Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"
İbtidâ-yı Sened |
---|
Senedin başlangıcı anlamına gelen bir tabir olarak hadisi rivayet eden veya kitabında nakleden muhaddise denir
|
İbn Mâce |
---|
Bk. Sünen İbn-i Mâce.
Hicri üçüncü asır alimlerinden Muhammed b. Yezid b. Abdillah b. Mâce el-Kazvinî'nin ahkâm hadislerinden oluşan sünen türünde hadis kitabıdır. İlk defa İbn Tâhir el-Makdisî tarafından usûlü hamse denilen ve Buharı, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî ve Nese'îden oluşan ana hadis kaynaklarına katılmıştır. Buna göre el-Muvatta yerine kutub-i sittenin altıncı eseri kabul edilmiştir. 37 Kitâb başlıklı ana bölümü oluşturan bablarında 4341 hadis vardır. Bunlardan bir kısmı es-Sahîhân ve üç sünen üzerine zeva'idden oluşur. Alimler bu hadislerin hükmünde ihtilaf etmişlerdir. el-Mizzî, İbn Mâce'nin diğer usülu hamseden ayrı olarak rivayet ettiği bütün hadislerin zayıf olduğunu söylemiştir. İbn Hacer'e göre ise bunlar çoğunlukla sahihtirler. Sünen İbni Mâce tertip yönünden güzel bir eserdir. Fıkhın diğer hadis kitaplarında bulunmayan birçok babındaki hadislere yer vermiştir. 1089Bab başlıkları, konunun inceliklerini ifade edecek kadar veciz, ancak düzgün bir şekilde konulmuştur. Sistematik olduğundan istifade kolaydır. Bu özelliklerine rağmen Sünen İbni Mâce bazı alimlerce şiddetli zayıf, hatta mevzu hadislere yer verdiği için tenkit edilmiştir. Sünende bulunan zayıf hadislerin çoğu müdafaa edilebilir cinsten görülmüştür. Buna rağmen mevzu sayılan 30 kadar hadisi üzerinde durulmuştur. Nitekim İbnu'l-Cevzî, söz gelişi Kazvin'in fedailine dair rivayeti 1090 naklettiği için İbn Mâce'yi şiddetle tenkit ederek şunları söylemiştir: “Asıl şaşılacak taraf İbn Mâce'nin Süneninde mevzu olduğunu bile bile bu hadisi hiçbir şey söylemeden nakletmesidir. es-Sahîhanda işittiği Hz. Peygamber (s.a.s) in “yalan olduğunu bile bile bile benden bir hadis rivayet eden yalancılardan biridir” dediğini bilmiyor mu dersiniz! Dahası, avamın “bu hadisi sahih olmasaydı İbn Mâce gibi bir alim onu nakletmezdi” diyeceklerini ve onunla amel edeceklerini de mi bilmiyor? Anlaşılıyor ki, İbn Mâce belde ve vatan taassubunun doğurduğu hevaya yenik düşmüş ( ve bu rivayeti o yüzden nakletmiş) tir.” 1091ez-Zehebî de İbnu'l-Cevzî'ye uyup İbn Mâce'yi aynı rivayeti sunenine dahil ederek uğursuz bir iş yapmakla suçlamıştır. 1092 Daha çok Horasan ve havalesinde şöhret kazanmış bulunan Sünen İbni Mâce bazı alimlerce şerhedilmiştir. Bilinen birkaç şerhi şunlardır: 1. ed-Dîbâce fî Şerhi Sünen İbni Mâce: Muhammed b. Musa b. İsa ed-Demîri, 2. İbrahim b. Muhammed el-Halebî şerhi, 3. Misbâhu'z-Zucâze Şerhu Sünen İbni Mâce: Celaluddin Abdurrahman b. Ebi-bekr es-Suyûtî. Bunlardan başka Umer İbnu'l-Mulekkin'in, diğer usul üzerine zevai-dinîn şerhi vardır. İsmi Mâ Temessu heyhi'1-Hâce alâ Sünen İbni Mâcedir. Ayrıca Kutubi sitte üzerine haşiyeleriyle ünlü Muhammed b. Abdilhâdî es-Sindî'nin İnhâcu'1-Hâce isimli haşiyesi anmaya değer. Türkçeye de çevrilmiştir. |
İbhâm |
---|
Asıl itibariyle bir iş muğlak ve şüpheli olmak manasınadır. Bir adamı bir işten alıkoymak, kapıyı kapatmak manalarına da gelir. 405 Hadis Usulünde ibhâm, cerh ve ta'dil kaideleri ile ilgili olarak, sika bir ravinin isnadında kendisi gibi sika olan şeyhini ismiyle değil mübhem bir şekilde zikretmesine denir. Özellikle İmam Mâlik'in el-Muvatta'ında ve İmam Şafiî'nin rivayetlerinde çokça görülen ibhâm, çeşitli şekillerde yapılmıştır. Fakat belli bir tabiri yoktur. En çok kullanılan ibhâm lafızları, ahberanî şeyhim, ahberanî raculun, haddesenâ sâhibun lenâ, huddistu an fulânin, haddesenî gayra vahidin min ashabına, haddesenî ba'du ashâbinâ, ahberanî's-sikatu, ani's-sikati, haddesenî men lâ ettehimu ve benzeri lafızlardır. Ravileri arasında ismi herhangi bir sebeple ibham edilmiş biri bulunan hadise mubhem adı verilir. İsnadda ismi mübhem bırakılan ravînin kim olduğu bazen rivayet ettiği hadisin başka tarîktan rivayetinde isminin söylenmesiyle anlaşılır. Bununla birlikte şeyhini ibhâm eden sika ravinin bütün isnadlarının karşılaştırılmasından veya ibham edilen şeyhin ismini birinin haber vermesiyle anlaşıldığı da olur. Meselâ İmam Mâlik'in “ani's-sika, an İbn umer” dediği yerde “sika” Nâfi'dir. “Ahberanî men lâ ettehimu min ehli'1-ilm” dediği yerde ise kasdettiği el-Leys b. Sa'ddır. Yukarıda rivayetlerinde şeyhini çokça ibhâm ettiğinden bahsettiğimiz İmam Şâfi'î'nin “ahberanî's-sika, an İbn Ebî Zi'b” ibhamında sika olarak nitelediği şeyhi Muhammed b. İsmail b. Ebî Fudeyk’tir. “Ani's-sika, ani'z-Zuhrî” dediğinde ise mübhem bıraktığı kişi Sufyân b. Uyeyne’dir. “Haddesenî men lâ ettehimu” dediğinde ibham ettiği şeyhi İbrahim b. Yarıya’dır. Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah'a göre İmam Şafiî'nin “Haddesenî's-Sika, an Huşeym” diyerek ismini ibham ettiği şeyh, fıkıhta talebesi olan Ahmed b. Hanbel’dir. 406 İsmi ibham edilen şeyh adalet vasfına haizse ona mubhemu't-ta'dil de denir. Sika değilse isnadın munkati olduğuna hükmedilir.
|