b. Yezîd İbni'l-Esved es-Süvâ'î'yi, babasından (naklen) rivâyet ederken işittim ki, O (yani Yezîd'in babası, bir gün) Hazret-i Peygamber'le (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazını kılmış. (Yezîd'in babası) demiş ki, bir de ne görelim! Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kıldırdığında namaz kılmayarak bir kenarda oturmakta olan iki kişi... (Yezîd'in babası) demiş ki, bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) onları çağırttı. Onlar da, tiril tiril titrer bir halde getirildiler. (Hazret-i Peygamber) buyurdu ki; "Sizi (bizimle) namaz kılmaktan ne alıkoydu?" Onlar; "Evlerimizde kılmıştık, (bunun için sizinle kılmadık)" dediler. (O zaman Hazret-i Peygamber) şöyle buyurdu: "Artık (böyle) yapmayın. Evlerinizde kılıp da sonra imama kavuştuğunuz zaman (tekrar) kılın. Çünkü bu (ikinci kılışınız) sizin için nafile (yerine geçer.)" (Yezîd'in babası) sözüne şöyle devam etmiş: Sonra cemaat kalktı, (Hazret-i Peygamber'in) elini tutup yüzlerine sürmeye başladılar. (Yezîd'in babası) demiş ki, ben de elini tutup yüzüme sürdüm de, O'nun kardan daha serin, kokusunun da miskten daha güzel olduğunu gördüm.
٩٧- باب إِعَادَةِ الصَّلَوَاتِ فِى الْجَمَاعَةِ بَعْدَ مَا يُصَلِّى فِى بَيْتِهِ
١٤١٨ - أَخْبَرَنَا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ يَعْلَى بْنِ عَطَاءٍ قَالَ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ يَزِيدَ بْنِ الأَسْوَدِ السُّوَائِىَّ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ : أَنَّهُ صَلَّى مَعَ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- صَلاَةَ الصُّبْحِ - قَالَ - فَإِذَا رَجُلاَنِ حِينَ صَلَّى النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَاعِدَانِ فِى نَاحِيَةٍ لَمْ يُصَلِّيَا - قَالَ - فَدَعَا بِهِمَا فَجِىءَ بِهِمَا تُرْعَدُ فَرَائِصُهُمَا قَالَ :( مَا مَنَعَكُمَا أَنْ تُصَلِّيَا؟ ). قَالاَ : صَلَّيْنَا فِى رِحَالِنَا. قَالَ :( فَلاَ تَفْعَلاَ ، إِذَا صَلَّيْتُمَا فِى رِحَالِكُمَا ثُمَّ أَدْرَكْتُمَا الإِمَامَ فَصَلِّيَا ، فَإِنَّهَا لَكُمَا نَافِلَةٌ ). قَالَ : فَقَامَ النَّاسُ يَأْخُذُونَ بِيَدِهِ يَمْسَحُونَ بِهَا وُجُوهَهُمْ - قَالَ - فَأَخَذْتُ بِيَدِهِ فَمَسَحْتُ بِهَا وَجْهِى فَإِذَا هِىَ أَبْرَدُ مِنَ الثَّلْجِ وَأَطْيَبُ رِيحاً مِنَ الْمِسْكِ.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.