2. Bâb—Namazın Vakitleri Hakkında
1229. Bize Hâşim İbnu'l-Kasım haber verip (dedi ki); bize Şu'be, Sa'd b. İbrahim'den (naklen) rivâyet etti. (Sa'd) dedi ki, Muhammed b. Amr İbni'l-Hasan b. Alî'nin şöyle dediğini işitti: Câbir b. Abdillah'a el-Haccâc’ın -ki O, namazı vaktinden geriye akırdı (valiliği zamanında, namazların vakitlerini) sormuştuk da ibir şöyle demişti: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) le namazını, güneşin (tam tepeden) inişi zamanında; ikindi naazını, o (güneş) canlı -veya tertemiz- iken; akşam namazını, güneş tüldüğü zaman kıldırır, yatsıyı ise bazan (vaktinin başında) hemen ldırır, bazan geciktirirdi. Cemaat toplandığı zaman (vaktinin banda) hemen kıldırır, geciktikleri zaman ise geciktirirdi. Sabah naazını ise çoğu zaman (veya bazan) gecenin sonundaki karanlıkta kıldırır -veya kılarlardı.
1230. Bize Ubeydullah b. Abdilmecîd el-Hanefi haber verip (dedi ki), bize Mâlik, İbn Şihâb'dan (naklen) rivâyet etti ki, Ömer b. Abdilaziz bir gün namazı geciktirmişti de, Urve İbnu'z-Zübeyr, huzuruna çıkıp O'na haber vermişti ki, el-Muğîre b. Şu'be bir gün namazı geciktirmişti de Ebû Mes'ûd el-Ensâri O'nun huzuruna çıkıp şöyle demişti: "Nedir bu, ey Muğîre! Bilmiyor musun ki, Cebrail, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) inmiş ve namaz kılmış, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de (O'nunla beraber) namaz kılmıştı. Sonra (tekrar) namaz kılmış, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de (O'nunla beraber) namaz kılmıştı. Sonra (tekrar) namaz kılmış, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (O'nunla beraber) namaz kılmıştı. Sonra (tekrar) namaz kılmış, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de (O'nunla beraber) namaz kılmıştı. (Cebrail) sonra da; "bununla emredildim (-veya emredildin-)" demişti. Bunun üzerine (Ömer) şöyle demişti: "Ne anlattığına iyi bak, ey Urve! Namazların vaktini Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) Cebrâîl mi belirlemiş di?" O da şöyle karşılık vermişti: "Beşir b. Ebî Mes'ûd, babasından böyle rivâyet ederdi."
1231. Urve (sözüne devamla) dedi ki, vallahi Hazret-i Âişe (radıyallahü anha) de bana rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ikindi namazını, güneş odasında (hücresinde) bulunuyorken yükselmeden (yani güneş ışıkları odasından çıkıp da içeriyi gölge kaplamadan) önce kılardı).
٢- باب فِى مَوَاقِيتِ الصَّلاَةِ
١٢٢٩ - أَخْبَرَنَا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ عَمْرِو بْنِ الْحَسَنِ بْنِ عَلِىٍّ قَالَ : سَأَلْنَا جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ فِى زَمَنِ الْحَجَّاجِ - وَكَانَ يُؤَخِّرُ الصَّلاَةَ عَنْ وَقْتِ الصَّلاَةِ - فَقَالَ جَابِرٌ : كَانَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يُصَلِّى الظُّهْرَ حِينَ تَزُولُ الشَّمْسُ ، وَالْعَصْرَ وَهِىَ حَيَّةٌ أَوْ نَقِيَّةٌ ، وَالْمَغْرِبَ حِينَ تَجِبُ الشَّمْسُ ، وَالْعِشَاءَ رُبَّمَا عَجَّلَ وَرُبَّمَا أَخَّرَ ، إِذَا اجْتَمَعَ النَّاسُ عَجَّلَ وَإِذَا تَأَخَّرُوا أَخَّرَ ، وَالصُّبْحَ رُبَّمَا كَانُوا أَوْ كَانَ يُصَلِّيهَا بَغَلَسٍ.
١٢٣٠ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ الْحَنَفِىُّ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ : أَنَّ عُمَرَ بْنَ عَبْدِ الْعَزِيزِ أَخَّرَ الصَّلاَةَ يَوْماً فَدَخَلَ عَلَيْهِ عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ فَأَخْبَرَهُ : أَنَّ الْمُغِيرَةَ بْنَ شُعْبَةَ أَخَّرَ الصَّلاَةَ يَوْماً فَدَخَلَ عَلَيْهِ أَبُو مَسْعُودٍ الأَنْصَارِىُّ فَقَالَ : مَا هَذَا يَا مُغِيرَةُ؟ أَلَيْسَ قَدْ عَلِمْتَ أَنَّ جِبْرِيلَ نَزَلَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَصَلَّى ، فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- ثُمَّ صَلَّى فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- ثُمَّ صَلَّى فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- ثُمَّ صَلَّى فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- ثُمَّ صَلَّى فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- ثُمَّ قَالَ : بِهَذَا أُمِرْتَ؟ قَالَ : اعْلَمْ مَا تُحَدِّثُ يَا عُرْوَةَ أَوَإِنَّ جِبْرِيلَ أَقَامَ وَقْتَ الصَّلاَةِ لِرَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم-؟ قَالَ : كَذَاكَ كَانَ بَشِيرُ بْنُ أَبِى مَسْعُودٍ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ.
١٢٣١ - قَالَ عُرْوَةُ وَلَقَدْ حَدَّثَتْنِى عَائِشَةُ : أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- كَانَ يُصَلِّى الْعَصْرَ وَالشَّمْسُ فِى حُجْرَتِهَا قَبْلَ أَنْ تَظْهَرَ.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.