Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

Ferd-i Nisbî
Ferd hadislerin ikinci kısmıdır ve ravilerinin birine nisbetle ferd olan hadis çeşididir. Genel olarak hususi bir cihete nisbetle ferd olan hadis olarak tarif edilir. 272
İbn Hacer'e göre ferd-i nisbi, senedinin baş tarafında değil, ortasında garabet bulunan hadisdir. Böyle bir hadise nisbî denmesinin sebebi, teferrüdün belli bir şahsa nisbetle hasıl olması dolayısiyledir. Ayrıca ona göre hadis usulü alimleri ferd kelimesini daha çok ferd-i mutlak, garib kelimesini de ferd-i nisbî için kullanmışlardır. 273Buna göre ferd-i nisbî, bazı alimlere göre garîbden ibarettir.
Hadisin ferd sayılmasına sebep olan rivayette tek kalma bazen sikanın rivayette tek kalması gibi hususî bir kayıtla olur. Şu hadis buna misaldir.
“Hz. Peygamber (s.a.s) ramazan ve Kurban bayramı namazlarını kıldırırken “Kaf” ve “İktarabeti's-Sâ'a” (surelerini) okurdu.” 274
Bu hadisin ravilerinden Ubeydullah b. Abdillah'tan rivayette sika olarak Damre-tu'bnu Sa'îd tek kalmıştır. Binaenaleyh bu hadisin ferd-i nisbî sayılmasına sebep olan teferrüdü bazen mekkelilerin, Medinelilerin, Basralı, Şamlı veya Mısırlı ravilerin birbirlerinden rivayette teferrüd etmeleri gibi yine hususi bir kayıtla olabilir. Bu şekildeki teferrüdle rivayet edilen hadis de ferd-i nisbîdir. Şu hadis buna misaldir:
“Ebu Said'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: “Hz. Peygamber (s.a.s) bize namazda Fatiha ve kolayımıza giden (sure ve bir miktar ayet) okumamızı emretti.” el-Hâkimu'n-Nîsâburî'nin belirttiğine bakılırsa bu hadisin “emeranâ” lafzını zikirde isnadın başından sonuna kadar basralılar teferrd etmişlerdir. 275Bir başka deyişle bu lafzın rivayetinde basralılara katılan olmamış; dolayısiyle teferrüd bu yönden olmuştur. Şu hadis de rivayetinde mısırlıların teferrüd ettikleri ferd-i nisbîdir: 
“Abdullah b. Zeyd el-Ensâri'den rivayet edilmiştir. Ben demiştir; Hz. Peygamber (s.a.s)'i abdest alırken gördüm. Kulakları (nı meshetmek) için başını meshettiği sudan ayrı biraz su aldı (ve meshetti).276
Teferrüd bazen de bir raviden rivayete münhasır olur. Bu takdirde hadisin akabinde “lem yervihi illa fulânun an fulânin” (Bu hadisi falandan, fulandan başka rivayet eden olmadı) denir. Aynı hadisi başkasından pek çok kimse rivayet etmiş bile olsa o raviden rivayette teferrüd, aynı şekilde hadisin ferdi nisbî addedilmesine sebep teşkil eden kayıt mesabesinde kalır. Sünen sahiplerinin Sufyân b. Uyeyne-Vâil b. Dâvud-Babası-ez-Zuhrî- Enes b. Mâlik isnadiyle rivayet ettikleri şu hadis de buna misaldir:
“Enes b. Mâlikten rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s) Hz. Safiyye'yi nikahladığında kavut ve hurma ile düğün yemeği verdi.”277
Bu hadisin ravilerinden Vâ'il b. Dâvud babasından rivayette tek kalmıştır. Vâ'il'den de Sufyân b. Uyeyne'den başka rivayet eden olmamıştır. Sufyân'ın Vâ'il'den teferrüdü yüzünden hadis ferd-i nisbî sayılmıştır.
Belli bir şaysa nisbetle teferrüd de aynı gruba girer. Söz gelişi bir hadisi faraza İbn Ömer'den Nâfi, Nâfi'den Mâlik rivayet etmiş olsa, birkaç ravi de Mâlik'e uğramaksızm Nâfi'den rivayet ettikleri halde yalnız bir ravi Mâlik tarîkından Nâfi'den rivayet etmiş bulunursa hadis ferd-i nisbî olur. Buna nisbî denmesi, bir veya birkaç vecihten azız veya meşhur olsa bile yalnız o belli şahsın teferrüdü yüzündendir. Yine mesela Mâlik Nâfi'den, Nâfı İbn Ömer'den bir hadis rivayet etmiş olsa, bir başka ravi de aynı hadisi mutâbi'i olmaksızın Mâlik'ten tek başına rivayet etse bu hadis, Mâlik'ten tek olarak rivayet eden raviye nisbetle ferd, dolayısiyle ferd-i nisbîdir. 278
Ferd-i Nisbînin hükmünde iki durum söz konusudur:
a) Ferd-i Nisbî, sika raviden rivayette teferrüd kaydiyle ferd ise o takdirde ferd-i mutlakın hükmüne tâbidir.
b) Diğer iki kayıt yani belli bir beldeye mensup ravilerin birbirlerinden rivayette teferrütleri veya belli bir raviden teferrüd sebebiyle ferd ise o zaman da hüküm hadisin geldiği tarîka göre verilir. Eğer bu tarik sahihse hadis sahih; hasense hasen; zayıfsa zayıf kabul edilir.

Ferd-i Mutlak
“Mutlak ferd” manasına isnadın herhangi bir yerinde ravisi tek olan ferd hadisin kısımlarından biridir.
Ferd maddesinde de söz konusu edildiği gibi isnadının herhangi bir yerinde ravisi tek olan ferd hadis iki kısma ayrılır. Bunlardan birincisi ferd-i mutlak; ikincisi ferd-i nisbîdir. Ferd-i mutlak -ki ferd de denir- teferrüd denilen rivayette tek kalma senedin başında olan hadisdir. Bir başka ifadeyle senedin baş tarafındaki sahabi veya tabiînin tek başına rivayette bulunduğu hadisler ferd-i mutlakdır. Buna göre infirâd, teferrüd veya garabet denilen rivayette tek basma kalma senedin aslı, evveli, menşei gibi tabirlerle belirlenen sahabînin veya tabi'inin bulunduğu baş tarafta olursa böyle rivayet edilen hadisler ferd veya ferdi mutlak itibar edilirler. Şu hale göre ferd-i mutlak-da teferrüd senedin herhangi bir yerinde değil, özellikle hadisi Hz. Peygamber (s.a.s)'den rivayet eden sahabi veya sahabiden rivayette bulunan tabiidedir.
Ferd-i mutlaka velâ hakkının satışını veya hibe edilmesini yasaklayan hadis misal verilebilir.
Bahis konusu hadis şöyledir:
“Abdullah b. Dinar, İbn Ömer isnadiyle rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s) azadlı kölenin miras hakkının satılmasını da hibe edilmesini de yasakladı.”270 
Bu hadisi sahabî İbn Ömer'den bir tek Abdullah b. Dinar nakletmiştir. Bu başka deyişle İbn Ömer'den rivayette Abdullah b. Dînar tek kalmıştır. Nitekim Müslim, hadisi sevkettikten sonra “Bu hadis için bütün insanlar Abdullah b. Dinar'a muhtaçtırlar” diyerek onun sahabîden rivayet eden tek ravi olduğuna işaret etmiştir. Bu duruma göre teferrüd senedin aslında yani baş kismındadır. Dolayısıyle hadis ferd-i mutlaktır.
Bazen hadisi tek başına rivayet eden raviden rivayette bulunan kimse de tek bir şahıs olabilir. Hatta bu hal birkaç ravide peşpeşe devam edebilir. İman hasletleri konusundaki Ebu Hureyre'den rivayet edilen şu hadisin sahâbi ve tabiî ravisi tektir:
“İman yetmiş şu kadar şubedir. En üstünü “lâ ilahe illallah” sözüdür. En alt derecesi ise insanların geçeceği yollardan onlara eziyet verecek (taş, diken ve benzeri) şeyleri kaldırmaktır. Haya da imanın bir bölümüdür.” 271
Bu hadisi Hz. Peygamber (s.a.s)'den yalnızca sahabe Ebu Hureyre; Ebu Hureyre'den sadece tâbi'î Ebu Salih, Ebu Sâlih'den de bir tek Abdullah b. Dinar rivayet etmiştir.
Ferd-i mutlakın hükmüne gelince, şayet rivayetinde teferrüd eden ravi sika ise ve zabtı tamsa yalnız başına rivayet ettiği ferd hadis sahih kabul edilir ve dinî meselelerde delil olarak kullanılır. Şayet zabtı tam değilse hasendir. Bu takdirde de dinî konularda delil olacak nitelikdedir. Rivayette teferrüd etmiş olan ravisi sika ve zabıt değilse hadisi zayıftır. O takdirde ise zayıf hadisin hükmüne girer.

Ferd-i Muhâlif
Bir ravinin kendisinden daha üstün ravilerin rivayetlerine aykırı olarak tek başına rivayet ettiği hadistir.
İbnu's-Salâh'a ve ona tabi olarak en-Nevevî’ye göre ferd-i muhaiif, şazz-ı merdud'un iki kısmından birincisidir, en-Nevevî şöyle der: “el Halîli ve el-Hakimin şaz tariflerini “inneme'l-a’malu bi'n-Niyyât” hadisi, “vela hakkının satış veya hibesini yasaklayan” hadis ve benzeri sahih addedilen adalet ve zabt sahibi ravilerin münferit olarak rivayet ettikleri hadislerle bağdaştırmak müşküldür. Bu konuda sahih olan tafsildir. Eğer adi ve zabıt ravinin rivayetinde teferrüd ettiği hadis kendisinden ahfaz ve azbat olan ravinin rivayetine muhalif ise merdud şazdır. Değilse ravisi adi, hafız ve zabtında mevsuk olması kaydiyle ferd olan hadisi sahilidir. Zabtı tam değilse hasendir. Eğer adalet ve zabt vasıflarından yoksun ise hadisi münker merdûd şazdır. Hasılı merdûd şaz, ferdi muhaliftir. 268Buradan ferdi muhalifin adalet ve zabt vasıflarından uzak bir ravinin hadis zabtı bakımından kendisinden daha üstün raviye aykırı olarak ve tek başına rivayet ettiği hadis olduğu anlaşılmaktadır. Aslında ferd ravinin münferid. muhalif de aykırı ve muhalif olarak rivayet ettiği hadis demek olduğuna göre ferdi muhalif teriminin kendisinden, tarifi de açıklık kazanmaktadır. Bununla birlikte ravinin. rivayetinde başkalarına muhalefet bahis konusu olmadan başkalarının rivayet etmediği bir hadisi rivayette tek kalması da ferdi muhaliften sayılmıştır. Tabiatiyle, rivayetinde tek kalan ravinin adalet ve zabt yönlerinden güvenilir bir kimse olması halinde rivayeti ferd-i muhalif kabul edilir.

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget